Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EğitimSen) Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) kamuoyunda "4+4+4" olarak bilinen 12 yıllık kademeli zorunlu eğitime geçişle ilgili soru işaretlerini gidermek için yayımladığı "12 Yıl Zorunlu Eğitim: Sorular Cevaplar" adlı çalışmaya "yanıt" hazırladı.
Yanıtta MEB'in endişeleri gideremediği ve "yanıltıcı ve yanlış bilgilendiren söylemleri" tekrarladığı vurgulanıyor. MEB'in açıklamalarının "yapılan yanlışları doğru gibi gösterme girişimlerini güçlendirdiği" dile getiriliyor.
MEB'in verdiği cevapların yetersizliğini kaygılarının temelsiz olmadığının işareti olarak gören EğitimSen, MEB'in kullandığı ifadelerin "gelecek yıl yaşanacak karmaşanın habercisi" olduğunu kaydetti.
MEB'in sorularının ve cevaplarının incelendiği EğitimSen'in çalışmasında anadil, çocuk gelin gibi konulara da değinildi.
"4+4+4 düzenlemesine ilişkin yasal değişikliğin gerekçesinin açıklandığı 1. soruda söz konusu değişikliklerle birlikte okullaşmada bölgesel farklılıkların azalacağı söylenmektedir. Örneğin Şırnak ilinde okullaşma oranının Türkiye'nin diğer illeri ile eşit seviyeye geleceği belirtilmiştir.
"Oysa çok iyi bilinmektedir ki, bölgedeki öğrencilere anadilinde eğitim olanağı verilmedikçe, mevsimlik tarım işçiliği, çocuk gelinler gibi sorunların çözümü noktasında somut adımlar atılmadığı sürece okullaşma oranları konusunda yurdun genelinde eşitlik sağlamak mümkün değildir.
"Değişiklik böyle bir dertle planlandı ise öncelikle bu kritik sorunların ortadan kaldırılmasıyla işe başlanması, sonra sistemde değişiklik yapılması gerekmektedir."
Karanlık noktalar
Bakanlığın cevaplarında çocuk gelinlerin artışına yol açacağı kaygılarına dayanak teşkil edebileceği için eleştirilen noktaların da "karanlıkta bırakıldığını" savunuyor EğitimSen.
"Cevaplar arasında (Soru 43) çocuk gelinler endişesinin en önemli dayanağı olan bir nokta da karanlıkta bırakılmaktadır. Ortaokuldan sonra açık lise uygulamasının hangi öğrenciler için geçerli olacağı, bu öğrencilerin neye göre belirleneceği hakkında hiçbir bilgi verilmemiştir.
"Demek ki Bakanlığın düzenlemenin yapıldığı müddetçe tutunduğu içler acısı argüman hâlâ geçerlidir. Bu düzenlemeden önce de kız öğrencilerin lise çağında zaten okuldan alınabildiğini, eve kapatılabildiğini, bu düzenlemenin bu anlamda olumsuz bir geri adım olmadığını savunmaktadırlar.
"Oysa Türkiye'de çocuk gelinlerin oranı %30'larda iken halen kanayan bu yaraya merhem olmadığını, onu olduğu gibi muhafaza ettiğini ileri sürmek kabul edilemez.
"Açık lise uygulaması, ancak özel eğitim gerektiren konularda ve son çare olarak başvurulacak bir uygulama olabilir. Açık liseye devamı serbest bırakmak ve açık lise kaydı üzerinden okullaşmanın artacağını savunmak mümkün değildir.
"Bu bakış açısı okulu sadece kağıt üzerinde bağlı bulunulan bir kuruma indirgemek ve örgün eğitimde okulun sosyal ve kültürel boyutunu tamamen göz ardı etmek anlamına gelmektedir." (YY)
EğitimSen'in "MEB'in Soru-Cevapları"na yönelik hazırladığı metne ulaşmak için tıklayınız.
MEB'in hazırladığı "12 Yıl Zorunlu Eğitim: Sorular Cevaplar" metnine ulaşmak için tıklayınız.