Hükümetin "demokrasi açılımı" adını verdiği süreçle ilgili eşgüdüm görevini üstlenen İçişleri Bakanı Beşir Atalay saat 18:00 civarında konuşmaya başlayabildi.
Atalay, bir kez bölünen, iki kez ek süre aldığı ve yine de tamamlayamadığı konuşmasında, açılımla ilgili adımlara dair ayrıntı vermedi; 12 Kasım'ı kast ederek "Ayrıntıları perşembe anlatacağım" dedi.
Bakanın Kürt sorunu yerine "terör sorunu" demeyi yeğlediği konuşmasından bazı satır başları şöyle:
Muhalefete çağrı: Demokrasi açılımı sadece AKP iktidarının meselesi değil. Partiler üstü, milli bir mesele. Muhalefetin görevi sadece eleştirmek değil; sorunları çözmeye yönelik görüş ve önerileri sunmak da muhalefetin görevi. Muhalefet sorunun değil, çözümün bir parçasıdır. Umarım muhalefet esirgediği yapıcı önerilerini, alternatif çözüm önerilerini paylaşır.
Sorun ülkeye kaybettirdi: Bu mesele ülkemize ve insanımıza kaybettiren, on binlerce cana mal olan, kaynaklarımızı tüketen yıkıcı bir mesele. Gerçek ve kalıcı müdahalelerle çözüm gerekiyor. Cesaret samimiyet ve kararlılıkla çözülebilir.
Devlet politikası: Açılımı devletin tüm kurumlarını, milletin tüm kesimlerini içine alacak bir devlet politikası olarak yürütmeye çalışıyoruz. Geniş mutabakat için tüm devlet kurumlarının temsilcileri, partiler, meslek örgütleri, bilim insanları, gazeteci ve yazarlarla toplantı yaptık. Hiçbir illegal oluşumu muhatap almadık.
Üniter yapı değişmeyecek: Aklı başında kimse anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerini, tartışmıyor, tartışamaz. Açılım üniter yapıyı bozacak hiçbir unsur içermeyecek. Milli birlik, kardeşlik projesidir.
Özgür tartışma ortamı: Açılımın hedeflerinden biri, her türlü görüşün ifade edilebildiği, çözüm önerilerinin tartışılabildiği çoğulcu, özgürlük dolu ortamın sağlanması. Tabu görülen meseleler konuşuluyor. Toplumun tüm kesimleri tartışıyor. Elbette kaygılar olacaktır. Önemli olan medeni insanlar olarak tartışabilmek. Gelin siyasi hesapları bir kenara bırakalım, hiçbir kişiyi, kesimi ötekileştirmeyen siyasi şefkat dilini inşa edelim.
Artık yeter: Artık acıların da bitmesini istiyoruz. Ana baba yüreklerinin dağlanmasını, yeni acılar, yası tutulacak yeni kayıplar istemiyoruz. Kısaca "artık yeter" diyoruz.
Çatışma lobisi: Kroniklşeşen terör belli kesimlerin ekonomik, kurumsal, siyasi rant devşirdikleri devasa sektör haline geliyor. Bu kötülük sektörünü besleyen, bir çatışma lobisinin varlığını da millet biliyor. Açılım bu çatışma lobisiyle mücadeleyi de esas alan bir süreç. Açılımı bir bölünme projesi olarak sunmaya çalışanlar, bu lobinin değirmenine su taşıyor.
Güvenlikle özgürlük birlikte olur: Hedefimiz herkesin terör ve şiddetten arındırılmış bir coğrafyada kendini güvende, özgür hissettiği, huzurlu ve müreffeh ülkeyi inşa etmek. Özgürlük ancak güvenliğin sağlandığı ortamda mümkün. Bu da herkesin kendini eşit vatandaş hissettiği bir özgürlükçü düzenin varlığına bağlı.
Hedefler: İki somut sonucu hedefliyoruz. Terörün sonlandırılması, minimuma indirilmesi. Demokrasinin geliştirilerek standardının yükseltilmesi.
Benzer ülke deneyimleri birincisinin örgütün silah bırakmasıyla gerçekleştiğini gösteriyor. Silah bırakıp geliyorlarsa, bu hedeflediğimiz durum. Kimse zafer görüntüsü çıkarmaya kalkmasın. Rencide edici siyasi şovlar, çözümsüzlüğe katkıda bulunur. Dağdan inenlerden başarı hikayesi çıkarılacaksa, bu birlikte yaşam iradesinin başarısıdır.
Herkes kanunlara uymak zorunda. Eve dönüş yapanlarla ilgili bütün işlemler hukuk kuralları çerçevesinde yapıldı.
Demokratikleşme adımlarını iki gün sonra anlatacağım.
Açılımın sloganı "Herkes için daha faza özgürlük." Kimseye kapımızı kapatmıyoruz. (TK)