İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal aralarında derneğin İstanbul Şubesi'nin de bulunduğu, 21 STK'nin "Eşcinsellik hastalıktır ve tedavi edilebilir" diyen Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'a destek için yazdığı mektubu sahiplendi.
"Eşcinselliğin bir sapma olduğunu, batının bunu normalleştirmek için çalıştığını" iddia eden mektubun "kendi seküler kurgusu içinde önemli iddiaları tartıştığını" savundu.
Ünsan "anormal" olarak tanımladığı eşcinsellerin ayrımcılığa ve şiddete uğramasına karşı olduklarını belirtiyor.
Bilgen: "İktidarın fikirlerini savunmak sivil toplum açısından riskli"
2005-2007 arasında önce MAZLUMDER Ankara Şube, ardından da genel başkanlığını yapan Ayhan Bilgen ise MAZLUMDER'i eleştiriyor:
"Bir iddia karşısında hak savunucuları sorunu doğru anlamak için bütün tarafları dinleme konusunda duyarlılık göstermeli. Türkiye'de kimi baskıcı laiklik taraftarlarının İslamla ilgili kaygılarını din özgürlüğüne karşı çıkarak yansıtmalarına benzer bir durumla karşı karşıyayız. "
İHH İnsani Yardım Vakfı, Aileyi Koruma Derneği, İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği, Özgür-Der, Tüm İlahiyat Mezunları Derneği, Türkiye Yazarlar Birliği'nin de bulunduğu 21 STK'nin 22 Mart Pazar günü Sirkeci'de yaptıkları eylemde hazırladıkları ortak mektubu kamuoyuyla paylaştı.
Asiye Dilipak'ın okuduğu mektupta eşcinsellik "doğal olmayan bir sapma" olarak tanımlandı.
"Gelecek kuşaklar arasında eşcinselliğin artmaması için sağlık ve eğitim politikaları geliştirilmesi gerek" diyen Dilipak yurtdışında eşcinselliğin 'normal' olduğunu söyleyen psikologların da bunu yaygınlaştırmak istedikleri için yaptıklarını iddia etti.
İlahi dinlerin eşcinselliğe karşı olduğunu, hoşgörü dini olan İslamın da anlayışının "bir sınırı olduğunu" belirten Dilipak, Kavaf'ın kaygılarının ne kadar önemli olduğunu da belirtti.
Başkanlık döneminde MAZLUMDER içinde eşcinsellikle ilgili farklı görüşlerin olduğunu anlatan Bilgen cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle çok sayıda insanın ayrımcılığa uğradığını, MAZLUMDER gibi bir hak savunucu kurumun iktidarın iddialarını sahiplenerek bu şekilde açıklama yapmasının doğru olmadığını söylüyor. Bunun sivil toplumun bağımsızlığı açısından riskler taşıdığını belirtiyor.
"Tüm üyeleri bireysel olarak eşcinsellik konusunda hassasiyet taşısa bile MAZLUMDER'in nerede durması gerektiğini doğru belirlemesi gerekir. Bir grubun uğradığı ayrımcılığa karşı çıkmak o grubun düşünce eğilim ve yaklaşımını onaylamak anlamına gelmez. Tam tersine karşı olduğunuz bir şeye yönelik bir haksızlık ve ayrımcılık olduğun da ona karşı üzerine düşen savunuculuk görevini yerine getirebilmeniz gerekir."
MAZLUMDER kurumların yaptığı açıklamayı kendi İnternet sitesine koydu.(BÇ)