Son bir aydır kurlardaki sıçrama ile başlayan sürecin kriz mi değil mi tartışması, depresyonun maskelenmesi kavramını anımsatıyor.
2001'den bu yana en büyük...
Bazıları kabul etmeyebilir ama, tarihimizin en büyük krizi sayılan 2001 Şubat krizinin ardından yaşanan "artçı şokların" en büyüğünü yaşadık, yaşıyoruz. Kriz, tabi ki kurdaki sıçrama demek değil, ama kurdaki ani sıçramanın ardından reel ekonomide hissedilir bir gerileme getirmesi, reel gelir kayıpları ile işsizliği top yekun yaşamak halidir kriz.
Böyle bakınca, her kur sıçramasını kriz saymak gerekmiyor. Nitekim 2001 krizinden sonra birçok konjonktürde kur sıçramaları yaşandı, ama bunların hemen ardından reel ekonomide bir daralma hali yaşanmadı. Nisan ortalarından bu yana yaşanan kur artışlarının ise, yakın gelecekte reel ekonomide bir daralmayı getireceğine dair önemli sinyaller veriyor. Bu anlamda, içinden geçtiğimiz durumu "maskelemek" hafife almak yerine ciddiyetle analiz etmek gerekiyor.
Nisan ortasından mayıs ortasına kadar kurlardaki değişme yüzde 15'in üstünde. Bu, haftalık devalüasyonun ise yüzde 3.2'ye yaklaşması demek. 2001 Şubat krizinde ardarda 7 hafta süren kur artışları toplamda yüzde 79'u, haftalık ortalamada yüzde 11.3'ü bulmuştu.
2001 büyük krizini izleyen 5 konjonktürde "kur oynamaları-sıçramalar" yaşandı. Ama hiçbirinin haftalık ortalaması son dönemde yaşadığımız yüzde 3.2'lik büyüklüğe ulaşmadı.
Küçülmeden...
2002 ve 2003 süresince yaşanan kur oynaklıklarında iç ve dış ekonomik ve politik etkenler rol oynadı. 11 Eylül katliamı, Ecevit'in rahatsızlığı, dalgalı kura uyum sorunu, bozulan bekleyişler, Uluslar arası Para Fonu (IMF) ile sürtüşmeler, seçim atmosferi, Irak savaşı, İstanbul'da terörist saldırılar bunlardan bazıları...
Ama, daha önce de belirttiğimiz gibi, 2001 krizi ile son yaşadığımız konjonktür arasındaki 5 konjonktürde yaşanan kur artışları, bir küçülmeye neden olmadı. O nedenle de o konjonktürleri bir krize açılan kapı olarak görmek doğru değildi.
Bu son yaşadığımız konjonktürdeki ortalama kur artışları hem önceki dönemden yüksek hem artma trendinin önü açık, arkasından da reel ekonomide küçülme vaat ediyor.
Bu konjonktürde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) faiz oranları, petrol fiyat artışları gibi değişkenlerin yanı sıra, içeride ekonomide cari açığın büyümesi, sıcak para "vur-kaç"ına maruz kalmanın getirdiği travma ve siyasi düzeyde laik-anti/laik çatışmasının etkileri yaşanıyor.
Bu kez farklı
Türkiye ekonomisinin her geçen yıl daha fazla dünya ekonomisi ile bütünleşmesi, bu anlamda "kur riski" altına girmesi, bir ayda yüzde 15'in üstündeki devalüasyonun etkisini daha önemli kılıyor.
Merkez Bankası verilerinden aktaralım: Ülkemizde yabancı para işlemlerinin toplam ekonomik aktivite içindeki payı hızla büyümektedir. Toplamı 115 milyar doları bulan dış ticaretin milli gelirdeki payı yüzde 60'a yaklaşmıştır. Dış borç stoku milli gelirin yüzde 62'sinin üstüne çıkmıştır. Bankacılık sektöründe yabancı para pasifleri, toplam pasiflerin yüzde 43'üne ulaşmıştır.
Dolayısıyla ekonomide yabancı para kullanımının boyutlarının yüksekliği, kur artışlarına ve riske karşı duyarlılığı artırmış durumda, yaşadığımız son konjonktürde de öyle olacak. Yabancı para varlık ve yükümlülüklerini dengeleme konusunda bazı dersler alınmış olmakla beraber, bu dengeyi kuramayanlar son kur artışlarından önemli ölçüde etkilenecekler.
"Kur düzelmesi" şeklinde maskelenen son kur tırmanışının reel üretimi etkilemesi ise, kaçınılmaz. ABD'nin artıracağı faizlerin olumsuz etkilerinin yanı sıra, fırlamış kurlarla, ihracat ve turizm gibi döviz kazandırıcı faaliyetler bir rüzgar alsalar bile, ithalatın pahalılaşacağı açık. İhracat sektörü, ithalatın üçte birini ihraç ürünleri için yapıyor. Dolayısıyla, ihracat sektörü pahalılaşmış girdilerle rekabet gücü bulmaya çalışacak.
İç ve dış borç stoku kur artışlarından yeni maliyetler üstlenecekler, faiz ödemeleri, faiz oranları artacak.
Cari açıktaki büyümenin Nisan sonunda ulaştığı boyutların açıklanması, küçülme komutlarını daha da artıracak, özellikle IMF, Faiz Dışı Fazla hedefini sembolize ederek, kamudan başlayan özelde sürecek bir küçülmeyi dayatacaktır.
Artan faizler, hem yatırımları hem özel harcamaları, hem de faiz ödemelerinin payının büyümesi ile kamu harcamalarını daraltacak. Yani iç talep yeniden daralacak.
Görece canlanmış iç talebin geriletilmesi ile son 6 aydır iç talepten kaynaklanan büyümenin ilgili bölümü büzülecek. İhracata dönük üretimin de artmış ve daha da artması muhtemel kurlarla maliyet kalemleri büyüyecek ve hedeflenen ihracat, dampingli satışlara karşın, dış talepteki olası değişmelerin de etkisiyle, gerçekleşemeyebilecek.
Özetle, son bir ayda hızlanan kur artışlarının ardından yaşanabilecek olası gelişmeler, bu yıl yüzde 5 olarak hedeflenen büyümenin maddi şartlarını azaltmış, ekonomi hızla bir küçülme patikasına sürüklenmiş görünüyor. Bu, yeni bir krize sürüklenmek demektir.
Yaşananları maskelemek ya da "beklentileri bozmamak" adına çarpıtmak yerine, soğukkanlılıkla tartışmak ve yaklaşan tehlikenin yoksulluk ve artmış işsizlik şeklindeki toplumsal maliyetini en aza indirmede , maliyetin hiç olmazsa bu kez daha adilce dağıtılmasını gerçekleştirmede geç kalınmamalıdır.
Haftalar; Dolar (Bin TL)
16-02-2001: 685792
23-02-2001: 744560
02-03-2001: 958398
09-03-2001: 909442
16-03-2001: 957885
23-03-2001: 986980
30-03-2001: 1003148
06-04-2001: 1166255
13-04-2001: 1254275
20-04-2001: 1219274
27-04-2001: 1231240
07-09-2001: 1399561
14-09-2001: 1441588
21-09-2001: 1512145
28-09-2001: 1549124
05-10-2001: 1565865
12-10-2001: 1617173
19-10-2001: 1620836
26-10-2001: 1624000
19-04-2002: 1302218
26-04-2002: 1331561
03-05-2002: 1354320
10-05-2002: 1375853
17-05-2002: 1392475
24-05-2002: 1421013
31-05-2002: 1413539
07-06-2002: 1448326
14-06-2002: 1503447
21-06-2002: 1569978
28-06-2002: 1597839
05-07-2002: 1605046
12-07-2002: 1656782
19-07-2002: 1674199
26-07-2002: 1682162
02-08-2002: 1692610
13-12-2002: 1556799
20-12-2002: 1581198
27-12-2002: 1655109
14-03-2003: 1619918
21-03-2003: 1678964
28-03-2003: 1730896
17-10-2003: 1407540
24-10-2003: 1463060
31-10-2003: 1500288
09-04-2004: 1322145
16-04-2004: 1354830
23-04-2004: 1370018
30-04-2004: 1411965
07-05-2004: 1447639
14-05-2004: 1528790 (BB)