İnsan Hakları Derneği (İHD) Maraş Katliamının 45. yılında yaptığı yazılı açıklama ile hakikat ve adalet arayışında ısrar ettiklerini ifade etti.
Maraş Katliamında Neler Olmuştu?
Dernek, bu katliamın da diğer Alevi katliamları gibi devletin gözetiminde gerçekleştiğini, kolluk kuvvetlerinin herhangi bir müdahalede bulunmadığını belirtti, “Bu yönüyle bu katliamın sorumlusu devletin kendisidir” dedi.
19 Aralık 1978’de başlayıp, 26 Aralık 1978 ‘e kadar devam eden, devlet içinde örgütlü yapıların eliyle 7 günde gerçekleşen Maraş Katliamında 120 kişi öldürüldü, 1000'in üzerinde insan yaralandı, 552 ev yakılarak tahrip edildi, 289 işyeri yağmalandı. Katliamın bitmesi ile aynı gün 26 Aralık 1978’de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi.
“Failler milletvekili, bürokrat olabildi”
İHD, katliam faillerinin yargı önüne çıkarılmasında, her zaman olduğu gibi cezasızlık yolunun tercih edildiğini açıkladı:
“Katliamın önemli faillerinden 68 kişiye hiç ulaşılamamış hatta fail oldukları bilinen bazı kişiler milletvekili, bürokrat olabilmişlerdir. Faillerin bir kısmının yargılaması 23 yıl sürmüş ve sonrasında 1991 yılında yapılan yasal düzenleme ile tüm failler serbest kalmışlardır.
Oysa Maraş Katliamı “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kategorisindedir. Sonraki yıllarda da devlet katliamla yüzleşmek ve onarıcı adalet mekanizmalarını kurmak yerine Maraş’ta yapılmak istenen anmaları çeşitli gerekçelerle yasaklamıştır.
Sıklıkla darbelere ve geçmişte yaşanmış katliamlara atıfta bulunarak; darbelere karşı olduğunu ifade eden iktidarın; 12 Eylül askeri darbesine giden yolda devletin gözü önünde Maraş’ta gerçekleştirilen bu katliamın sorumlularının bulunarak yargılanmaları konusundaki duyarsızlığı darbeleri “Allah’ın Lütfu” olarak gördüğünü bir kez daha kanıtlamıştır.”
MARAŞ KATLİAMI
Tarih Bu Katliamı Unutmayacak
İktidara “geçmişle yüzleşme” çağrısı
Derneğin açıklamasında, toplumsal barış vurgusu yer aldı:
“Geçmişte mevcut iktidarın Alevilere karşı gerçekleştirilen katliamları görmezden gelerek yürüttüğü Alevi Açılımı benzeri bir uygulama 2022 yılında Kültür Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adı altında güncellenmiştir. Alevi yurttaşların ve Alevi İnanç Kurumlarının itirazlarına rağmen iktidar bu politikalarında ısrar etmektedir.
İktidara hatırlatmak isteriz ki; gerçek bir toplumsal barışın yolu hakikatin ortaya çıkarılması ve geçmişle yüzleşmekten geçmektedir.
Geçmişte yaşanan soykırımlar, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları aydınlanmadan ve bu suçlar nedeni ile resmi özür dilenmeden toplumsal barışın kurulması mümkün gözükmemektedir. Bu nedenledir ki, Maraş katliamı aydınlatılmalı, Alevilerden özür dilenmeli, sorumluları yargı önünde hesap vermelidir.
Hakikat ve adalet için mutlaka bir komisyon kurulmalı ve böylece dünyada onlarca ülkede yapıldığı gibi Türkiye’de de gerçekler halka açıklanmalıdır.” (AS)