Suriye'de çöken Esad yönetiminin ardından geçici hükümet ilan edilirken, farklı halklar ve inançların hakları henüz tanınmadı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bağlı kurum ve kuruluşların yeni sistemde nasıl yer alacağına dair tartışmalar ise sürüyor.
Türkiye’de Kürt sorununun çözümü noktasında başlatılan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, buradaki durumu da doğrudan etkiliyor. Sürecin başlamasının ardından bölgede tansiyon düşerken, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Türkiye ile temasları gündeme gelmeye başladı.
Bu konuda Mezopotamya Ajansı’na konuşan Suriye Demokratik Güçleri Genel Komutanı Mazlum Abdi, Türkiye’deki çözüm sürecine dair açıklamalarda bulundu.
"Türkiye’nin bazı endişeleri var"
"Türkiye ile resmi görüşmelerin artmasını istiyoruz" diyen Abdi, özetle şunları söyledi:
Bu süreçte Türkiye ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin ilişkileri gündemde. Bu ilişkiler hangi aşamada ya da var mı yok mu?
"İlişki var, aramızda açık kanallar da var. Ancak anlaşma yok. Bir (Suriye’ye dair) görüş alışverişi var. Bu da iyi bir şey. Bu görüşmelerin güçlenmesini istiyoruz. Resmi bir tarzda olmasını ve bazı konularda anlaşmayı istiyoruz. Türkiye’nin bazı endişeleri var, bunu gündemimize alıp, çözmeyi istiyoruz. Bizim de var. İşgal edilmiş topraklarımız var. Türkiye’nin varlığından kaynaklı halkımız geri dönemiyor. Efrin, Serêkaniyê gibi. Bu konuları Türkiye ile çözmek istiyoruz. Bu görüşmelerin seviyesinin artmasını istiyoruz ki olumlu sonuçlar alabilelim.
"Toprağı işgal edilen biziz"
Türkiye’nin hangi konularda endişeleri var; uzun bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye tehdit olarak görülüyor. Görüşmelere rağmen bu endişelerin sürmesi ne anlama geliyor?
"Tehdit diyorlar ancak buna katılmıyoruz. Saldırıya uğrayan biziz. Toprağı işgal edilen biziz. Halkı göç ettirilmiş ve yerine dönemeyenler bizleriz. Baskı uygulanan biziz, Türkiye tarafı değil. Bundan kaynaklı buna anlam veremiyoruz. Ancak onlar, Kürtlerin askeri bir gücünün olmasını tehdit olarak görüyorlar. Buna katılmıyoruz. Burada Kürtler için oluşabilecek statüyü kendilerine tehdit olarak görüyorlar. Askeri ve güvenlik güçlerinin Suriye devletine katılmasını tehdit olarak görüyorlar, buna dair açıklama yaptılar.
"Doğru değil. Aksine bizim varlığımız, bu defacto durumun atlatılması, kurumların katılımı (hükümete)- onbinlerce askerden söz ediyoruz-, yine petrol gibi büyük konular… Bu dosyaların Suriye hükümeti içerisinde çözüme kavuşması huzuru beraberinde getirir. Türkiye açısından da huzur getirir. Bu nedenle bu sürece destek olmalarını, karşıt olmamalarını istiyoruz.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci, burayı nasıl etkiliyor, nasıl bir bağlantı var?
"Tamamen etki ediyor. Hatta herkesten öte (kuzey dışında) Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendiriyor. Şimdi burada Türk ordusuyla bir ateşkes söz konusu. Bu, sürecin sayesinde oluştu. Eğer bu süreç sonuçlanırsa bizdeki ateşkes de kalıcı olacak. Eğer biz bugün Türkiye ile ilişkilerden bahsediyorsak bu süreç sayesindedir. Bu sürecin başarıya ulaşması için bize düşen, SDG'ye düşenleri yapmak istiyoruz. Destek veren bir taraf olmak istiyoruz, engel olmak değil. Bu sürecin ilerlemesi en çok Kuzey ve Doğu Suriye’yi ilgilendirecek. Yine Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürt sorununun çözümü de barış sürecine katkısı olur.
Abdullah Öcalan ile hiç temasınız oldu mu?
"Evet, oldu, Uygun bir yöntemle (mektup yoluyla) İmralı’nın görüşleri alındı, aynı zamanda görüşlerimiz iletildi. Bazı konular var; örneğin kuzeyli bazı savaşçıların varlığından söz ediyorlar. PKK’lilerden bahsediyorlar. Bunu ancak İmralı çözebilir. Bunun çözümü İmralı’nın çağrısıyla bağlantılı. Bu nedenle bazı sorunların çözümü noktasında Rojava ve İmralı arasında görüşmeler olmalı. Görüşmelerin daha iyi bir şekilde yapılmasının hem barış sürecine hem de Kuzey ve Doğu Suriye’nin sorunlarının çözümüne olumlu katkıları olacaktır.
Eğer koşulları oluşursa siz de Abdullah Öcalan ile görüşmek istiyor musunuz?
"İmralı’ya giden heyetin bize söylediklerine göre Önder Apo da Rojava yetkililerinin orayı (İmralı) ziyaret etmesini istemiş. Biz de buna ihtiyaç duyuyoruz. Bu, hem sürece hem de Kuzey ve Doğu Suriye’deki sorunlarının çözümüne olumlu katkı sunacaktır. Türkiye bundan korkmamalı. Bu Türkiye’nin çıkarına olacaktır.
Türkiye ziyareti
"Bizim için hiç bir sorun yok. Madem bu durum çözüme olumlu katkı sunacak neden gitmeyelim. Olumlu görüyoruz.
IŞİD tehlikesi
"Bu tehlike azalmadı. IŞİD’in güçlenmek için bazı planları var. Geçtiğimiz ay IŞİD saldırıları sonucu 15 arkadaşımız şehit oldu. Yine IŞİD’lilerin hapisten kaçma girişimleri var. Hol Kampı’nda çalışmalarını sürdürüyorlar. IŞİD tehlikeli ve Suriye kentlerine de dağılmış. Özellikle Suriye’de rejim düştükten sonrası kendisine bir zemin buldu. Esat rejiminden bazı silahlar ellerine geçti. Birçok bölgedeki güvenlik boşluğu nedeniyle serbestçe hareket ediyorlar. Bundan kaynaklı IŞİD’e karşı mücadele güçlenmeli.
"Türkiye, barış sürecine inanmalı"
Abdi, son olarak Türkiye'ye şu mesajı verdi:
"Her şeyden önce Türkiye halkları, İmralı’dan gelişen barış sürece inanmalı ve destek olmalı. İkinci olarak Kuzey ve Doğu Suriye ile SDG’nin güçlenmesi ve Suriye ordusuna katılması Türkiye açısından huzur getirir. Buna inanmalarını istiyoruz. Bu temelde ilişkileri yeni bir zeminde, güçlü ve eşit bir şekilde birlikte ilerletelim."
TIKLAYINIZ: 1- SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile söyleşinin birinci kısmının tamamı
TIKLAYINIZ: 2- SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ile söyleşinin ikinci kısmının tamamı
(AB)


