* Fotoğraf: İzzeddin Kasim / AA - İdlib / Suriye
Maraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde Türkiye'nin 10 ilinde ve komşu ülke Suriye'de 11 binin üzerinde yurttaş hayatını kaybetti.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iki ülkedeki depremleri "üçüncü derece acil durum" ilan ederken, her iki ülkede de arama-kurtarma çalışmaları sürüyor.
Depremler ve arama-kurtarma çalışmaları Türkiye basınında olduğu kadar Türkiye'nin "uluslararası yardım" çağrısının ardından 23 ülkenin yardım gönderme kararı aldığı Avrupa'da da geniş yer buluyor.
Bulgaristan'ın 24 Chasa gazetesi, iç savaşa atıfta bulunduğu haberinde Suriye'nin "çifte acı" yaşadığına dikkat çekerken, İtalya'nın La Stampa gazetesi, 'doğal afetlerin' boyutunun insana bağlı olduğunu hatırlatıyor.
Avrupa basınından euro|topics'in derlemesiyle aktarıyoruz...
"Suriye'de her şey ikiye, üçe, dörde katlandı"
Bulgaristan'ın 24 Chasa gazetesi, "Suriye'de pek çok insanın iç savaş yüzünden zaten büyük acılar çektiğini" hatırlatıyor:
"Ama en azından kafalarını sokacakları bir yerleri vardı ya da sığınmacı kamplarında yaşıyorlardı. Şimdiyse, insanların yıllar süren savaşlardan sonra barınmaya çalıştıkları binaların da yıkıldığını görüyoruz.
"Artık bu insanlar, harabelerin de harabeleri arasında kalmış durumda. Savaşın yok edemediğini, doğanın gücü yok ediyor.
"Bu insanlar, Suriye ve Rusya hava kuvvetlerinin hastanelere ve anaokullarına düzenlediği saldırılarla defalarca sınanmıştı. Zaten insanlık dışı koşullarda yaşıyorlardı. Şimdi her şey ikiye, üçe, dörde katlanmış oldu."
"Uçaklar yalnızca bir tarafa hayat taşıyor"
İtalya'nın La Stampa gazetesi ise "yardım malzemelerine eşitsiz erişime dair" dikkat çekici bir tablo çiziyor:
"Türkiye'nin güneydoğusu -uçuş haritalarında- üzeri küçük sarı uçaklarla dolu bir dikdörtgen. Onlar hayat demek. Dünyanın her yerinden gelen yardım malzemeleri, ilaçlar, gıda maddeleri, taşıtlar ve yardım hizmetleri burada buluşuyor.
"Hemen aşağısında ise büyük bir gri üçgen var: Suriye. Hiçbir şeyin gelmediği yer. ... Ama depremin sebep olduğu tahribat, sınırın o tarafını da bu tarafını da eşit derecede vurdu. Ve her iki tarafta da aynı insanlar yaşıyor."
'Esad rejimi'ne eleştiri
Belçika'nın De Standaard gazetesi, "Suriyeli yöneticilerin ülke sınırlarını uluslararası yardımlara tamamen açmamasını" eleştiriyor:
"Suriye rejimi pazartesi akşamı, sırf yardım malzemesi nakliyeleri için sınırların açılamayacağını açıkça ifade etti.
"Böylece Şam rejimi, muhalefetin kontrolündeki bölgelere gidecek yardımları da sinik siyasetin konusu yapmaya devam edeceğini göstermiş oldu.
"Esad rejimi yıllardır, bütün insani yardımların Şam üzerinden gitmesini istiyor. Çünkü böylece, yardımların bir kısmının 'kaymağını yiyebiliyor' ve yardım malzemelerinin nerelerde kullanılacağını kendisi belirleyebiliyor."
"Siyasi çatışmalar geri planda kalmalı"
İrlanda'nın The Irish Times gazetesi, "felaket karşısında siyasi çatışmaların geri planda kalması gerektiğini" söylüyor:
"Çatışmaları durdurma ve uluslararası yardımın acı içindeki vatandaşlarına ulaşmasına izin verme sorumluluğu Şam'ın üzerinde.
"Uluslararası tepkiler şu ana dek bütünlüklü ve hızlı biçimde verildi - Türkiye 70 ülke ve uluslararası kuruluştan gelen yardım tekliflerini memnuniyetle karşıladı. ... Bu kuruluşların ve örneğin İran, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden gelen ekiplerin, yaşanan insani trajediye karşı birlikte mücadele etmenin yollarını bulacaklarını umalım.
"Felaketin boyutları, siyasetin kurtarma çalışmalarına taş koymasına izin verilmemesini gerektiriyor. "
"Hem yanlış yerdeler hem kötü inşa edilmişler"
Jeolog Mario Tozzi, İtalya'nın La Stampa gazetesinde "doğal afetlerin boyutunun insana bağlı olduğunu" hatırlatıyor:
"İnsan medeniyetleri, önceden uyarılmaksızın sona erebilecek geçici bir jeolojik konsensüs sayesinde var olur.
"Biz ise bunu hiçe sayarak, bütün Akdeniz coğrafyasındaki tehlikeli bölgelerde yaşam sürmeye devam ediyoruz.
"Bu depremin sembolü, moloz yığınına dönmüş on katlı bina görüntüleri - bu nasıl mümkün olabiliyor? Depremin değil, kötü inşa edilmiş evlerin öldürdüğünü ve bu bakımdan Türkiye'nin (ve elbette Suriye'nin) İtalya'ya çok benzediğini unutmamak gerek."
"Bir anlık umut"
Lüksemburg'un Le Quotidien gazetesi, "sınırları aşan yardımseverlik hissini" değerlendirdiği haberinde özetle şöyle diyor:
"Ezeli düşmanlar arasındaki bu dayanışma dalgasını nasıl yorumlamamız lazım? ... Farklı ülkeler ve bloklar arasında yaşanan tüm ihtilaflara ve fikir ayrılıklarına rağmen, 'basit' bir doğal afete nasıl böylesine müşterek tepkiler verilebiliyor?
"Buradan insanlığın, Suriye'deki bugün neredeyse unutulmuş olan ve sonra da Ukrayna'da kopan savaşta tamamen yitirilmediği sonucuna mı varmak gerekiyor? ... Aslında, yıkıcı depremi takip eden saatlerde parlayan şey yalnızca çok zayıf bir umut ışığıydı. ... Yakında gözler yine sınırın iki yakasında yaşanan dramlardan öte yana çevrilecek." (SD)