7.11.1982 Tarihli ve 2709 Numaralı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi beş kez TBMM tarafından değiştirilmiştir .
1- 17.5.1987 Kabul Tarihli Birinci Değişiklik
Halk oylaması ile gerçekleştirilen ilk değişikliktir. Seçmen yaşı "21 yaşını doldurmuş olma" şeklinde düzenlenmişti. Ay gün ve yıl hesabı yapılmadan 1987 yılında "20 yaşına girmiş olma" şartına bağlanarak seçmen yaşı iki yıl indirildi ve Anayasanın 67.maddesi değiştirildi. Milletvekili sayısı 400'den 450 ye çıkarılarak 75. madde değiştirildi. 12 Eylül 1980 öncesi döneminin siyasetçileri için kabul edilmiş olan 5 ila 10 yıl arasındaki siyaset yasağı hakkındaki Geçici madde 4 kaldırıldı. Anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili usul ve 175.madde değiştirildi. Şöyle ki, Anayasanın 175. maddesine göre 3/5 ile 2/3 arası çoğunlukla yapılan değişiklik (eskiden en az 2/3), eğer Cumhurbaşkanı bunları meclise geri göndermezse, zorunlu olarak halk oyuna sunuluyordu. TBMM'nin üye tam sayısının en az üçte ikisiyle kabul edilen değişiklikler eskiden olduğu gibi şimdi de, eğer Cumhurbaşkanı dilerse halk oylamasına sunulacaktı. Şu farkla ki, eskiden Cumhurbaşkanı bu oranla kabul görmüş değişikliği Meclise geri göndermiş ve meclis de aynen kabul etmişse halk oylamasına götürebiliyordu. Şimdi ise cumhurbaşkanının geri gönderme konusunda takdir hakkı vardır ve geri göndermeden halk oylamasına sunabilir.
2- 8.7.1993 Kabul tarihli İkinci Değişiklik
Anayasanın 133.maddesinde değişiklik yapıldı. Halk oylamasına gerek kalmadan yapılan bu değişiklikle Radyo ve TV kurma ve işletme yetkilerini sadece devlete tanıyan hüküm değiştirildi. Devlet tekeli sona erdirildi. TRT'nin yeniden özerkliği sağlandı.
3- 23.7.1995 Kabul tarihli En Kapsamlı Üçüncü Değişiklik
Yine halk oylamasına gerek kalmadan üçüncü değişiklik yapıldı. Anayasanın Başlangıç bölümünde ilk iki paragraf şöyle düzenlenmişti:
" Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada (parag.1); Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekatı sonucunda, Türk Milleti7nin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisi'nce hazırlanıp, Milli Güvenlik Konseyi'nce son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya O'nun eliyle vazolunan ANAYASA..."
Bu iki paragraf 1995 değişikliği ile yürürlükten kaldırıldı. Başlangıç bölümünden çıkarılan bu iki paragrafın yerine geçen ilk paragraf "Türk vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen Anayasa..." şeklinde başlamaktadır.
Anayasanın 33.maddesinde düzenlenen dernekler konusunda yapılan değişiklikle Anayasanın 13. maddesindeki genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri hükmü kaldırıldı. Derneklerle ilgili kısıtlamalara son verildi. Siyasi amaç gütmek, siyasal faaliyette bulunmak, partilerden destek almak ve bunlara destek vermek, sendika, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket etmek şeklindeki yasaklar kalktı. Belli koşullarda kendiliğinden dağılmış sayılacakları hükmü metinden çıkarıldı. Vakıflara da derneklere tanınan genişletilmiş faaliyet haklarından yararlanacakları biçimde değişiklik gerçekleştirildi. Silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları hariç olmak üzere Devlet Memuru olmayan kamu görevlilerinin dernek özgürlüğünü kısıtlama olanağı veren hüküm yürürlükten kaldırıldı. Devlet memurlarının haklarının ise "görevlerinin gerektirdiği ölçüde" sınırlanabilmesi kabul edildi. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde idari mercilerin, dernekleri faaliyetten men edebilmelerine ilişkin koşullar netleştirildi, men kararının 24 saat içinde yargıç onayına sunulması, yargıç kararının 48 saat içinde açıklanması şartı getirildi, aksi takdirde kendiliğinden yürürlükten kalkacağı hükme bağlandı.
Anayasanın sendikal faaliyetleri düzenleyen 52.maddesi yürürlükten kaldırıldı. Kaldırılan bu maddeye göre, sendikalar 13. maddede yazılı yasaklara aykırı davranmayacaklar, siyasi amaç güdemeyecekler, siyasi faaliyette bulunamayacaklar, dernek, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile ortak hareket edemeyeceklerdi. Sendikalar üzerindeki idari ve mali denetim ve sendikaların tüm gelirlerinin devlet bankalarında saklanması konusundaki buyurucu maddeler de kalkmış oldu.
Anayasanın 53. maddesinde yapılan değişiklikle de kamu görevlilerine sendika kurma hakkı tanınmıştı. Grev ve toplu sözleşme hakkı verilmedi ama, idareyle toplu görüşme yapma hakkı tanındı. Bu tür sendikaların üyeleri adına yargı mercilerine başvurmaları hakkı tanındı.
Anayasanın 67.maddesinde düzenlenen seçme ve seçilme hakları yeniden düzenlendi. Yurt dışındaki vatandaşlar ile tutukluların oy kullanabilmeleri kabul edildi. Seçme ve halk oylamasına katılma koşulu "yirmi yaşına girmiş olma" yerine "18 yaşını doldurmuş olma" şeklinde aşağıya çekilerek değiştirildi. "Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir" şeklindeki son fıkra 67.maddeye eklendi.
Siyasi Parti kurma ve parti üyeliğinin düzenlendiği68.madde değişikliğine göre ; parti üyeliği yaşı 21'den 18'e (doldurmuş olma) indirildi. Partilerin yurt dışında faaliyette bulunma, kadın ve gençlik kolları gibi yan kuruluşlar ve vakıf kurma yasakları kaldırıldı. Yüksek öğretim eleman ve öğrencilerinin belli koşullarda parti üyesi olabilmelerine olanak sağlandı. Partilerin yeterli düzeyde ve hakça mali yardım görmeleri, yalnız tüzük ve programları itibariyle değil, eylemleri bakımından da anayasa ve yasa hükümlerine uygun olmaları, devletin bağımsızlığı ile eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşmemeleri gibi maddeler kabul edilmiştir.
Siyasi partilerin uyacakları esaslar için Anayasanın 69.maddesi değiştirilmiştir. Siyasi partilerin tüzük ve programları dışında faaliyette bulunamayacakları, Anayasanın 14. maddesindeki sınırlamalar dışına çıkamayacakları, kendi siyasetlerini desteklemek için dernek, sendika. vakıf, kooperatif ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile siyasi ilişki ve işbirliği içinde olamayacakları, bunlardan maddi yardım alamayacakları, cumhuriyet başsavcılığının bunları izleyip denetlemesi şeklindeki hükümler 69.madde metninden çıkarılmıştır.
Buna karşılık parti özgürlüklerine yeni sınırlamalar getirilmiştir. Sadece tüzük ve programları değil, eylem ve faaliyetleri de denetim altına alınmıştır. Ticari faaliyet yasağı konulmuş, mal edinmeler, gelir ve giderler ve seçim harcamaları daha sıkı esaslara bağlanmıştır. "Kapatılmış parti mensuplarının üye çoğunluğunu oluşturacağı yeni parti kurulamaz" şeklindeki hükmü "temelli kapatılan bir parti başka ad altında kurulamaz" şeklinde değiştirilmiştir.
Parti kapatılması sonuçlarıyla ilgili olarak yapılan değişikliğe göre: Kapatılan partinin kurucu ve yöneticileri yeni bir partinin kurucusu, yöneticisi ve denetçisi olamazken, yeni düzenlemeden sonra, partisinin kapatılmasına neden olan üyeler de, kurucular dahil olmak üzere, beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve denetçisi olamayacaklardır.
Siyasi Partiler Yasasına göre, bir siyasi partinin kapatılması sıkı koşullara bağlamıştır. 1995 yılı Anayasa değişiklikleri ise bir partinin yasak "fiillerin işlendiği odak haline geldiğinin" tespiti işlemi işini sadece Anayasa Mahkemesine bırakmıştır. Bu değişiklik kapatma kararı verilmesini kolaylaştırıcıdır. Anayasa Mahkemesi de önce SPK'nun 103/2. maddesini iptal etmiş ve daha sonra da Refah Partisinin kapatılması kararını vermiştir. 1999 yılında Siyasi Partiler Yasasında yapılan değişiklikle kapatma işlemi yine belli kanıtların varlığına bağlanmış ve parti kapatma zorlaştırılmıştır. Anayasa mahkemesinin de takdir alanı çerçevelenmiştir. Buna göre: "Bir siyasi parti, birinci fıkrada yazılı fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, merkez karar ve yönetim kurulu veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki grup genel kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır" ( SPK md 103/2 hükmünün değişik şekli. 4445 sayılı 12.8.1999 kabul tarihli SPK değiştiren yasa 14.8.1999 tarihli 23786 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır)
Anayasanın 75.maddesinde yapılan değişiklikle milletvekili sayısı 450'den 550 ye çıkarılmış, 84.maddede yer alan parti değiştiren milletvekilinin üyeliğinin düşmesi usulüne son verilmiş, yine 85.maddede yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ya da üyeliğin düşmesine karşı Anayasa mahkemesinde açılan iptal davası koşulları yeniden düzenlenmiştir. TBMM'nin her yıl Eylül ayının ilk günü yerine Ekim ayının ilk günü ve yine kendiliğinden toplanması Anayasanın 93.maddesi değiştirilerek kabul edilmiştir.
Anayasanın 135.maddesinde yapılan değişiklikle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının siyasetle uğraşamayacakları, siyasi parti, sendika ve derneklerle ortak hareket edemeyecekleri yolundaki yasaklar kaldırılmıştır. Sorumlu organların gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirler tarafından geçici olarak görevlerine son verilebilmesi yetkisi kaldırılmış ve mahkeme kararı şartı pekiştirilmiştir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yasayla yetkili kılınan merciin faaliyetten men kararı verebilmesi fakat bu kararın 24 saat içinde hakim kararına sunulması ve hakim kararırın 48 saat içinde açıklanması, aksi takdirde idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkmış sayılacağı şeklinde yeni düzenlemeler yapılmıştır.
Anayasanın 171. maddesinde de 135 madde paralelinde düzenlemeler yapılmış ve Kooperatifler hakkındaki " Kooperatifler, Devletin her türlü kontrol ve denetimine tabi olup, siyasetle uğraşamaz ve siyasi partilerle işbirliği yapamazlar" hükmü madde metninden çıkarılmıştır.
Anayasanın 149/4 maddesi değiştirilmiştir. Yargı alanındaki tek değişiklik Anayasa Mahkemesi hakkındadır. Anayasa Mahkemesi yapılan değişikliğe göre parti kapatma davalarında kapatılması istenen partinin genel başkanını ya da onun tayin edeceği bir vekili dinleyecektir.
4- 18.6.1999 kabul tarihli Dördüncü Değişiklik:
Anayasanın 143. maddesi değiştirildi. Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yer alan subay üyelerin yerine sivil yargıçların atanması esası kabul edildi. Bu değişikliğin temel nedeni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin DGM davalarında verdikleri kararların "adil yargılanma" hakkına aykırı bulunmasıydı. Subay yargıçların yeterince bağımsız olmadıkları konusundaki bu kararlar Anayasa değişikliği yapılmasına neden oldu. ( AİHM İncal kararı)
5- 13.8.1999 Kabul Tarihli Son Beşinci Değişiklik:
Anayasanın 47.maddesi değişti. "Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir" (fıkra 3) ve " Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile gerçek veya tüzelkişilere yaptırılabileceği veya devredilebileceği kanunla belirlenir" (fıkra 4) şeklinde değiştirilen 47. madde ile özelleştirme Anayasal statüye kavuşturuldu.
Anayasanın 125/1.maddesi değişti. "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır" cümlesinden sonra " Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların milli ve milletlerarası tahkim yoluyla çözümlenmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir." cümlesi eklenerek yapılan madde değişikliğiyle kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde, taraf yabancıysa uluslar arası tahkim yolu kabul edildi. Danıştay'ın yetkisi de bu paralelde düzenlendi ve Anayasanın 155/2 fıkrası değiştirilerek Danıştay'ın bu işlemler konusundaki yetkisi "iki ay içinde düşüncesini bildirmek" durumuna indirildi.
II. Anayasa İçin TBMM Partiler Arası Uzlaşma Komisyonu
TBMM Partiler Arası Uzlaşma Komisyonu gündeminde bulunan 1982 Anayasası ile ilgili "değişiklikler" konusunda Alt Komisyon oluşturmuştur. Alt Komisyon Anayasanın tamamını gözden geçirerek Raporunu Uzlaşma Komisyonu Başkanlığına sunmuştur.
Raporlarında yazılı çalışma yöntemine göre; Alt Komisyon İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesini, Ulusal Programı, Anayasa değişiklikleri konusundaki bilim adamlarının çalışma ve önerileriyle, sivil toplum örgütleri ve toplumun çeşitli katmanlarından gelen istekleri dikkate almıştır.Anayasanın tümünü gözden geçirdiklerini, değişiklik tasarıları ile çeşitli ülkelerin Anayasaların da incelendiğini belirtmişlerdir.
Alt Komisyonun amacı; Anayasa değişikliği bakımından kamuoyunda oluşan beklentiler doğrultusunda, demokratik standartlara uygun, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü ön plana çıkaran bir değişikliği gerçekleştirmektir. Bu nedenle oy ya da görüş birliği ile kabul ettikleri hususları metne katmışlardır. Bazı konuların ise Uzlaşma Komisyonuna "görüş ve seçenekler" olarak sunulmasının daha uygun olacağı ve böylece "tartışma açılması" ile sonuca varmanın yararına işaret edilmiştir. Alt Komisyon, metin oluştururken tartışmalar sırasında maddeler hakkında ortaya çıkan çekincelere de dikkat çekmiştir.
1. Alt Komisyon Raporunun İçeriği
Alt Komisyon Anayasanın 51 maddesi üzerinde değişiklik önergesi hazırlamıştır. Alt Komisyonun raporunda tespitlerini şöyle sıralıyor :
Anayasanın "başlangıç" bölümüyle ilgili bir değişiklik yapılmamıştır. Başlangıç bölümünün "yeniden yazılması", "aynen kalması" veya beşinci fıkrasının kaldırılması ya da yeniden yazılması seçenektir. Bu seçeneklerin tartışılmasının Uzlaşma Komisyonunda yapılması kararlaştırılmıştır. Alt Komisyona göre Beşinci fıkranın başında geçen "Hiçbir düşünce ve mülahazanın" ibaresi doğrudan düşünceye bir sınır ve yasak koyduğu noktasından hareketle değişiklik ihtiyacı doğurduğu saptanmıştır. "Hiçbir eylemin" şeklinde değiştirilebileceği önerilmiştir.
Metinde Anayasanın 2 inci maddesinin değiştirilmesine yönelik bir düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenlemede Cumhuriyetin nitelikleri değiştirilmeyecek hükümleri düzenleyen 4.madde nedeniyle bu düzenleme tartışmalıdır. 2 inci değişikliğine engel teşkil edebilir.
Egemenlikle ilgili 6 ıncı maddeye eklenen fıkranın; bu konuda referandum modeli ile birlikte değerlendirilebileceği önerilmiştir. Alt Komisyon "Egemenlik hakkının sınırlandırılması veya diğer devletlerle paylaşıma yol açacak uluslar arası topluluk veya kuruluşlara katılma; egemenliğin asıl sahibi olan ulusun kabulüne bağlı olmalıdır" görüşünün Uzlaşma Komisyonunda tartışılmasını uygun bulmuştur.
Yine Metinde yer alan Madde 2 ( Cumhuriyetin Nitelikleri), Madde 13 ( Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması), Madde 14 ( Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması), Madde 17 (Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı), Madde 19 ( Kişi hürriyeti ve güvenliği), Madde 26 ( Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti) ve Madde 28 ( Basın hürriyeti)'e yönelik değişikliklerde Milliyetçi Hareket Partisinin çekincesi vardır. MHP bu maddelerin Uzlaşma Komisyonunda ayrıntılı olarak tartışılmasını talep etmiştir. Ayrıca TBMM'nin görev ve yetkilerinin düzenlendiği bölümde yer alan Meclis yetkilerinin genel olarak açıklandığı 87 inci madde değişikliğinin 14 üncü maddede yer alan değişikliğe bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir.
" Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve milli güvenlik aleyhinde işlenmiş bir suçtan mahkum olması hali hariç, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere ve işletmekten alıkonulamaz" şeklinde Anayasanın 30 uncu maddesinde düzenlenmiş olan "Basın araçlarının korunması" hakkındaki değişiklik bakımından; Demokratik Sol Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi maddenin aynen korunması düşüncesindedir.
Anayasanın 53 üncü maddesindeki "Toplu iş sözleşmesi hakkı" ile "Grev hakkı ve lokavt" başlığı ile düzenlenen 54 üncü madde değişikliklerinin özellikle kamu çalışanlarına grev ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkının tanınması yönünden Uzlaşma Komisyonunda tekrar gözden geçirilmesi kararlaştırılmıştır.
TBMM'nin kuruluşu ile ilgili 75 inci madde tartışılmış, maddenin aynen korunması, 550 milletvekilinden 100 ünün Türkiye Milletvekili olarak ayrılması; temel niteliklerinin Anayasa ile belirlenmesi, ayrıntılarının yasaya bırakılması veya 150 üyeden oluşan Senato ihdası Alt Komisyonda tartışılmış ancak bu konularda bir görüş oluşmamıştır.
Milletvekili seçimi ile ilgili değişiklikler tartışılmıştır. 76. maddede düzenlenen milletvekili seçilme yeterliliğinin düzenlendiği maddedeki yaş sınırının yirmi beşe düşürülmesi ya da otuzda kalması hususunda görüş birliği oluşmamıştır. Yine Milletvekilliğinin düşmesi hallerini düzenleyen 84.maddeye göre meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine ait hükümdeki "Toplam" ibaresinin kalkması ve 76 ıncı maddede sayılan milletvekili seçilmeye engel suçların sayılması konusunun Uzlaşma Komisyonunun dikkatine sunulması kararlaştırılmıştır.
Fazilet Partisinin Yasama Dokunulmazlığını düzenleyen 83 üncü maddeye çekincesi vardır.
Alt Komisyona göre; TBMM'nin genel olarak görev ve yetkilerini düzenleyen 87 inci maddeye göre kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek Meclisin görev ve yetkisindedir. Bu madde ile ilgili Anayasa değişikliği kabul edilecek olursa mevcut ölüm cezaları ile ilgili "intikal" hükmü gereklidir.
Anayasa'nın 90 ncı maddesine göre; Türkiye cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak antlaşmaların onaylanması TBMM'nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar yasa hükmündedir. Bu maddede önerilen değişiklik bakımından ulusal hukukla, uluslar arası hukukun çatışması halinde çözümü içeren bir hükmün ilavesini Alt Komisyon uygun görmüştür.
Alt komisyon Başbakanın düşürülmesi, vefatı ve bunun gibi durumlarda Başbakanlık makamının boşalması halinde ne tür bir düzenlemeye gidileceği tartışılmış ancak bir düzenleme öngörülmemiştir.
TBMM'nin toplantı ve karar yeter sayısının düzenlendiği 96 ıncı madde hakkında "tamamen yürürlükten kaldırılması" ya da "oranının değiştirilmesi" konusunda görüş ve öneriler vardır. Ancak bu maddenin yürürlükten kaldırılması durumunda 84 üncü madde (Milletvekilliğinin düşmesi ile ilgili maddedeki özel karar yeter sayısı) başta olmak üzere özel nisap maddelerinin gözden geçirilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Alt Komisyon Anayasanın 100 üncü maddesinde düzenlenen "Meclis Soruşturması"nı tartışmıştır. Maddede düzenlenen Komisyon raporuna "itiraz" olanağı getirilmesi ve bu itirazın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanları Kurulunda bir mütalaa ile sonuçlandırılması ve TBMM'nin bu raporla birlikte itirazın sonucunu incelemesi şeklinde bir teklif sunulmuştur. Bu öneri yasama-yargı dengesinin bozulacağı kaygısı ile kabul görmemiştir. Bu konuda Anavatan Partisi tarafından hazırlanan teklifin Alt Komisyon tarafından oluşturulan metinle birlikte Uzlaşma Komisyonuna sunulması kararlaştırılmıştır.
Cumhurbaşkanının niteliği ve tarafsızlığını düzenleyen Anayasanın 101 inci maddesine göre bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez . Alt Komisyonda yapılan tartışmalarda Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili olarak ikinci defa seçilme imkanının getirilmesine Doğru Yol Partisi karşıdır. Böyle bir imkan parlamenter sistem içinde Cumhurbaşkanının tarafsızlığını zedeleyeceği ve niteliğine ters düşeceği görüşleri vardır. Bu nedenle Alt Komisyon tarafından; Anayasa değişikliğinde Cumhurbaşkanı seçiminde ikinci beş yılın Uzlaşma Komisyonunda tartışılması önerilmektedir.
Cumhurbaşkanının, yasaları süresinde yayımlamadığı ve KHK'leri süresinde imzalamadığı takdirde sonucun ne olacağının Anayasanın 91 inci ve 104 üncü maddelerde ne şekilde düzenlenebileceği konusunun Uzlaşma Komisyonunda tartışılmaya açılması Alt Komisyonda kararlaştırılmıştır.
Alt Komisyonda YÖK kurumları ile ilgili Madde 130(Yükseköğretim Kurumları), Madde 131 (Yükseköğretim üst kuruluşları), Madde 132 (Yükseköğretim kurumlarında özel hükümlere tabi olanlar) üzerinde iki görüş oluşmuştur. İlki; Doğruyol Partisi ve Fazilet Partisinin görüşüdür. Bu konu Anayasa sorunu değildir. Yasayla düzenlenmelidir. Anayasanın temel hakların düzenlendiği bölümde yer alan ve "Eğitim ve öğrenim hakkı ve görevi" başlıklı 42.maddesinde yeterli sınırlama bulunmaktadır. O nedenle madde yürürlükten kaldırılmalıdır. İkinci görüşe göre bu maddeler Anayasal düzeyde korunmalıdır. Ancak değiştirilmelidir. Rektör ve Üst Kurul üyelerini Cumhurbaşkanının ataması ile ilgili hükümler 105 inci maddede yapılan değişikliğe paralel olarak değiştirilmelidir.
Anayasanın 135.maddesinde "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları" düzenlenmektedir. Bu madde ile ilgili olarak kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları başkanlığına dört dönemden fazla seçilememe hükmünün konulması önerilmiş; Alt Komisyon bu önerinin Uzlaşma Komisyonuna önerilmesini kararlaştırmıştır.
Anayasanın "Yargı" başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan ve başlığı "Mahkemelerin Bağımsızlığı" şeklinde düzenlenmiş 138. maddenin yeniden düzenlenmesi Fazilet Partisi tarafından önerilmiştir.
Anayasanın Yüksek mahkemeler bölümündeki Madde 146'dan itibaren düzenlenmiş Anayasa Mahkemesi ile ilgili olarak Alt Komisyon şu sonuca varmıştır : Anayasa Mahkemesinin oluşumu ile ilgili olarak 1- Asıl-yedek tefrikinin kalkması halinde üye sayısının artırılması, 2- Üyelerin Cumhurbaşkanınca atanmasının kaldırılması, 3- Üyelerin ağırlığının hukukçu olması.. Bu ilkelerde Alt Komisyon uzlaşmıştır. Değişiklik düzenlemesinin ise Uzlaşma Komisyonuna bırakılmasına karar verilmiştir.
Anayasanın Yargı bölümünde ve Madde 159'da düzenlenmiş olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin sayıları tartışmalıdır.
Alt Komisyon "Siyasi Partilerin Uyacakları Esaslar" Madde 69, TBMM üyelerinin "Ödenek ve Yolluklar" Madde 86, Cumhurbaşkanının "Nitelikleri ve Tarafsızlığı" Madde 101 ile ilgili değişiklikleri daha önce TBMM Başkanlığına sunulan ve belli bir olgunluğa getirilerek gündemde bekleyen (Sıra Sayısı 585) tekliften aldıklarını belirtmiştir.
Alt Komisyon Başkan Turhan TAYAN, Üye Ali Günay, Üye Mehmet Nacar, Üye Mehmet Ali Şahin ve üye Ahmet İyimaya imzasıyla; belirttikleri bu hususların Uzlaşma Komisyonunda değerlendirilmesini ve gerekli görülen hallerde değişiklik yapılmasının yaralı olduğu düşüncesiyle Raporlarını sunmuşlardır.
2. Alt Komisyon Raporunda Siyasi Partilerin Çekince Ve Görüşleri
Milliyetçi Hareket Partisi Alt Komisyon çalışmaları sırasında; Madde 2 (Cumhuriyetin Nitelikleri), Madde 13 (Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması), Madde 14 (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması), Madde 17 (Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı), Madde 19 (Kişi hürriyeti ve güvenliği), Madde 26 (Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti) ve Madde 28 ( Basın hürriyeti) hakkındaki değişikliklere "çekince" koymuştur. MHP bu maddelerin Uzlaşma Komisyonunda ayrıntılı olarak tartışılmasını talep etmiştir. Ayrıca TBMM'nin görev ve yetkilerinin düzenlendiği bölümde yer alan Meclis yetkilerinin genel olarak açıklandığı 87 inci madde değişikliğinin 14 üncü maddede yer alan değişikliğe bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Demokratik Sol Parti, Anayasanın 30 uncu maddesinde düzenlenmiş olan "Basın araçlarının korunması" hakkındaki değişiklik bakımından maddenin aynen korunması düşüncesindedir.
Fazilet Partisinin Yasama Dokunulmazlığını düzenleyen 83 üncü maddeye çekincesi vardır. Ayrıca "Mahkemelerin Bağımsızlığı" 138. Maddenin yeniden düzenlenmesi Fazilet Partisi tarafından önerilmiştir.
Fazilet Partisi ile Doğruyol Partisi; Alt Komisyonda YÖK kurumları ile ilgili Maddelerin yürürlükten kaldırılmalarını istemiştir. her iki parti bu konunun Anayasa sorunu olmadığından yasayla düzenlenmesi gerektiğini ve Anayasanın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve görevi" başlıklı 42.maddesinde yeterli sınırlama bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.
Doğru Yol Partisi Cumhurbaşkanının niteliği ve tarafsızlığını ve seçimini düzenleyen Anayasa maddelerinin tartışılması sırasında Cumhurbaşkanının seçimi ile ilgili olarak ikinci defa seçilme imkanının getirilmesine karşı çıkmıştır.
Anavatan Partisi ise ; Anayasanın 100 üncü maddesinde düzenlenen "Meclis Soruşturması"nı sırasında verilecek Komisyon raporuna "itiraz" olanağı getirilmesi ve bu itirazın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanları Kurulunda bir mütalaa ile sonuçlandırılması ve TBMM'nin bu raporla birlikte itirazın sonucunu incelemesi şeklinde bir teklif sunmuştur. Bu öneri yasama-yargı dengesinin bozulacağı kaygısı ile kabul görmemiştir. Bu konuda Anavatan Partisi tarafından hazırlanan teklifin Alt Komisyon tarafından oluşturulan metinle birlikte Uzlaşma Komisyonuna sunulması kararlaştırılmıştır.
II.Partiler Arası Uzlaşma Komisyonu Ve 37 Madde Önerisi
Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunda yapılan tartışmalar sonucunda 37 madde konusunda anlaşma sağlanmış ve "Partiler Arası Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği Metin" 14 haziran 2001 tarihinde kamuoyuna açıklandı. " Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi" başlığıyla Nejat Arseven (Partiler arası Uzlaşma komisyonu Başkanı) Tayfun İçli, Ali Günay, İsmail Köse, Mehmet Nacar, Mustafa Kamalak, Mehmet Ali Şahin, Turhan Tayan, Bülent Akarcalı, Ahmet İyimaya, Ali Naci Tuncer tarafından imzalanarak " Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun teklifimiz, gerekçesiyle birlikte ilişikte sunulmuştur.
Gereğini saygıyla arz ederiz" denilerek TBMM Başkanlığına verildiği metinde yazılıdır.
1. Anayasada Değiştirilmesi İçin Partilerin Uzlaştığı 37 Madde
Partiler arası Uzlaşma Komisyonu Anayasanın 37 maddesinde "Anayasa Değişikliğine" karar vermiştir. Bu karara göre :
Anayasanın Başlangıç bölümü ile ilgili olarak beşinci fıkrasının başında geçen "Hiçbir düşünce ve mülahazanın" ibaresi "Hiçbir eylemin" şeklinde değiştirilmiştir.
Anayasa / İkinci Kısım / Temel Haklar Ve Ödevler
Birinci Bölüm / "Genel hükümler" hakkında 2 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 13 ( Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması),
Madde 14 (Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması)
İKİNCİ BÖLÜM / "Kişinin Hakları Ve Ödevleri" hakkında 13 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 19 (Kişi hürriyeti ve güvenliği),
Madde 20 (Özel Hayatın gizliliği),
Madde 21 (Konut Dokunulmazlığı),
Madde 22 (Haberleşme Hürriyeti) tamamen,
Madde 23 (Yerleşme ve seyahat hürriyeti),
Madde 26 (Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti),
Madde 28 (Basın Hürriyeti),
Madde 31 (Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı),
Madde 33 (Dernek kurma hürriyeti) ,
Madde 34 (Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı) tamamen,
Madde 36 (Hak arama hürriyeti),
Madde 38 (Suç ve cezalara ilişkin esaslar),
Madde 40 (Temel hak ve hürriyetlerin korunması),
Üçüncü Bölüm / "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler" 6 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 41 (Ailenin korunması)
Madde 46 (Kamulaştırma) tamamen,
Madde 49 (Çalışma hakkı ve ödevi) tamamen,
Madde 51 (Sendika kurma hakkı)
Madde 55 (Ücrette adalet dağıtımı)
Madde 65 (Sosyal ve Ekonomik hakların sınırı) tamamen,
Dördüncü Bölüm /"Siyasi Haklar ve Ödevler " hakkında 4 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 66 (Türk Vatandaşlığı)
Madde 67 (Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı),
Madde 69 (Siyasi partilerin uyacakları esaslar)
Madde 74 (Dilekçe hakkı)
Anayasa Iıı Kısım / Cumhuriyetin Temel Organları
Birinci Bölüm / "Yasama" hakkında 8 maddesinde değişiklik önerilmiştir.
Madde 76 (Milletvekili seçilme hakkı)
Madde 83 (Yasama dokunulmazlığı)
Madde 86 (Ödenek ve yolluklar)
Madde 87 (TBMM'nin görev ve yetkileri/ Genel olarak)
Madde 89 (Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması)
Madde 90 (Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma)
Madde 94(Başkanlık Divanı)
Madde 100 (Meclis soruşturması)
İkinci Bölüm / "Yürütme" hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.
Madde 118 ( Milli Güvenlik Kurulu)
Üçüncü Bölüm / "Yargı" hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.
Madde 149 ( II Yüksek Mahkemeler / A. Anayasa Mahkemesi / 4.Çalışma ve Yargılama usulü)
Anayasa Vı Kısım / Geçici Hükümler hakkında bir madde değişikliği önerilmiştir.
GEÇİCİ MADDE önerisi Anayasasının 87 inci maddesi ile ilgili olup Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmayacağı hakkındaki hükümdür.
Maddesi 38 ise yürürlük maddesidir.
2. Uzlaşma Komisyonunun Kabul Ettiği 37 Madde İçeriği
Komisyonun Anayasanın Başlangıç Bölümü ilgili değişiklik önerisi:
Madde 1- Anayasanın "Başlangıç" bölümünün beşinci fıkrasının başında geçen "Hiçbir düşünce ve mülahazanın" ibaresi "Hiçbir eylemin" şeklinde değiştirilmiştir. Maddenin değişiklik gerekçesine göre "Hiçbir düşünce ve mülahazanın ibareleri" düşünceye sınır teşkil etmesi nedeniyle "hiçbir eylemin" şeklinde değiştirilmesi uygun görülmüştür.
İkinci Kısım / Temel Haklar Ve Ödevler
Birinci Bölüm / Genel Hükümler
Madde 2- Gerekçeye göre Avrupa İnsan Hakları sözleşmesindeki ilkeler doğrultusunda Anayasanın II Kısım / Temel Haklar ve Ödevler başlığı altındaki Birinci bölüm Genel Hükümlerde yer alan "Temel Hak ve Hürriyetlerin sınırlanması" hakkındaki Anayasanın 13. maddesi değiştirilmektedir. Öneri şöyledir:
"Madde 13- Temel hak ve hürriyetler yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak Kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz"
Madde 3- Anayasanın yine Temel Hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması hakkındaki 14. maddesi hakkındaki değişiklik gerekçesi ise Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin "Hakların kötüye kullanımının yasaklanması" başlığıyla düzenlenmiş 17. maddesidir. Öneriye göre 14. madde değişikliği İHAS'nin 17. maddesi ile uyumlu hale getirilerek eylem ve yorum yoluyla hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmasının önlenmesine yöneliktir. Bu düzenleme de Anayasanın "başlangıç" bölümündeki değişikliğe paralel bir düzenlemedir.
"Madde 14- Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiç biri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan eylemler biçiminde kullanılamaz.
Bu Anayasa hükümlerinden hiç biri, Devlete veya kişilere bu Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz."
İkinci Bölüm / Kişinin Hakları Ve Ödevleri
Madde 4- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5.maddesinde "Özgürlük ve Güvenlik Hakkı" düzenlenmiştir. Bu maddeye göre kişi özgürlüğünün hangi hallerde kısıtlanabileceği, yakalama, tutukluluk ve gözaltı halleri, kişilerin hakim önüne çıkarılma süre ve halleri, hak ihlalleri halinde tazminat hakkı düzenlenmiştir. Anayasanın II Kısım, II Bölümünde "Kişinin Hakları ve Ödevleri" düzenlenmiştir. Bu bölümde "Kişi hürriyeti ve güvenliği" 19.maddede düzenlenmiştir. Uzlaşma komisyonu İHAS'nin 5.maddesindeki esaslar doğrultusunda 19 maddede değişiklik önermiş ve böylece yakalanan ya da tutuklanan kişilerin hakim önüne çıkarılma süreleri yeniden düzenlenerek, devlete, zarara sebebiyet verenlere rücu hakkı getirilmiştir.
Madde 4- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 19 uncu maddesinin beşinci fıkrasının ilk cümlesi ile son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir:
"Yakalanan veya tutuklanan kişi toplu olarak işlenen suçlarda en çok yedi gün, diğer suçlarda, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırk sekiz saat içinde hakim önüne çıkarılır."
"Bu zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre Devletçe ödenir"
"Devlet, zarara sebebiyet verenlere rücu eder. Bu husus kanunla düzenlenir."
Madde 5- Yine Anayasanın "Kişinin Hakları ve Ödevleri" bölümünde yer alan (IV- Özel hayatın gizliliği ve korunması) başlığı altında düzenlenen (A. Özel hayatın gizliliği) Madde 20 yeniden düzenlenmiştir. Alt Komisyonun değişiklik gerekçesine göre "..bu hak ve hürriyetlerle ilgili özel sınırlar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde öngörülen esaslar çerçevesinde açık olarak belirlenmektedir"
Madde 5- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20 inci maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış ve ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
" Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya bir kaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. En geç kırk sekiz saat içinde hakim onayına sunulmayan el koyma kendiliğinden kalkar."
Madde 6- Bu madde ile konut dokunulmazlığı, sınırlamasındaki özel haller Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde yeniden düzenlenmekte ve (B-Konut dokunulmazlığı) 21 inci madde özellikle konuta girme, arama yapma ve eşyaya el koymada yazılı emir koşulu getirilmektedir. 21.madde olduğu gibi değiştirilmektedir.
"Madde 21- Kimsenin konut hakkına dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz."
Madde 7- Anayasanın 22.maddesi kenar başlığında da yazılı olduğu gibi"c-Haberleşme hürriyeti "ni düzenlemektedir. 22 maddenin kenar başlığı "iletişim hürriyeti" olarak değiştirilmektedir. Madde özel sınırlama halleriyle birlikte yeniden yazılmıştır. Gerekçeye göre; "iletişim, haberleşme ve gönderişmeyi (telefon, telgraf, İnternet vs..) kapsayan bir ifade olarak haberleşmenin yerine kullanılmaktadır"
"C- İletişim hürriyeti
Madde 22- Herkes, iletişim hürriyetine sahiptir. İletişimin gizliliği esastır.
Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça iletişim engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir"
Madde 8- Anayasanın 23. maddesinin kenar başlığı "V-Yerleşme ve seyahat hürriyeti"dir. Alt Komisyon 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında geçen "... ülkenin ekonomik durumu" ibaresinin vatandaşların yurt dışına çıkma hürriyetlerine ülkenin ekonomik durumunun engel teşkil etmesine son vermek istemiştir. Bu nedenle aşağıdaki değişiklik önerilmiştir:
Madde 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 23 üncü maddesinin beşinci fıkrasında geçen "...ülkenin ekonomik durumu" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
Madde 9- Anayasanın "Kişinin Hakları ve Ödevleri" bölümünde 26.maddenin kenar başlığı "VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti"dir. Bu maddedeki değişiklik gerekçesi aynen şöyledir: " Bu değişiklikte düşünce ve anlatım özgürlüğünün sınırları genişletilmekte toplumdaki dil farklılıkları sosyolojik bir gerçek olarak değerlendirilmekte ve bu duruma Anayasada getirilen engel kaldırılmaktadır. Ayrıca düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin Anayasamızın 1, 2 ve 3 üncü madde hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamayacağına maddede yer verilmektedir. Bu hürriyetin sınırlama halleri içine, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi doğrultusunda dahil edilmektedir."
Madde 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 26 ıncı maddesinin ikinci fıkrasına "Bu hürriyetlerin kullanılması" ibaresinden sonra gelmek üzere "milli güvenlik kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması" ibareleri eklenmiş, üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkra son fıkra olarak eklenmiştir.
" Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti Anayasanın 1, 2 ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz"
"Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller, kanunla düzenlenir."
Madde 10- Uzlaşma Komisyonu Anayasanın 28. maddesinin ikinci fıkrasını metinden çıkarmaktadır. (X . Basın ve yayımla ilgili hükümler)de ( A.Basın hürriyeti ) kenar başlığını taşıyan bu maddenin ikinci fıkrasına göre: " Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayım yapılamaz" Komisyon metinden bu yasağı çıkarırken gerekçesi şöyledir: "Bu hürriyetin sınırlaması 26 ve 27 inci maddedeki hükümler çerçevesinde olacaktır."
Madde 10- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 28 inci maddesinin ikinci fıkrası metinden çıkarılmıştır.
Madde 11- Anayasanın (D.Kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı) kenar başlığıyla düzenlenen 31.maddede değişiklik önermektedir. Gerekçeye göre, bu maddede kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma ile ilgili olarak sınırlama halleri belirlendiğini, yapılan değişiklikle bu haller Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde; sınırlama halleri Milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması olarak sıralanmaktadır.
Madde 11- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 31 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
" Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması sebepleri dışında halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz"
Madde 12- Anayasanın (XI- Toplantı hak ve hürriyetleri) başlığı altındaki (A.Dernek kurma hürriyeti) kenar başlıklı 33 üncü maddedeki dernek kurma hürriyeti yeniden düzenlenmektedir. Gerekçeye göre maddede geçen"herkes" kavramı her hukuki varlığı, Tüzel kişileri de kapsar. Tüzel kişiler dernek kurabilir ya da derneğe üye olabilirler. 33.madde tamamen değiştirilmiştir.
Madde 12- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 33.- Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir.
Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin
önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller
Kanunda gösterilir.
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır.
Madde 13- Anayasada kenar başlığı ( B.Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı) ile ilgili 34.maddedeki "hak ve sınırlar" gerekçeye göre; Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine (Sözleşme madde 11- Dernek Kurma ve toplantı özgürlüğü) uygun olarak yeniden düzenlenmiştir. 34.madde tamamen değiştirilmektedir.
Madde 13.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 34.- Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ancak, milli güvenlik ve kamu düzeni sebepleriyle, kanunla sınırlanabilir.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
Madde 14- Anayasanın (XIII. Hakların korunmasıyla ilgili hükümler) bölümündeki (A. Hak arama hürriyeti) kenar başlığıyla düzenlenmiş olan 36.maddede değişiklik gerekçesine göre TC'nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkı (İHAS Madde 6- Adil yargılanma hakkı) metne dahil edilmiştir.
Madde 14- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 36 ncı maddesinin birinci fıkrasına "....savunma" ibaresinden sonra gelmek üzere " ile adil yargılanma" ibaresi eklenmiştir.
Madde 15- Anayasanın (C. Suç ve cezalara ilişkin esaslar) kenar başlığıyla düzenlenmiş 38.maddede önerilen değişiklik gerekçesine göre; " Ölüm cezasının sadece savaş, yakın savaş ve terör suçlarında verilebileceği 6 nolu protokol hükümleri doğrultusunda bu maddede yer almıştır. Ayrıca 4 Nolu Protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alı konamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlar da vardır"
Madde 15- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, beşinci ve altıncı fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Genel müsadere cezası ile savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez."
"Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez"
"Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz."
Madde 16- Anayasanın 40.maddesinin kenar başlığı "XV.Temel hak ve hürriyetlerin korunması"dır. Maddenin değişiklik gerekçesine göre; "bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkan sağlanması amaçlanmaktadır. Son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesi hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk haline gelmiştir."
Madde 16- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 40 ıncı maddesine ikinci fıkra olarak aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
" Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilerine başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır."
Üçüncü Bölüm / Sosyal Ve Ekonomik Haklar Ve Ödevler
Madde 17- Anayasanın II Kısım / Üçüncü Bölümü "Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler"dir. Bu bölümde (I- Ailenin korunması) kenar başlığıyla 41.madde yapılmak istenen değişikliğin gerekçesi " kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik bir düzenlemedir" şeklinde açıklanmıştır.
Madde 17- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinin birinci fıkrasına " ve eşler arasında eşitliğe dayanır." ibaresi eklenmiştir.
Madde 18- Anayasanın 46 ıncı maddesinin kenar başlığı "Kamulaştırma"dır. Değişiklik gerekçesine göre: " bu madde ile kamulaştırma yeniden düzenlenmekte, kamulaştırmada gerçek karşılıkların ödenmesi ve ödemede gecikme halinde faiz yönünden bireylerin zarara uğramamaları yönünde değişiklik yapılmaktadır." 46.madde tamamen değiştirilmektedir.
Madde 18- Türkiye cumhuriyeti Anayasasının 46 ıncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 46- Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir.
Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projeleri ile iskan projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla, kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz; bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir.
Kamulaştırılan topraktan, o toprağın doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, her halde peşin ödenir.
İkinci fıkrada öngörülen taksitlendirmelerde ve her nasılsa ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır.
Madde 19- Anayasanın 49 uncu maddesinde (V.Çalışma ile ilgili hükümler) bölümündeki (A. Çalışma hakkı ve görevi) kenar başlığıyla 49 uncu maddedeki değişiklik gerekçesine göre; devlete çalışanların yanı sıra işsizleri de koruma görevi verilmektedir.
Madde 19- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 49 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
" Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır."
Madde 20- Anayasanın kenar başlığı (C.Sendika kurma hakkı) olan 51.madde ile ilgili değişiklik önerisindeki gerekçeye göre, sendika hakkı ile özel sınırlama nedenlerinin yeniden düzenlenmesidir. 51. madde tamamen değiştirilmektedir.
Madde 20- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 51- Çalışanlar ile işverenler önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.
Sendika kurma hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle sınırlanabilir.
Sendika kurma hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil şart ve usuller kanunda gösterilir.
Aynı zamanda ve aynı işkolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.
Sendikalar üzerindeki Devlet denetimi, sendikaların kuruluş ve faaliyetlerinin kanunlara uygunluğunu sağlamak amacıyla ve sendika bağımsızlığı ilkesini zedelemeyecek bir biçimde düzenlenir.
Sendika ve üst kuruluşların tüzükleri, yönetim ve işleyişleri, demokrasi esaslarına aykırı olamaz.
Madde 21- Anayasanın (VII.Ücrette adalet sağlanması) kenar başlığı ile düzenlenen 55 inci madde ise çalışanların asgari yaşam standartlarının sağlanması amacıyla değiştirilmektedir.
Madde 21- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 55 inci maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
" Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur"
Madde 22- Anayasanın ( XIII. Sosyal ve ekonomik hakların sınırı) kenar başlığıyla düzenlenen 65 inci maddesi kenar başlığıyla birlikte değiştirilerek madde içeriğinin bu başlığa uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır. Madde tamamen değiştirilmiştir.
Madde 22.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 65 inci maddesi kenar başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
XIII. Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları
Madde 65.- Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynakların ölçüsünde yerine getirir.
Dördüncü Bölüm / Siyasi Haklar Ve Ödevler
Madde 23- Anayasa II Kısım , Dördüncü Bölümde Siyasi Haklar ve Ödevler düzenlenmiştir. 66 ıncı maddenin kenar başlığı ise (I.Türk Vatandaşlığı)dır. 66 ıncı maddenin ikinci fıkrasındaki birinci cümle " Türk babanın veya Türk Ananın çocuğu Türktür." Madde fıkrasının devamında yer alan "Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir" şeklindeki ikinci cümle gerekçeye göre kadın-erkek arasında eşitsizlik yarattığı düşüncesiyle hüküm madde metninden çıkarılmıştır.
Madde 23- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmıştır.
Madde 24- Anayasanın 67 inci maddesinin kenar başlığı ( XII Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları)dır. Değişiklik gerekçesine göre; " Temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkeleri bağdaştırılması son derece zor olan ilkelerdir. Ayrıca oldukça soyut olan bu ilkeler seçim kanunlarında köklü değişiklikler yapılması yolunda bir engel oluşturmaktadır. Bu nedenle kaldırılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Yeni eklenen bir fıkra ile konjektürel değişikliklere seçim kanunları açısından yer verilmemesi amaçlanmıştır"
Madde 24.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 67 nci maddesinin beşinci fıkrasına "... askeri öğrenciler" ibaresinden sonra gelmek üzere "taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç" ibaresi eklenmiş, mevcut son fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir.
"Seçime bir yıldan daha az süre kaldığı zaman içinde seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, izleyen seçimden sonra yürürlüğe girer."
Madde 25- Anayasanın (III.Siyasi partilerle ilgili hükümler) başlığı altında düzenlenen "B.Siyasi partilerin uyacakları esaslar" kenar başlıklı 69.madde de düzenlenmiştir. Bu madde 23.7.1995 günlü 4121 sayılı Yasa ile değiştirilmiştir. Uzlaşma Komisyonunun gerekçesi aynen şöyledir: " Bu maddede öngörülen değişiklikle odağa kriterler getirilmekte, siyasi partiler için kapatmanın yanı sıra devlet yardımından yoksun bırakılma yaptırımı öngörülmektedir"
1995 yılında yapılan değişiklikle 69.maddeye göre " Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir."(Fıkra 5). Odak olma hali ise 68.maddeye atıfla şöyle düzenlenmiştir. " Bir siyasi partinin 68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir." (Fıkra 6). Bu durumda hem fıkra 5 ve hem de fıkra 6 ile atıf yapılan madde Anayasanın 68 inci maddesinin dördüncü fıkrasıdır. 68 inci maddenin 4. fıkrası 1995 yılında 4121 sayılı Yasa ile değişik olarak şu şekilde düzenlenmiştir: "Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez." Uzlaşma Komisyonunun 69 uncu maddedeki değişiklik önergesi şöyledir:
Madde 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu maddesinin altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle ile altıncı ve dokuzuncu fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve son fıkra aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bir siyasi parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organları veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır."
"Anayasa mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir."
"Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasi partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir."
Madde 26- Anayasanın (VII.Dilekçe hakkı) 74 üncü maddede düzenlenmiştir. Gerekçeye göre; karşılıklılık esası gözetilmek kaydı ile Türkiye'de ikamet eden yabancılara da dilekçe hakkı tanınmalıdır. Bu nedenle 74. maddeye eklemeler yapılmıştır.
Madde 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü maddesinin birinci fıkrasına "Vatandaşlar" ibaresinden sonra gelmek üzere " ve karşılıklık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar"; ikinci fıkrasına "sonucu" ibaresinden sonra gelmek üzere "gecikmeksizin" ibaresi eklenmiştir.
Üçüncü Kısım / Cumhuriyetin Temel Organları
Birinci Bölüm / Yasama
Madde 27- Anayasada "Üçüncü Kısım", "Cumhuriyetin Temel Organları"dır. (B. Milletvekili seçilme yeterliliği) kenar başlığıyla düzenlenen 76 ıncı maddedeki değişiklik gerekçesine göre, 76 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen "ideolojik veya anarşik eylemlere" ibaresi "terör eylemlerine" şeklinde değiştirilmektedir. Gerekçe nedenini şöyle açıklamaktadır: " Terör eylemleri Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanununda tanımlanmış eylemlerdir."
Madde 27.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 76 ncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen "ideolojik veya anarşik eylemlere" ibaresi, "terör eylemlerine" şeklinde değiştirilmiştir.
Madde 28- Anayasanın 83 üncü maddesi Yasamada (F.Üyelikle ilgili hükümler) "4. Yasama Dokunulmazlığı"nı düzenlemektedir. Gerekçeye göre; " Yasama dokunulmazlıkları ile ilgili işlerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde en geç üç ay içinde sonuçlandırılacağı, Genel Kurulda bu konuyla ilgili oylamaların gizli yapılacağı ve Milletvekilleri hakkındaki ceza davalarının Yargıtay'da görüleceği öngörülmektedir. Böylece dokunulmazlık dosyalarının sürüncemede kalmasının önüne geçilecektir."
Madde 28- Türkiye cumhuriyeti anayasasının 83 üncü maddesinin dördüncü maddesinin dördüncü fıkrası madde metninden çıkarılmış; maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
" Dokunulmazlıkla ilgili işler, Türkiye büyük Millet Meclisine ulaşma tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sonuçlandırılır"
"Dokunulmazlıkla ilgili oylama Genel Kurulda gizli olarak yapılır."
" Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları Yargıtay'da görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir."
Madde 29- Anayasanın 86 ıncı maddesi milletvekillerinin ( 7. Ödenekler ve yolluklar)'ını düzenler. Gerekçeye göre TBMM üyelerinin ödenek ve yolluk ve emeklilik işlemlerinin kanunla düzenlenmesi TBMMM üyeleri ile bunların emekliliklerinin T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilerek, üyeliği sona erenlerin de ilgilerinin devam etmesi öngörülmektedir. Böylece,TBMM üyelerinin emeklilik işlemlerinin kanunla düzenlenmesi konusunda anayasal dayanak sağlanmakta, T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilmesi suretiyle de, farklı sosyal güvenlik kuruluşları ile ilgi kurulmasından doğan, emeklilik haklarına ilişkin eşitsizlik gönderilmekte, aynı emeklilik hak ve imkanlarından yararlanma sağlanmaktadır."
Madde 29- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 86 ıncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemleri kanunla düzenlenir" şeklinde değiştirilmiş; fıkranın sonuna "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bunların emeklilikleri T.C. Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder" ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin ikinci fıkrasında geçen "sosyal güvenlik kuruluşları" ibaresi "T.C. Emekli Sandığı" olarak değiştirilmiştir.
Madde 30- Anayasanın (II. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri) bölümünde (A.Genel Olarak) kenar başlığıyla 87 inci maddede önerilen değişikliğin gerekçesine göre; TBMM'nin af yetkisi ile ilgili Anayasanın 14 üncü maddesine gönderme yapan sınır kaldırılmakta, ancak genel veya özel af kararının TBMM'nin üye tam sayısının beşte üçü ile alınabileceği hükmü getirilmektedir.
Madde 30- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 87 inci maddesinde geçen "Anayasanın 14 üncü maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere" ibaresi kaldırılmış; "genel ve özel af ilanına" ibaresinden önce gelmek üzere " Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile" ibaresi eklenmiştir.
Madde 31- Anayasanın 89 uncu maddesinde (C.Kanunların Cumhurbaşkanınca yayımlanması) yapılmak istenen değişikliğin gerekçesine göre: " Cumhurbaşkanının kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebileceği öngörülmektedir. Bu durumda TBMM sadece geri gönderilen maddeleri görüşebilir hükmü maddeye eklenmiştir"
Madde 31- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına ".. Yayımlanmasını" ibaresinden sonra gelmek üzere "kısmen veya tamamen" ibaresi ile son cümlesinden önce gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
" Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebili