İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu yıllık “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporunu” açıkladı.
İHD Şube ofisindeki basın toplantısında, derneğe başvurular ve basın taraması yoluyla elde edilen bilgilerin işlenmesiyle elde edilen raporda, 268 başvurunun değerlendirildiği ve toplam 7 bin 472 ihlal tespit edildiği belirtildi.
"51 adlî, 217 politik mahpus başvurdu"
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, raporu sunan heyette yer alan İHD Hapishane Komisyonu üyesi Meral Nergis Şahin, hak ihlallerinin sınıflandırılması konusunda bigi verdi.
Şahin, raporda “196 erkek, 72 kadın başvurucu [olduğunu], 51 adli, 217 politik mahpusun başvurusu[nun]" yer aldığını dile getirdi. 129 kez yaşam hakkı ihlali ve yaşama dönük saldırı gerçekleştiğini belirten Şahin, raporda “2 bin 257 işkence ve kötü muamele, 857 sağlık hakkı ihlali, 693 yeterli ve sağlıklı beslenme ve temiz suya erişim hakkı ihlali, 42 açlık grevi, 456 adalete erişim hakkı ihlali, bin 653 iletişim hakkı ihlalleri/tecrit- ağır tecrit/izolasyona tabi tutulma, 230 infazda eşitlik ilkesine aykırılıklar, İdare ve Gözlem Kurulu kararlarının mahpusların temel haklarına etkisi konularında tespitleri [olduğunu]" söyledi.
Cezaevlerinde yer yok
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri de, Türkiye’de resmi olarak belirtilen hapishane sayısıyla derneğin hesaplamaları sonucunda belirlenen sayının örtüşmediğine vurgu yaptı.
Başkan Yoleri, “Hapishanelerin doluluk sorunu 2023 yılında da devam etti." dedi. "Kadın, çocuk, yaşlı, yabancı ve LGBTİ mahpusların hem sayıları hem durumlarına ilişki ayrıntıları göreceksiniz. Hapishanelerde annesiyle beraber kalan çocuk sayısı 552, LGBTİ mahpuslara ilişkin sayısal veri 200’e yakın” dedi.
Mahpusların özgürlük hakkı
üzerinde idare gölgesi
Hak ihlallerinin hangi başlıkta gerçekleştiğinin sorunun çözümü açısından önem kazandığını belirten Yoleri, “Ceza infaz kanununda, terörle mücadele kanununda ve bağlı yönetmelikler ve genelgelerde, infazda eşitlik ilkesinin mevzuatta ayrılıklar içerdiğini görüyoruz” dedi.
İdare ve gözlem kurullarının uygulamaları dolayısıyla çok sayıda sorun bildirildiğine vurgu yapan Yoleri, “Mahpusların hem özgürlük haklarını hem de tüm haklarını yakından ilgilendiren bir çalışma yürütüyor idare ve gözlem kurulları." dedi. "Bu kurulların iptaline yönelik yaptı[kları] başvuru[nun]" ise henüz sonçlanmadığını söyledi.
Anayasaya göre uluslararası sözleşmelerin onaylanması ve onaylananların da yürürlüğe girmesi doğrultusundaki taleplerini ortaya koyan Yoleri, “Özellikle çocuklara ve farklı etnik gruplara yönelik ayrımcılık noktasında mahpusların da farkındalık çalışmalarına ihtiyacı olduğunu gösteren örenkeler"den söz etti.
"Bu konuda idarenin sivil toplumla işbirliği yapmasının önemine bir kere daha dikkat çek[tiklerini]" dile getirdi.
"Yasa hasta tutuklular
aleyhine uygulanıyor"
Yoleri, “Ceza infaz kanununun 16’ncı maddesindeki düzenlenmenin hasta mahpuslar aleyhine kullanılabilir olması ve bunun sıklıkla yapılıyor olması, sağlık hakkı ve sağlık hakkının engellenmesi suretiyle yaşam hakkının ihlaline varan bir sürece gelmesine neden oluyor." dedi ve "16’ncı maddenin mahpuslar lehine yeniden düzenlenmesi gerektiğini" tekrarladı.
İktidarın politik perspektifi daha
çok cezaevi ve daha çok mahpus
İktidarın sürekli yeni cezaevleri yaparak buralarda tutulacak insan sayısını arttıracağına yönelik bir politik perspektif sunduğunu dile getiren Yoleri gidişata ilişkin olarak şu bilgileri verdi: “2023'te 16 yeni hapishane yapıldı ve 2024'te yeni hapishaneler yapılacağına dair açıklamalar var" dedi.
Yoleri buna karşılık "tutuklamanın istisna olduğu, tutuksuz yargılamaların esas olduğu hukuk ilkelerinin hayata geçirilmesi"ni istedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı "4 ayda 53 bini aşkın kişinin tutuklanmasına neden olan keyfi hukuk dışı tutuklamalara son verilmesi" ve "yetkililerin bu konuda adım atmalarına ilişkin duyarlılık çağrısı" yaptı.
"Tecrit hukuki değil siyasi"
Cezaevlerindeki tecrit uygulamalarına değinerek “tecridin de bir işkence yöntemi” olduğuna vurgu yapan Yoleri, İmralı Hapishanesi’nin altını çizmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
İmralı Hapishanesi’nde uygulanan tecridin hukuki bir altyapısı olmadığı gibi tamamen siyasi saiklerle yürütüldüğünü ve çözüm sürecinde görüşmeler yapılıp sonradan yeniden görüşmelerin engellenmesinin tam da devletin Kürt meselesine, barışa bakışıyla ilişkili olduğunu görebiliyoruz” dedi.
Yoleri İmralı'daki uygulamaların 314 bin mahpusun tamamını etkileyen hak ihlallerine neden olduğunu belirttti.
“Buradan mahpus yakınlarına, avukatlarına bir kere daha seslenmek istiyoruz" diyen İHD İstanbul Şube Başkanı cezaevlerinde tutulanlarla bağlantılı herkesi "her türlü sorunu derneğe bildirmeye" davet etti.
"[Bunun] sonucunda hem sorunun çözümü konusunda gayret gösteriyoruz hem de farkındalık oluşturmak açısından dikkate değer bir raporlama çalışması yapabileceğimizi bildirmek istiyoruz” dedi.
(AEK)