* Fotoğraf: Pexels
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara Cezaevlerinde yaşanan ihlallerini konu alan 3 aylık raporunu açıkladı.
İHD İstanbul Şubesine yapılan başvurular ve basın taraması yoluyla oluşturulan 51 sayfalık raporda, Nisan, Mayıs ve Haziran 2021 aylarıyla ilgili değerlendirme, vaka özetleri ve sonuç bölümü yer alıyor:
“Bu üç ay boyunca; mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın hücre aramaları yoluyla işkence ve kötü muamele, sağlık ve tedavi hakkı alanındaki ihlaller, keyfi yasak ve uygulamalar devam etti.”
İHD İstanbul Şubesine Nisan ayında 6, Mayıs ayında 30, Haziran ayında 36, olmak üzere toplam 72 başvuru yapıldı. En çok başvuru, Silivri Cezaevinden.
COVID-19 pozitif mahkumlar, diğerleriyle aynı koğuşta
Raporun genel değerlendirme bölümünde, ihlaller şöyle özetleniyor:
* COVID-19 salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklara getirilen kısıtlamalar devam etmiş, tecrit ve izolasyon derinleşmiştir.
* Yeterli önlem alınmadığı için COVID-19 vakaları artmış, testi pozitif mahpuslar hastalık bulaşmamış mahpuslarla aynı hücrelere konularak hastalığın yayılmasına zemin hazırlanmıştır.
* Salgın sürecinde yaşanan randevu iptalleri, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeniyle hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar artmaya devam etmiştir.
Çıplak arama ve “ağız içi” araması
* COVID-19 hastası mahpuslara halen yeterli beslenme sağlanmıyor. Hücre ve üst aramalarında gardiyanlar maske ve eldiven kullanmamakta, mesafeyi korumamakta, uyarıda ya da itirazda bulunan mahpuslara disiplin işlemi başlatılarak hücre cezası verilmektedir.
* Bu dönemde en yoğun yaşanan sorunlardan biri de çıplak arama uygulaması ve arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmesi olmuştur.
* Çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla giysileri çıkarılmış ayrıca mahpuslara görevli memura direnmekten davalar açılmış, mahpusun yaptığı şikayetlere kovuşturmaya yer yoktur cevabı verilmiştir.
“Pandemi süreci, tecridi ağırlaştırdı”
* Pandemi süreci, hapishanelerdeki tecrit uygulamasının daha yaygın ve ağır bir biçime dönüştürüldüğü bir süreç olmuş, mahpusun; diğer mahpuslarla iletişimini sağlayan sohbet ve spor hakkı tamamen, ailesi ve yakınları ile bağı da dahil bir bütün olarak dışarıyla bağı ise değişik araç ve uygulamalarla yüksek derecede sınırlanmıştır.
* Bu durum mahpusun sadece sosyalleşmesini değil, sosyal dayanışma, kültürel gelişim, dışarıda olan biteni anlama, kendisini geliştirecek düşünsel araçlara ve bilgiye erişme imkanlarını da ortadan kaldırmış, mahpusu sert bir şekilde dışarıdan izole etmiş, yalnızlaştırmıştır.
Küfür, hakaret, kötü muamele
* Diğer bir sorun ise infaz koruma memurlarının mahpuslara dönük küfür, hakaret, kötü muameleyle ortamı sürekli germeleridir. Mahpuslara düşmanca davranış, keyfiyet had safhaya varmış bulunmaktadır.
* Hücre aramalarında COVID-19 tedbirlerini almamaları, hücrelere baskın aramalar, kişiler hedef alınarak hücrelerine baskın yapılması, yine aile ve avukat görüşlerinde yaşanan sorunlar, görüşe iki kişi ziyaretçi alma kısıtlaması devam etmektedir.
“Sağlık ve yaşam hakları için önlem alınmalı”
Raporun tavsiyeler ve önlemler bölümünde de şu ifadeler yer aldı:
“Özellikle içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde mahpuslara yönelik hak ihlalleri vahim boyutlara ulaşmış, bir işkence yöntemi olan tecrit daha da derinleştirilmiştir. Bir işkence yöntemi olan tecride karşı tepki vermek için mahpusların açlık grevi yapmalarını bekler pozisyona düşmenin; hak örgütleri, hukuk örgütleri ve siyasetçiler başta olmak üzere tüm demokratik güçlerin kendilerini sorgulamalarını gerektirdiği kabul edilmelidir.
“Pandemi, temel hakların kullanımında artan hak ihlalleri ve ağır tecrit yanında sağlık ve tedavi hakkına erişim ve yaşam hakkına yönelik ağır tehdit oluşturmaya devam ediyor. Ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere risk grubundaki tüm mahpusların sağlık ve yaşam haklarını koruyucu önlemlerin acilen alınması ve pandemi süresince serbest bırakılarak riskten korunmaları sağlanmalıdır.
“Hak ihlallerini sadece bilgi sunmak için rapor haline getirmiyoruz. Esas olarak meselelere yetkililerin ve kamuoyunun dikkatini çekerek hak ihlallerinin önlenmesini amaçlıyoruz. Bu rapor ihlallerin önlenmesi için yetkilileri uyarmanın yanında, hapishanelerde yaşanan devasa sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır.” (AS)
* Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz. (PDF)