Fas’ın kenti Marakeş’te düzenlenen Birleşmiş Milletler 22. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar Konferansı (COP22) dün sona erdi.
Türkiye hala onaylamadı
Zirve'de, küresel seragazı emisyonunun %7.72’sinden sorumlu 7 ülkeyle birlikte (Avustralya, İsrail, Malezya, Japonya, Finlandiya, Guatemala ve Birleşik Krallık) Paris Antlaşması’nı onaylayan ülke sayısı 111’e yükseldi. Toplamda şu anda küresel emisyonların yüzde 77’si anlaşma kapsamında.
Türkiye ise halen anlaşmayı onaylamayan birkaç ülke arasında, G20 ülkelerinden ise sadece Türkiye ve Rusya halen anlaşmayı onaylamadı.
Paris taahüdü
Zirve’de ilk haftanın gündeminde Donal Trump’ın kazandığı ABD seçimi vardı. Trump’ın iklim değişikliği konusunda neler yapacağı halen belirsiz olsa da, UNFCCC’nin 196 üye ülkesi (ABD de dahil olmak üzere), Marakeş Duyurusu’nda Paris Antlaşması’nın “tamamının hayata geçirilmesi taahhüt ettiklerini” ilan ettiler.
47 ülkenin üye olduğu Climate Vulnerable Forum (CVF, Kırılgan Ülkeler Forumu), zirvenin son günü bir araya gelerek, CVF Vizyonu adını verdikleri bir bildirge yayınladılar ve tüm dünyayı daha etkin bir biçimde, Paris Anlaşması’nın ortaya koyduğu 1.5 derece hedefine uygun politikalar belirlemeye davet ettiler.
2050 yılı hedefleri
Paris Anlaşması’nın en kritik maddelerinden biri de uzun vadeli dekarbonizasyon planları ile ilgiliydi. COP22’de bu alanda da gelişmeler yaşandı. Trump’ın seçilmesine rağmen ilk uzun vadeli planı sunan ABD oldu, ayrıca Almanya, Kanada ve Meksika da planlarını açıkladı. ABD 2005 yılını referans alarak 2050’ye kadar yüzde 80 emisyon azaltımı hedeflerken, Almanya ise 1990 yılını referans alarak yüzde 80 ile yüzde 95 oranında emisyonlarını azaltacak.
Ayrıca, zirvenin son gününde 2050 platformu kuruldu. Kanada, Kolombiya, Kosta Rika, Almanya, Peru, Birleşik Krallık, Marşal Adaları, İsveç, ABD, Şili, Norveç, Meksika, İtalya, Yeni Zelanda, Japonya, Etiyopya, İsviçre ve Fransa’nın aralarında bulunduğu 22 ülke, Rio, Paris, Melbourne, New York gibi 15 büyük şehir ve 190’dan fazla şirket, 2050 yılını hedefleyen dekarbonizasyon planlarını en kısa sürede sunmak üzere taahhütte bulundular.
Uzman görüşleri
Zirveyle ilgili uzmanlar şöyle dedi:
Türkiye ululsal katkı niyet beyanını güncellemeli
Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay: Ülkemiz maalesef henüz iklim değişikliği ile mücadelede küresel hızı yakalayamıyor. Bir yandan kömür yatırımlarını destekleyen ve iklim değişikliği ile mücadelede oldukça zayıf hedefler koyan Türkiye'nin, diğer yandan iklim finansmanına erişim konusunu öncelemesi uluslararası camiada tepki ile karşılanıyor. Oysa Türkiye, yenilenebilir enerji özellikle güneş yatırımları açısından bölgede önder olabilecek konumda. Türkiye’nin vakit geçirmeden Paris Anlaşması'nı onaylaması gerekiyor. Ardından ‘Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nı güncelleyerek, iklim mücadelesindeki samimiyetini kanıtlaması ve bu mücadelenin sunduğu istihdam başta olmak üzere, teknolojik ve ekonomik gelişim alanındaki yan faydalardan yararlanmaya başlaması gerekiyor.
Türkiye yeni iklim rejiminin dışında kalmamalı
Elif Gündüzyeli, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim Politikaları Koordinatörü: Küresel sıcaklık artışını 1.5C derecede sınırlamak için ortaya konan Paris Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle, Marakeş'te pek çok ülke anlaşmayı onayladı, Türkiye gibi az sayıdaki henüz onaylamamış ülkelerin bu yeni küresel iklim rejiminin dışında kalmaması gerekli. Paris sürecine dahil olan ülkeler ortaya çıkan anlaşmaya sırtlarını yaslamanın aksine, iklim değişikliğinin geri dönüşü olmayan etkilerini önlemek için bir an önce iddialı iklim hareketine baş koymalılar. Gezegenin halihazırda 1C derece ısınmasının etkilerini gün be gün yaşıyorken, oyalanmak için vakit kalmadı. Özellikle Türkiye gibi hızlı gelişmekte olan ekonomiler, önlerindeki iklim liderliği fırsatlarını bir an önce fark ederek ulusal iklim politikalarını, sürdürülebilir yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını destekleyecek, kömür ve diğer fosil yakıtları merkezlerinden uzaklaştıracak şekilde gözden geçirmeliler. Bu, yalnızca iklim değişikliğiyle mücadele için değil, aynı zamanda Paris sonrasındaki küresel trendi yakalayarak kalkınma fırsatlarını elde etmek için çok önemli.
Türkiye kömüre giden ender ülkelerden
Dr. Ethemcan Turhan, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi: Paris İklim Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi ve Marakeş’te ortaya çıkan gelişmeler, Türkiye’deki karar vericilere, sivil toplum kuruluşlarına ve iş dünyasına net bir mesaj veriyor. ABD’deki politik dengelerin değişmesine rağmen, sürdürülebilir enerji dönüşümü tüm dünyada hızlanarak devam edecek. Türkiye ise, kömüre artan şekilde yatırım kendi ekonomisini ve yurttaşlarının sağlığını tehlikeye atan ender ülkelerden biri. Çin, Hindistan ve diğer büyük ekonomiler, istihdam yarattığı ve refaha katkı sağladığı için güneş ve rüzgara yöneliyor. Neden ülkemizdeki karar vericilerinin, Türkiye’nin bu konuda geri kalmasına izin verdiğini anlamak kolay değil.
Türkiye fosil yakıta devam edemez
Cansın Leylim Ilgaz, 350.org: Küresel ısınmayı 2C derecenin altında tutmak için tüm yeni fosil yakıt projelerinin iptal edilmesi gerektiğini ortaya koyan birçok bilimsel çalışma var. Türkiye fosil yakıt projelerini hayata geçirmeye devam edemez. Gelişmiş olan ülkeler de gelişmekte olan ülkelerdeki kirli kömür yatırımı projelerine verdikleri finansal desteklere bir an önce son vermeli. Hemen şimdi, ülkemizin refahı ve ekonomisi için %100 yenilebilir enerji hedefini ortaya koymalı, ademi merkeziyetçi, sürdürülebilir enerji projelerine hız vermeliyiz. Bunun için de bir an önce, Yeşil İklim Fonu’ndan yararlanmanın peşinde koşmak yerine, tüm dünyanın yaptığı gibi Paris Anlaşması’nı onaylayarak harekete geçmeliyiz. (NV)