TBMM İnsan Hakları Komisyonu Beyoğlu Emniyeti hakkında hazırladığı raporu açıkladı.
Hükümetin "işkenceye sıfır tolerans" yaklaşımından hareketle kamuoyundaki işkence ve kötü muamele iddiaları üzerine yola çıkılan raporda üç iddia ele alınıyor:
1- Mehmet Şah Aras ve oğlu Serhet Aras'ın 30 Ekim 2008'de 23:30 dan sonra Beyoğlu Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler tarafından Taksim-Dolapdere arasında darp edildikleri, polis aracına bindirilerek araçta kötü muamele ve işkenceye tabi tutuldukları,
2-Hakim Adlığ'ın, 29 Mart 2009'da "Hoca" lakaplı bir kişinin, tartıştığı polisi yüzünden yaralaması ve kaçması sonucunda bu şahıs olabileceği düşüncesiyle, ertesi gün, sabah saat 11:00 sıralarında, Tarlabaşı Bulvarı, Kömürcü Zeynel sokakta bulunan bekar evi olarak tabir edilen bir binada kaldığı sırada polislerce darp edildiği, kötü muamele ve işkenceye tabi tutulduğu,
3-Hakkında tutuklama kararı bulunan Çağdaş Kulaçatan'ın cezaevine götürülmesi sırasında polislerin dalgınlığından yararlanarak arabadan inmesi ve kaçması sonrasında, Kulaçatan'ın gidebileceği yerlere baskın düzenleyen polisin bu kişinin arkadaşları olan Mucit Rahman Güzel, Erdem Kaplan ve Hasan Göngül' e karşı aşırı güç kullandıkları ve işkence ettikleri.
Meclis İnceleme Komisyonu olayın tanıkları, görevli memurlar ve olayın mağdurlarıyla yaptığı incelemenin ardından ilk iki vakada da Beyoğlu Emniyet Müdürlüğünü sorumlu tutuyor ve işkence ile kötü muameleyi doğruluyor.
Raporda ayrıca "Polisin vatandaşlara davranışında sıkıntı gözlenmektedir" deniyor ve inceleme sürerken kendilerine yansıyan diğer şikayetler de değiniliyor.
"Başta İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü olmak üzere konunun üzerine gidilmeli ve vatandaşa hukuk dışı uygulamalar önlenmelidir."
"Beyoğlu Emniyetinde bir yönetim zafiyeti kendini göstermektedir"
Raporda ayrıca söz konusu olaylarla ilgili açılan soruşturmaların sürüncemeye bırakıldığının gözlemlendiğine yer veriliyor.
"Beyoğlu Emniyetinde bir yönetim zafiyeti kendini göstermektedir. Emniyet Müdürü Yusuf Yüksel bölgesinde olan olayları ve insan hakları ihlallerini araştırmak bir yana, olayları bildiren ve bilgi isteyen komisyonumuza bile ilgili bilgileri ancak komisyonumuzun veya komisyon başkanımızın tekrar tekrar telefon veya yazılarından sonra göndermiştir. Kendi bölgesinde kendi memurlarından kaynaklandığı konusunda basında yer alan olayların kendi personelince yapılıp yapılmadığını "etkili bir biçimde araştırmamış, komisyona verdiği beyanında, yardımcılarına konuyu araştırttığını ancak hiçbir görevlinin bu olayları kabul etmediğini söylemiştir. Hiçbir görevlinin bu olayları yapsa bile kabul etmeyeceği gerçeğini ilk başta Emniyet Müdürü Yusuf Yüksel bilmelidir. Çünkü bu olayı ben yaptım diyen bir polis memuru 'eziyet veya kötü muamele' suçuyla cezalandırılacak ve meslekten ihraç edilecektir. Görevinin bilincinde olan bir emniyet müdüründen beklenen bölgesindeki olaylarda gerçeği ortaya çıkarmaktır. Olaylarda fail olabilecek personeli araştırmayarak gizlemek değildir. Bu durum hem amiri olduğu Beyoğlu Emniyeti'ndeki tüm personeli zan altında bırakmakta hem de kendisini zor duruma düşürmektedir."
Zafer Üskül, Mehmet Ekinci, Mehmet Ocakden, Ayşe Jale Ağırbaş ve Çetin Soysal'dan oluşan komisyonun raporda sundukları önerilerden bazıları şöyle:
"Kötü muamelenin önlenmesinde, en önemli düzenlemelerden birisi kolluğun yapmış olduğu işlemlerin derhal kayıt altına alınması. Kolluğun her işleminin kayıt altına alındığı bir ortamda, kötü muamele anlamına gelen fiziksel ve psikolojik müdahalelerin yapılması mümkün olmayacak. Mümkün olsa bile, failinin tespiti kolay olacak.
"Kolluk personelinin neden olduğu insan hakkı ihlalleri veya iddiaları ile ilgili inceleme ve soruşturmalar, kolluğun meslekî hiyerarşik amirleri yerine Mülki İdare Amirleri veya İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu müfettişlerince yerine getirilmeli ve bu konuda kolluktan bağımsız bir şikâyet mekanizması kurulması için gayret sarf edilmeli." (EZÖ)