Koç Maviş Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Çevre Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) giderek Iowa Üniversitesi'nde işletme bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışıyor.
Halen ODTÜ Teknokent'te Bilişim Sistemleri Uzmanı olarak çalışan Koç Maviş dağcılığa 1991 yılında başladığını söylüyor. Daha önce de sualtı sporları ve kayak sporuyla ilgilendiğini belirterek.
Koç Maviş: Yüksek irtifa dağcılığında kadınlar avantajlı
"Dağcılık, özellikle yüksek irtifa dediğimiz dağcılıkta kadınlar daha avantajlı" diyor Koç Maviş. Bilimsel bulguların da bu doğrultuda olduğunu söyleyen Koç Maviş dağcılığın erkek sporu olarak görülmesinde toplumun önyargısının etkili olduğu kanısında.
Koç Maviş. "Hiç ayrımcılığına uğramadım" diyor. ODTÜ ve çevresinde cinsiyet ayrımcılığı olmadığını da özellikle vurguluyor.
Everest'e çıkan ilk kadın dağcı olmak nasıl bir duygu?
Bu tırmanışta Everest'e Türkiye'den dört kadın dağcı tırmandı. Yaptığımız iki tırmanış denemesinden ilkinde ben, ikinci denememizde ise takım arkadaşlarım Burçak Özoğlu Poçan, Meltem Özmine ve Suna Yılmaz zirveye ulaştılar.
Bu sporun takım olarak yapılması gerektiğini vurgulamak isteyen sporcular olduğumuzdan kendimi Everest'e Türkiye'den tırmanan dört kadından biri olarak görüyorum. Benim tırmanan ilk kadın olarak duyurulmam ilk tırmanıştan sonra yapılmış erken bir haberdi aslında. İkinci tırmanışımız maalesef pek duyurulmadı. Bu röportajlar aracılığıyla bu yanlışı da düzeltmiş oluruz umarım.
Dağcılık kadınlar açısından zor bir meslek mi?
Meslek demek biraz yanlış olur sanırım. Çünkü Türkiye'de bu sporu meslek olarak yaşama geçirmiş çok az insan var. Öyle ki birkaç kişiyle sınırlı diyebiliriz.
Biz ise bu işi yarı profesyonel olarak yaptığımızı düşünüyoruz. Çünkü bu işten para kazanmıyoruz. Ancak profesyonellik seviyesinde yaşamımızın bir parçası olmuş durumda.
Neredeyse tüm yaşamımızı ona göre planlıyoruz. Yeri geldiğinde bir tırmanışa gidebilmek için aramızdan istifa edenimiz bile oluyor. Örneğin Everest'e tırmanabilmek için Meltem arkadaşımız işinden ayrılmak zorunda kaldı.
Ya kadınlar için zor yanı?
Zorluğuna gelince; kadınlar açısından özel bir zorluğu olduğunu düşünmüyorum. Bu spor kimi kişilik özelliklerine sahip olmayı gerektiriyor, bunlar kadınlarda ya da erkeklerde bulunabilir.
Bulunmadığında kadın ya da erkek olsun bu sporu sürdürmek zor olacaktır. Ancak bunun dışında kadınların kimi avantajları olduğu söylenebilir.
Bu sporda başarıyı belirleyen önemli faktörlerin başında fiziksel ve psikolojik dayanıklılık geliyor. Fiziksel açıdan kadınların erkeklere göre avantajı ispatlanmış. Bilimsel bir araştırmaya göre yüksek irtifada erkeklerin performansının yüzde 45 oranında düştüğü, ancak kadınlarda bu oranda bir düşüş olmadığı görülmüş.
Bunu genel olarak dağda da yaşıyoruz. Örneğin şehirde koşu antrenmanı yaparken takımdaki erkek arkadaşlarımıza göre daha yavaş kalabiliyoruz, ancak dağda bu fark kapanıyor.
İşin zihin kısmına gelince, bugüne kadar yaptığımız tırmanışlarda kadınların biraz daha sabırlı, kararlı ve planlı olmalarını bu sporda başarılı olmalarının önemli bir nedeni olarak gözlemledik. İki-üç ay sürebilen bir ekspedisyon boyunca motivasyonunuzu sürdürebilmek, zirveye ulaşmanızda çok önemli bir faktör oluyor. Dolayısıyla bu sporun kadınlara özel bir zorluk getirdiğini söyleyemeyiz.
Erkek dağcılardan farklı olarak ne gibi zorluklarla karşılaşılıyor?
Dediğim gibi kadın olarak erkeklerden daha farklı zorluklarla karşılaşmıyoruz. Tabii şehirde bu işe başlarken sizin hevesinizi kırmaya çalışan kişilerle yaşananları saymıyorum. Bu işi takım olarak yaptığınızda zorlukları takım olarak göğüslediğiniz için belki de bu tür bir ayrımın farkına varamıyoruz.
İş Yaşamındaki Ayrımcılıkla ilgili düşünceleriniz nedir?
Diğer bir sürü alanda olduğu gibi iş yaşamında da kadın üzerinden bir ayrımcılık yapılıyor. Bununla mücadele etmek oldukça önemli ancak burada kritik olan kadınların yaklaşımı. Mücadeleye ilk önce bu ayrımı kabul etmeyerek başlamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Hiç mühendis ya da kadın olarak ayrımcılığa uğradınız mı?
Açıkçası bu konuda ciddi bir sorun yaşamadım.
Kadın mühendislerin, seçtikleri mühendislik alanlarında kadın olmaları nedeniyle ayrımcılığa uğramalarını doğru buluyor musunuz?
Elbette ki bulmuyorum. Burada kritik şey sizin kendinizi nasıl konumlandırdığınızdır. Mücadele bu konumlandırmayla başlar. Önce insanın kendine güvenmesi ve kararlı olması gerekiyor. Siz bu ayrımcılığı baştan kabullenirseniz sahaya yenik girmiş olursunuz.
Siz bu konuda kadın mühendisler için güzel bir örneksiniz. Kendiniz de acaba öyle düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim. Kadın mühendisler anladığım kadarıyla özellikle şantiye işleri gibi şehir koşullarına göre daha zor olduğu düşünülen doğa koşullarında yapılması gereken işlerde tercih edilmiyorlar.
Bizim kadınlara örnek oluşumuz dağcılık gibi bir sporu başarılı bir şekilde sürdürerek bunun aksini ispatlamış olmamızdan kaynaklanmış olabilir. Umarım Everest tırmanışımız ve yapacağımız başka tırmanışlar Türkiye'deki kadınlar için bu açıdan ön açıcı olur.
Aslında şöyle de bir gerçek var; şehirdeki koşullarla baş edebiliyorsanız, doğa koşulları çok da zorlayıcı gelmeyecektir.(AD/EÖ)