TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Diyarbakır'da gerçekleşen Dicle Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Programı'nı Kürtçe sözlerle bitirdi. Kurtulmuş, Kürtçe "Birlik olalım gönül gönüle, el ele barış aramızda hüküm sürsün" anlamına gelen "Bi hev re bibin, dil bi dil, dest bi dest; aştî li nav me ra best" ifadelerini kullandı.

Kürtçe konuşmaları engellenen anneler: Kimliğin varsa dilin de olmalı
Kurtulmuş'un Kürtçe konuşması Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sosyal medya hesabından da paylaşıldı.
🔴 Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş Kürtçe konuştu
— bianet (@bianet_org) October 17, 2025
🗣 "Bi hev re bibin, dil bi dil, dest bi dest, aştî li nav me ra best."
(Birlik olalım, gönül gönüle, el ele olalı, aramızda barış esas olsun) https://t.co/wItbIZ67V8 pic.twitter.com/NanOTSrpSH
Kurtulmuş ve bazı komisyon üyeleri, Diyarbakır'da çözüm süreci bağlamında bir dizi ziyarette bulundu. Kurtulmuş ve beraberindeki heyetin, bu kapsamda ilk programı Dicle Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 2025/2026 Eğitim Öğretim Yılı Akademik Yıl Açılış Töreni oldu.
"Dünden daha fazla sorumluyuz"
Öğrencilere katılım zorunluluğunun getirildiği programda, ilk önce Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencileri sahne aldı. MA'nın aktardığına göre, burada konuşan Kurtulmuş, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne dair mesajlar verdi:
"Biz Türkiye’yi önümüzdeki Türkiye’nin yüzyılı haline getirmek zorundayız. 86 milyon olarak üzerimize düşen sorumluluk Türkiye’yi daha ileriye taşımaktır. Sorumluluğumuz kendi içimizde tam anlamıyla barışı sağlayarak, silahları değil özgürlüğün, demokrasiyi, barışı, birliği konuşulduğu bir yaşamı inşa etmektir. Bu çerçevede dün olduğundan daha fazla üzerimizde sorumluluk olduğunun altını çizmek istiyoruz. Türkiye terörü geride bırakacak inisiyatifleri kullanarak, barışı, özgürlüğü demokrasiyi sağlayarak yoluna devam edecek ve birliğini sağlayacaktır."
"Artık bunlar geride kalmalı"
Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere dair de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "Bu anlamda yaşananlar çok daha dikkatli çok daha hassas olmamız gerektirdiğini bize söylüyor. Yaklaşık 103 yıllık tarihimizin 50 yılını terörle mücadeleyle geçirmiş, on binlere insan ölmüş. Türkiye alternatif maliyetleriyle birlikte en az 2 trilyon dolarını bu mücadelede harcamıştır. Artık bunların geride kalması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye de artık kan dökülmemesini, insanların huzurlu olmasını ve barış içinde yaşayacağı kapının sonuna kadar açıldığını biliyoruz ve bu yolda mücadele edeceğiz" dedi.
"Bu sefer başaracağız"
Kurtulmuş, sürece ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Bu sefer başaracağız. Bu sefer barış, kardeşlik, esenlik hakim olacak. Türkiye esenlik kardeşlik istediğini komisyonda ortaya koymuştur. Yaklaşık 130 sivil toplum kuruluşu komisyonda dinlenmiş, herkes fikirlerini ortaya koymuş, hepsi ortak bir cümleyi söylemiştir: ‘Biz artık bu ülkede çocuklarımızı değil, silahları gömmek istiyoruz.’ Fevkalade demokratik olgunlukla ortaya konulan bu çalışma, nihayete eriyor. Bu topraklarda, şehirlerinde, dağlarında, mezralarında korkunun değil, bombanın gürültülerinin değil; dostluğun türkülerinin ortaya konulduğuna hep birlikte şahit olacağız. Bu toprakların mayası birliktir, beraberliktir, kardeşliktir.
"3 temel ana sütun"
"Tarihte sahip olduğumuz kardeşlik kültürünü yeniden çoğaltmak durumundayız. Kardeşliğin tek başına sorunları çözmeye yeterli olmadığını biliyoruz. Kardeşliğin adalet ve demokrasiyle taçlandırılması gereken bir dönemde olduğumuzu, bu kadar demokrasi tecrübemizle inşallah bunu başarabilecek bir güce sahip olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Kardeşlik, adalet ve demokrasi bizim geleceğimizin 3 temel ana sütunudur. Bunların üstünde İnşallah daha güçlü bir Türkiye’yi kuracak ve dünya milletlerine örnek olacak gelişmeyi sağlayacağız.
"Teminat toplumsal mutabakat"
"Türkiye’nin bu tecrübesi İnşallah başarıyla tamamlandığında, dünyanın birçok üniversitesinde Türkiye’nin barış tecrübesi diye okutulacak ve dünyaya örnek olacak bir model olacaktır. Bunun için yapmamız gereken herkesin bu ülkenin ortak menfaati nedir, bunun üzerine yoğunlaşması lazım. Herkesin dar siyasi anlayışını bir kenara bırakarak, bölge halkının yararına olan nedir diye düşünmesi lazım. Acılarımızı, karşımızdakinin acısını anlayarak yolumuza devam etmemiz lazım. Bu 3 ana direkten bahsettim. Biri kardeşlik, adalet ve demokrasi. Bu mimarının temelinde de temsili genişletmek, hesap verebilirliği genişletmek en önemli sorumluluklarımızdan biridir. Kardeşliğin teminatı hukuktur. Demokrasinin sürdürebilir olmasının teminatı da toplumsal mutabakattır."
"Anadil ana sütü kadar helaldir"
Meclis’te Barış Annesi’nin Kürtçe konuşmasını engelleyen Kurtulmuş, Diyarbakır'da anadilinin önemine değindi:
"Dil insanların kendisini en iyi ifade ettiği alanlardan biridir. Ayrışmanın değil çok kültürlülüğünün yansımasıdır. Anadil ana sütü kadar helaldir. Bu ülkede kimse dilini kullanmak istediği için sorgulanamaz. Çünkü dil insanın kalbe en yakın yeridir. Dillerin üzerinden bir ayrımcılık yapmak asla bizim lugatımızda yazmaz. Türkiye’nin tarihi Türklerin tarihi olduğu kadar Kürtlerinde tarihidir. Hep birlikte bu tarihe sahip çıkıp, gelecek nesillere aktarmak zorundayız. Bu sefer ya biz başaracağız ya emperyalistler başaracak. Mutlaka başaracağız. Ve bunun için hiç tereddüt etmeden birlik, beraberlik içinde yolumuza devam edeceğiz."
Heyet, Ulu Cami’nde Cuma namazı kıldıktan sonra, Diyarbakır Valiliği’ni ziyaret etti.
(AB)


