Kampanyayı, geçen yıl Abdullah Gül'ün protokole imza atmasından tam bir yıl sonra, bugün (14 Eylül) başlatan TİHV, şunları amaçlıyor:
İşkencenin önlenmesi için toplumsal duyarlılığı artırmak, Seçmeli Protokol'ü tanıtmak, TBMM'nin onaylamasını sağlamak, işkenceyi önlemeye özgü, mevcut mekanizmaların dışında, bağımsız ve tarafsız bir "Ulusal Önleme Komitesi"nin oluşumunu sağlamak.
Önen: Uluslal Önleme Mekanizması bağımsız, tarafsız olmalı
TİHV Başkanı Yavuz Önen, işkencenin önlenmesinde etkili ve işler bir izleme mekanizması yaratılması için şunları vurguladı:
* Seçmeli Protokol için atılan imzanın göstermelik ve uluslararası alana yapılmış bir jest olmamasını ve Türkiye'de işkencenin ortadan kaldırılmasına yönelik bir kararlılık göstergesi olmasını bekliyoruz. Bu nedenle TBMM'nin hiç vakit kaybetmeden Seçmeli Protokolü onaylamasını istiyoruz.
* "Ulusal Önleme Mekanizması"nın işkenceyi önlemeye özgü, mevcut mekanizmaların dışında, bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini vurguluyoruz.
* "Ulusal Önleme Mekanizması"nın oluşumunda ve çalışmasında uzman sivil toplum kuruluşlarının yer almalarını ve söz sahibi olmalarını savunuyoruz.
TİHV mevcut denetim sisteminin etkisini izleyecek
Vakıf, kampanya kapsamında, protokolle ilgili toplumda farkındalık yaratılmasını da amaçlıyor. Bunun için, yaygın tanıtım çalışmalarının yanı sıra, milletvekilleriyle, siyasetçilerle, medyayla, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademik merkezlerle düzenli olarak görüşmeyi planlıyor.
Programda bir dizi toplantı ve konferans da bulunuyor.
Vakıf, mevcut denetim sistemlerinin etkisini izlemek amacıyla şunları yapmayı planlıyor:
* İnfaz Hakimlikleri ve Cezaevi İzleme Kurulları'nın halen yapmakta oldukları çalışmalar hakkında bilgi isteyerek uygulama sonuçları izlemek,
* Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın Seçmeli Protokol konusunda yapmakta olduğu çalışmalar hakkında bilgi edinmek,
* İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları tarafından Seçmeli Protokol'de öngörülen denetimlerin yapılıp yapılmadığını öğrenmek,
* Proje çerçevesinde belirlenecek bir grup tarafından değişik illerde alıkonulma mekanlarının izlenmesi amacıyla ziyaretler yapmak.
TİHV, protokolün uygulanması ve ilgililerin eğitilmesi için de şunları yapmayı planlıyor.
* Başka ülke uygulamalarından yararlanılarak izleme rehberi hazırlamak,
* Seçmeli Protokol el kitabı hazırlamak,
* Ulusal Önleme Mekanizması için öneriler geliştirmek,
* Tıp, hukuk ve insan hakları alanında çalışan 20 kişiyi eğitimci olabilmeleri için eğitmek,
* Ulusal Komite'nin olası üyelerine yönelik olarak 120 kişiyi eğitmek,
* Eğitimler için materyaller hazırlamak,
* Ulusal ve uluslararası düzeyde geniş ve etkili bir iletişim ağı geliştirmek.
Seçmeli Protokol ne getiriyor?
Tam adı " "İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşmeye Seçmeli Protokol" olan protokol, işkencenin önlenmesinde yeni bir mekanizma olarak görülüyor.
BM Genel Kurulu Protokol'ü 18 Aralık 2002'de benimsemiş ve Sözleşme'ye taraf olan ülkelerin imzasına açmıştı. Protokol, gerekli şart olan 20 ülkenin taraf olmasıyla, yani protokolü iç hukukunda yasalaştırmasıyla, uluslararası sistemde, bu yıl 22 Haziran'da yürürlüğe girdi.
Protokol, bağımsız uluslararası uzmanların taraf olan devletlerin toprakları içindeki gözaltı/tutukevi gibi alıkoyma mekanlarına düzenli olarak ziyaret etmelerine olanak tanıyor. Bu ziyaretlerin amacı, alıkoymanın koşullarını ve alıkonanların gördüğü muameleyi değerlendirmenin yanı sıra, taraf ülkelere koşulların iyileştirilmesiyle ilgili tavsiyelerde bulunmak.
Protokol, aynı zamanda, taraf ülkelere alıkoyma mekanlarına düzenli ziyaretlerin gerçekleştirilmesi ve uluslararası uzmanlarla işbirliği yapılması için ulusal bir mekanizma kurma zorunluluğunu da getiriyor.
Protokol'ün getirdiği bir başka yenilik de, işkencenin önlenmesinde yeni bir uluslararası mekanizma olan Altkomisyon'un kurulması. Protokol'e göre, bu altkomisyon ulusal mekanizmalarla birlikte çalışacak.
Uluslararası hak örgütleri, ülkelere işkenceyi önleme zorunluluğunu getirse de, uygulamada işkencenin önlenmesi için uluslararası bir mekanizmadan yoksun kalan Sözleşme'nin, Protokol'le daha da güçlendiğini savunuyor.
22 ülke onayladı
Protokolü şimdiye kadar şu 22 ülke onayladı: Arjantin, Arnavutluk, Bolivya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Gürcistan, Hırvatistan, Honduras, İngiltere, İspanya, İsveç, Kosta Rika, Liberya, Maldivler, Mali, Malta, Mauritius, Meksika, Moldovya, Paraguay, Polonya, Uruguay. (TK)