Gözaltında kaybedilen Fethi Yıldırım ve Haki Kaya'nın ailelerinin savcılığa başvurması üzerine Diyarbakır Mardinkapı'daki kimsesizler mezarlığı dün (23 Haziran) açıldı. On mezardan çıkarılan kemikler Adli Tıp'a gönderildi.
Diyarbakır'da 1994-1996 yılları arasında gözaltında kaybedilen Kaya ve Yıldırım'ın mezarlarının tespit edilmesi amacıyla, Abdülkadir Aygan'ın itirafları ve ailenin başvurusu üzerine Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın kararıyla Mardinkapı mezarlığında kimsesizlere ait on mezar açıldı.
Mezarlar açılırken hazır bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) avukatlarından Serdar Çelebi, mezarların açılmasının hukuksal ve adli tıp sürecini bianet'e değerlendirdi. Çelebi, Adli Tıp'ın on kişinin kemikleri arasından Yıldırım ve Kaya'nın kemiklerinin tespitine yoğunlaşıp, diğer kemikleri kayıp kişilerle eşleştirmeye gitmemesini eleştirdi.
"Mezarların açılması sadece kimlik tespiti için yapıldı. Bu insanlar faili meçhul bir cinayete kurban gittiler. JİTEM tarafından öldürülmüşler, bunların otopsilerinin yapılıp ölüm sebeplerinin araştırılması gerekiyor. Bununda uluslararası sözleşmelerde tespit edilmiş biçimlere uygun yapılması gerekiyor ancak bunlara riayet edilmedi. Fethi Yıldırım veya Haki Kaya mı değil mi, bununla ilgileniliyor."
Ölüm sebepleri üzerinde durulmadığı, araştırmanın sadece kimlik tespitine dönük olduğunu belirten Çelebi "Kemiklerden örnek alınıp Adli Tıp'a gönderilmekle yetiniliyor. Ölüm sebeplerini araştırmaya dönük bir işlem yapılmıyor. Faili meçhul cinayete kurban gitmişse, bunlara ilişkin prosedürün uygulanması gerekiyor" dedi.
Adli tıp sürecinin sağlıklı işlemediğini ifade eden Çelebi "Adli tıp süreci yaklaşık altı ay sürüyor. Kişiye ait mezar sadece Fethi Yıldırım ve Haki Kaya'nın ailesinin kan örnekleriyle karşılaştırılıyor. Ama diğer taraftan kaybı olan başka ailelerin kaybını bulmaya dönük bir çaba sarf edilmiyor" diye konuştu. (NK/ÇT/ŞA)