“İnsanlar ne yazık ki HIV konusunda da 30-40 yıl önceki bilgilerle, o 'AIDS'e dönmüş' HIV vakalarında kaldıkları için, HIV'e de hala damgalama ile yaklaşıyorlar. HIV sadece eşcinsellerin hastalığı sanılıyordu ama bugün heteroseksüeller arasında daha fazla yayıldığı kanıtlandı. Şimdi maymun çiçeğinde de aynı damgalamaları görüyoruz ne yazık ki. Oysa bu hastalıkla ilgili çok fazla yanlış bilgi yayıldı.”
Harun Tulunay, önce HIV, ardından Covid-19 ve son olarak da Maymun Çiçeği hastalığına yakalandı.
Tulunay, bu hastalıkların hepsini yendi fakat hastalıklara dair toplumun “damgalanmasını” yenemedi.
Bu sağlık sorunlarına dair toplumun önyargıları ve eksik bilgileri nedeniyle “damgalanan” onlarca insan var.
Özellikle cinsel yolla bulaşan bir hastalık söz konusu ise LGBTİ+ toplumu hedef haline getiriliyor. Medyanın da bu "damgalama"larda rolü oldukça yüksek.
Yanlış veya eksik bilgi yaymak, hastalığı toplumun bir kesimi özdeşleştirmek, kapsayıcı dil yerine ayrıştıran bir dil kullanmak, gerçeği yansıtmayan veriler ve grafikler kullanmak, kişilerin fotoğraflarını ve isimlerini açıkça yayınlamak...Bu sayılanlar, medyanın bu tür "halk sağlığı" sorunu haline gelen hastalıkları haberleştirirken yaptığı ilk hatalardan.
Maymun Çiçeği hastalığı nedir? Nasıl bulaşır? Bu hastalıkla ilgili haber yapılırken “damgalayıcı”, “ayrıştırıcı olmamak” adına hangi noktalara dikkat etmek gerekir?
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Aslıhan Demirel, Pozitif-İz Derneği’nden Çiğdem Şimşek ve İletişim Akademisyeni Yasemin Giritli - İnceoğlu yanıtlıyor.
Demirel: LGBTİ+'larda görülen bir hastalık olarak görmek doğru değilYakın fiziksel temas bulaşma için iyi bilinen bir risk faktörüdür. Yani maymun çiçeği olan bir kişinin oral, anal ve vajinal seks veya cinsel organlarına (penis, testisler, labia ve vajina) veya anüsüne dokunmak, hasta kişiye sarılmak, masaj yapmak ve öpüşmek, uzun süreli yüz yüze temas bulaşa sebep olabilir. Maymun çiçeği olan bir kişinin cinsel ilişki sırasında kullandığı ve dezenfekte edilmemiş yatak takımları, havlular ve seks oyuncakları gibi kumaşlara ve nesnelere dokunmakla da virüs bulaşabilir. Hastalık belirli bir grupta daha fazla görülmekle birlikte heteroseksüellerde de görülebildiğinden şu an için bu hastalığı sadece LGBT + toplumda görülen bir hastalık olarak düşünmek doğru değildir. Bu virüs toplumdaki herkesi etkileyebilir. Bu konuda yapılacak olan damgalama ve ayrımcılık salgının yayılmasını önlemek için gerekli olan halk sağlığı stratejilerini engelleyecektir. “Virüsler sınır tanımıyor”Toplumun bulaş konusunda bilinçlenmesini sağlamak, hastalık konusundaki farkındalığı arttırmak önemlidir. Virüsün saçılma süresi tam olarak belli olmamakla birlikte enfeksiyondan sonra 8 hafta süresince prezervatif kullanılması önerilmektedir. Ancak viral saçılma süresi konusunda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Risk altındaki popülasyonlarda eğitimin arttırılması, virüsün tanıtılması, bulaş yollarının ve korunma yöntemlerinin anlatılması, gelişmiş test olanaklarının sağlanması önemlidir. Birden fazla ve tanımadığınız seks partneri olduğunda bulaş riski artmaktadır. Bu sebeple seks partneri sayısını sınırlamak ve güvenli cinsel ilişkide bulunmak korunmada önemlidir. Sonuç olarak virüsler sınır tanımıyor. Salgını kontrol altına almak için daha fazla bilgiye, hızlı vaka tespitine ve halk sağlığı önlemlerine ihtiyaç vardır. Bu savaşta tüm dünyanın belli bir grubu damgalamadan birlikte uyumlu bir şekilde hareket etmesi tek çıkış yoludur. |
Şimşek: İlla sorumlu birini arıyoruzEnfeksiyonlar farklı olsa da damgalama ve ötekileştirme ne yazık ki hep aynı oluyor. Toplum olarak herhangi bir sorun veya beklenmedik bir olay yaşandığında, parmağımızla işaret edip sorumlu tutacağımız birilerini mutlaka arıyoruz. Epidemik veya pandemik olarak yaygınlaşmaya başlayan bir sağlık durumu varsa, bunda da gözler hemen LGBTİ+’lara çevrilir. Hele ki bu bir de cinsel ilişki yoluyla aktarılan bir enfeksiyonsa, bunun kaynağı LGBTİ+’lardan başkası olamaz. Oysaki ki LGBTİ+’lar dediğimiz kişiler başka bir gezegenden değiller. Kimi ekmek aldığımız fırıncı, kimi muayene olduğumuz hekim, kimi saçımızı kesen kuaför, kimisi de çocuğumuz. Bu örnekler sonsuz çoğaltılabilir. “Kapsayıcı dil olmalı ayrıştırıcı değil”‘Onlar ve biz’ yerine ‘hepimiz ve birlikte’ görüşü yaygınlaşsa, sadece halk sağlığı konularında değil, hayatın her alanı daha barış ve huzur hâkim olur. Tıpkı HIV’de olduğu gibi tüm enfeksiyonlarda riskler de, önlemler de ‘herkes’ için aynıdır. Medya başta olmak üzere, özellikle LGBTİ+ları ötekileştiren, çözüm yerine karmaşaya odaklanan haber dili kullanıldığı sürece yol alamayacağımız aşikârdır. Bir enfeksiyon, her ne kadar bir toplulukta fazla görünse de her zaman toplumdaki herkesi etkilediğini de unutmamak ve özellikle de bu kısmı vurgulamak gerekiyor. Buna güzel bir örnek olarak UNAIDS (Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı) Genel Müdür Yardımcısı Dr. Matthew Kavanagh’in, 23 Temmuz 2022 günü yayımladığı acil çağrı bildirisini göstermek isteriz. Kavanagh açıklamasında; ‘Salgın, yalnızca eşcinsel erkekler ve erkeklerle seks yapan diğer erkekler arasında gerçekleşmiyor. HIV/AIDS pandemisine verilen yanıttaki zor öğrenilen derslerinden yola çıkarak, etkili halk sağlığı eylemlerine dayanışma, eşitlik, ayrımcılık yapmama ve kapsayıcılık ilkeleri rehberlik etmelidir. Yakın temas yoluyla yayılan virüs herkesi etkileyebilir.” dedi. Toplum sağlığını ilgilendiren konularda yapılan haberlerde ayrıştırıcı dil yerine, kapsayıcılık önemlidir. Bir haber içeriğinde ‘Maymun Çiçeği Virüsü sadece gay erkekleri ilgilendiriyor’ denmesi, insanların ‘Ben LGBTİ+ değilim. Bu benim meselem değil’ diye düşünmesine ve önlem almamasına neden olacaktır. Yukarıda da dediğimiz gibi riskler de, önlemler de ‘herkes’ için aynıdır. Herhangi bir topluluğa dâhil olun veya olmayın, enfeksiyonlardan korunmak ve herkes için geçerli olan önlemleri almak yeterlidir. |
Giritli - İnceoğlu: Manipülatif grafiklere yer verilmemeliBatı medyası COVID-19 pandemisine yol açan korona virüsü için Çin'i ve daha genel anlamda Asya kökenlileri pandemi için suçlamış ve “Çin virüsü" gibi ırkçı etiketler kullanmıştı.Bu ırkçı şeytanlaştırmanın, ölümcül saldırılara ve nefret suçlarındaki artışa neden olduğunu bile bile sorumsuzca bunu yapmaya devam ediyorlar. Benzer şekilde, virüsün Omikron varyantı, “Güney Afrika varyantı” olarak yaftalanmış ve varyantların Batı ülkelerindeki yaygınlığına rağmen, yalnızca Güney Afrika'ya karşı seyahat yasakları getirilmişti. Şimdi de aynı tutuma Maymun Çiçeği virüsünde tanıklık ediyoruz. Azınlık ve marjinalleşmiş toplulukların medyada salgınlar için suçlamak yeni bir şey değil. Afrika'dan eşcinseller 1980'lerden bu yana HIV / AIDS konusunda damgalanmaktalar. Örneğin HIV sadece eşcinsellerin hastalığı sanılıyordu ama bugün heteroseksüeller arasında daha fazla yayıldığı kanıtlandı. Şimdi maymun çiçeğinde de aynı damgalamaları görüyoruz ne yazık ki. Küresel virüsün küresel medyada Afrikalı olduğuna atıfta bulunmaya devam edilmesi sadece yanlış değil, aynı zamanda ayrımcı ve damgalayıcı bir yaklaşım. Aynı zamanda günah keçisi yaratma çabası yüzünden, Birleşmiş Milletler çok yerinde olarak, salgın ile ilgili söylemin Siyahiler ve / veya LGBTQ bireylerine karşı “homofobik ve ırkçı klişeleri güçlendirebileceği ve damgalanmayı şiddetlendirebileceği” konusunda uyardı. Maymun çiçeğinin yayılmasını önlemek için Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamaları, videolar, kamu spotları sürekli yayınlanmalı, yalnız bir sağlık sorunu olmaktan öte diğer yönleriyle de ele alınmalı, ekonomik, hukuki- insan hakları sorunu- vs. yönleriyle incelenmeli. DSÖ, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün ortak tavsiyelerine göre, hastalık isimlerinin olumsuz etkisinin en aza indirgenmesi için herhangi bir kültürel, sosyal, ulusal, bölgesel, profesyonel veya etnik gruba atıfta bulunmaktan kaçınmalıdır. Son günlerde adı tartışılan hastalıklardan biri de domuz gribi. TGC ne diyor?Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde yer alan "Sağlık konusunda sansasyondan kaçınmalı, insanları umutsuzluğa sürükleyecek veya sahte umut verecek yayın yapılmamalıdır" ilkesini hatırlamakta yarar var. Ayrıca tıbbi alandaki araştırmalar kesinleşmiş sonuçlar gibi yayınlanmamalı, iyi hekimlerden bilgi alınmalı, hastalıkla nasıl mücadele edileceğine dair bilgiler veren programlar yapılmalı. Ama buradaki uzmanlar gerçekten alanında uzman yeterliliği olan kişiler olmalı, bilimsel kanıta dayalı olmayan tanı ve tedavi yöntemlerine haberlerde yer verilmemeli, piyasalarda şu ilaçlar mevcut, korona ile mücadelede işe yarıyor tarzı önerilerde bulunulmamalıdır. Batı medyası sorunlu habercilik eğilimini sürdürürken, Kenya basını da paralel bir yol çizerek bu kez maymun çiçeği salgını için beyaz insanların görüntülerini kullandı. Batı medyası, maymun çiçeği gibi hastalıklarla ilgili sorunlu anlatılardan vazgeçmedikçe bu tür karşıt ötekileştirmeler devam edecektir. Halbuki gazetecinin kilit görevlerinden biri, halkın ihtiyaç duyduğu gerçeklere odaklanarak, geleceğe dair senaryolar sunmaksızın olgusal bilgiye yer vererek, daha fazla korkuya neden olabilecek spekülasyonların kullanımından kaçınmaktır. Ne tür habercilik?Haberlerin sonuçları üzerine düşünmeli, gereksiz panik oluşturuyor muyum sorusunun yanıtı HAYIR olmalı, aileleri bu durumdan nasıl etkileniyor vs. konuları işlenmeli. Haberlerde, “ölümcül”, “harap,” “korkunç” gibi sıfatlardan kaçınılmalı, gereksiz, abartıcı veya manipülatif grafiklere ve fotoğraflara yer verilmemeli. Irk profili oluşturulmamalı, virüsten etkilenen insanların isimleri, görüntüleri verilmemeli, ilgili kişiler ile ilgili izinsiz bilgi veya fotoğraf paylaşılmamalıdır. |
(EMK)