İstanbul Kent Savunması ve Kuzey Ormanları Savunması kent ve doğa katliamına karşı Marmara’yı ve yaşamı savunan herkesi 28 Aralık’ta saat 12.00'de Kadıköy’de gerçekleştirecekleri Marmara mitingine çağırıyor.
Mitingle ilgili Marmara Kent ve Doğa Mitingi Komitesi olarak bugüngerçekleştirdikleri basın toplantısında konuşan Çiğdem Çidamlı, Marmara bölgesinin otoyollardan, termik santrallere, sanayiden, yapılaşmaya karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çekti.
Miting öncesi Marmara bölgesindeki çeşitli kentlerde mücadele eden gruplarla toplantılar gerçekleştirdiklerini anlatan Çidamlı mitingi ortak bir Marmara savunma ağı örmenin adımı olarak gördüklerini söyledi.
Marmara neyle karşı karşıya?
İstanbul Kent Savunması ve Kuzey Ormanları Savunması’nın ortak açıklamasından hareketle Marmara’nın karşı karşıya olduğu durumu Çidamlı aktardı.
Çidamlı, Marmara’nın enerji, madencilik ve inşaat odaklı birikim kıskacında ikinci büyük kentsel-ekolojik kıyımın eşiğinde olduğunu belirtti.
Altın Ring: Beton Kelepçe
Marmara’nın karşı karşıya olduğu sorunlardan öne çıkanlar ise şöyle:
* Marmara bölgesindeki yeni yıkım haritası, ‘Marmara Denizi'nin çevresindeki bir turu dört saate indireceği’ öne sürülen ve ‘Altın Ring’ adı verilen ulaşım projeleri ile ve bu ringle bağlantılı Avrupa hızlı tren hattı ile çiziliyor.
İstanbul'un Kuzey Ormanları'nda telafisi imkansız bir doğal yıkımı başlatmış olan 3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu projesi ile başlayıp, Temmuz ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kabul edilen Çanakkale-Balıkesir 1/100 000 ölçekli çevre düzeni planına işlenen Lapseki-Gelibolu arası Çanakkale Boğaz Köprüsü ile devam eden ve Körfez geçişi-İstanbul-İzmir Otoyolu ile süren bu ring ile Marmara Denizi'nin çevresinin bir otoyol ile çevrilmesi ve tüm yol güzergahı ile bağlantı yolları üzerinde ciddi bir yapılaşma baskısı yaratılması öngörülüyor. Marmara bölgesine beton bir kelepçe takılması anlamına gelen bu proje, ringin içinde kalan Trakya ve Güney Marmara kentlerine ve tarım alanlarına, doğal varlıklarına yönelik diğer yıkım projeleri ile tamamlanıyor.
Sanayi ve ticaretin kaydırılması
* Ringin içinde ve yakın çevresinde bulunan bölgeler, bir hizmet kentine dönüştürülen İstanbul'daki ticaret ve sanayinin desantralize edileceği/kaydırılacağı yeni eksenler olarak belirleniyor; İstanbul sanayinin Trakya bölgesinde Çorlu-Çerkezköy-Saray-Lüleburgaz ekseninden daha da kuzeye; Güney Marmara bölgesinde ise İzmit-Sakarya/ Yalova, Bursa, Kapıdağı Yarımadası, Çanakkale-Balıkesir ekseninden daha da güneye kaydırılması planlanıyor.
* Bu gelişme zaten ülkenin en sanayi yoğun bölgesi olan ve özellikle termik santrallerin büyük bir yoğunlaşma sergilediği Marmara, Kuzey Ege bölgesinde elde kalan son tarım toprakları ve doğal varlıklara yönelik büyük bir tehdit oluşturuyor. Kentsel dönüşüm, tarımın değersizleştirilmesi ve doğa kıyımıyla mülksüzleştirilerek kentlerin yoksul mahallelerinden ve tarımdan sürgün edilen emekçiler; güvencesiz çalışma koşullarının hakim olduğu bu yeni maden, enerji, inşaat antrepolarına sıkıştırılarak yeni Soma ve Ermenek'lere zemin hazırlıyor.
Kıyılar yapılaşmaya açılıyor
* Balıkesir ve Çanakkale kent merkezlerinde büyük alanlar gelişme alanları olarak belirleniyor; merkez yerleşmeler dışındaki gelişme alanları büyük oranda kıyı bölgelerinde yoğunlaşıyor.
Kıyı bölgelerinde en çok dikkat çeken alanlar, Bozcaada'nın güneyi ile birlikte Çanakkale Boğazının kuzey bölgeleri ile Edremit Körfezinde belirlenen gelişme alanları.
Turizm alanları ve karma kullanım alanları (konut ve turizm) da kıyı bölgelerinde yoğunlaştı.
Adaların imara açılması
Bozcaada'nın güney kıyıları gelişme konut alanı olarak imara açılmakta iken, tarım alanlarındaki yapılaşma şartları ile tüm tarım alanları bağ evi adı altında ikinci konut yapımına uygun hale getirilmekte olduğu görülüyor.
Gökçeada kıyıları ise turizm alanları olarak planlandı ve neredeyse tamamında hiçbir yapılaşmanın bulunmadığı bu alan turizm amaçlı yapılaşmaya açıldı.
Doğal alanlara ve tarım alanlarına kirli sanayi ve maden ocakları
* Termik santraller
Doğal açıdan hassas alanlar (Kaz Dağları), tarım alanları, orman alanları ve sit alanlarının oldukça yoğun olduğu bölge için çok önemli sanayi, enerji ve maden alanları kararları verildi.
Bandırma
* Bandırma ilçesinin batısında, çevre yolu ile kıyı kesimi arasında yaklaşık 4800 hektarlık bir sanayi alanı önerildi. Bu, Erdek Körfezi, Kapıdağı Yarımadası'nda Bandırma-Biga arasındaki bütün bölgeyi bitirecek, sadece Bandırma ilçesini değil, tüm bölgeyi birçok açıdan değiştirebilecek nitelikte.
Çanakkale
* Çanakkale il sınırlarının kuzey kıyıları da enerji üretim tesisleri için ayrıldı. İki adet termik santralin bulunduğu alanda, onlarca santral daha yapılmasının önünü açan bu karar; Kaz Dağları başta olmak üzere tüm bölgeyi olumsuz etkileyecek, tarım alanlarından yerleşme alanlarına kadar çok büyük çevre sorunlarına yol açacak. Sadece Çanakkale bölgesine 13 yeni termik santralin kurulması planlanıyor.
Kocaeli
* Kocaeli, kanserden ölümlerin yüzde 33 gibi Türkiye ortalamasının (yüzde 13) çok üzerinde bir orana sahip olduğu Dilovası benzeri bir gelişme içine sokulurken, içecek suyu soluyacak havası kalmamış olan Körfez bölgesi yeni yağma ve yıkım projelerinin hedefi haline getiriliyor. Bunların en önemlileri, Dubai Şeyhi Raşim El Maktum'a ait DP World Properties firmasının Yarımca limanına inşa ettiği, Danıştay 14. Daire başkanlığı tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmesine karşın inşaata devam eden Dubai Port projesi. 99 bin 687 metrekarelik alana yapılacak olan proje dünyanın 3. büyük limanı olarak sunuluyor ancak Yarımca bölgesine yönelik büyük bir tehdit oluşturuyor.
Trakya
Trakya bölgesinde de İğneada, Marmaraereğlisi, Şarköy, Kıyıköy ve Malkara'ya yapılması düşünülen yeni termik santraller; Lüleburgaz ve Tekirdağ için planlanan yeni organize sanayi
bölgeleri; Istranca dağlarının altın madenciliğine açılması; meraların özel şirketlere kiralanması; Ergene nehrindeki yoğun sanayi kirliliği; fabrikaların kirli sularının tarım topraklarını kirletmesi; zehirli atık depolama tesisleri; RES'ler için yapılan orman katliamları; taş ve maden ocakları için yapılan orman katliamları ve İğneada'ya yapılması planlanan nükleer santral Marmara'nın kabusunun son halkaları.