Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "konser" soruşturması kapsamında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istendi. Gerekçe olarak "görevi kötüye kullanma” ve “denetim görevinin ihmali" iddiaları gösterildi. Yaşanan gelişme ardından CHP’li siyasetçiler karara tepki gösterdi. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Ankara’nın gelirini Ankaralıya veren, başkentimizi fetret devrinden çıkaran ABB Başkanımız Mansur Yavaş’ın yanındayız. Hesap soracak yer arıyorsanız yanlış kapıdasınız. O kapı Ankara’yı parsel parsel satanların kapısıdır” dedi.
Mansur Yavaş açıklama yaptı
Soruşturmayla olarak yazılı basın açıklaması yapan Mansur Yavaş, "Hiçbir iddia, hiçbir girişim, şerefime, itibarımıza ve inandığım değerlere gölge düşüremez. Ben doğruyu yaptım, milletimin emanetini namus bildim. Bu süreçte defalarca devletin kendi kurumları, Mülkiye müfettişleri ve MASAK yetkilileri tarafından kapsamlı incelemeler yapıldı. Belgeler, dosyalar, hesaplar satır satır incelendi. Sonuç açık ve nettir: Her işlemimiz şeffaftır, her kuruşun kaydı vardır” sözlerini kullandı. Yavaş, soruşturma için izne gerek olmadığını, çağrılması durumunda ifade vermeye hazır olduğunu belirterek, "Bizim gizleyecek, çekinecek, saklayacak hiçbir şeyimiz yoktur” diye konuştu. Yavaş, sürecin uzamaması adına izin alınmasını gerekli görmediği ve gizleyecek bir durumunun olmadığını vurguladı.
Osman Gökçek’in kendisi hakkındaki iddialara yönelik, “Devletin en yüksek denetim makamı olan Mülkiye Müfettişi tek tek inceledi, didik didik baktı” sözleriyle denetimlere değinen Yavaş, "Mülkiye Müfettişleri ifadeye çağırmaya bile gerek görmemiştir" dedi.
Soruşturma izni talebinin gerekçesine yönelik, "denetim görevimi yeterince yapmadığım” şeklinde bilgi edindiklerini anlatan Yavaş, bu durumu "adaletin terazisini şaşırtmak isteyenlerin çabası" olarak değerlendirdi. Yavaş, "Bizim kapımız devlete de adalete de sonuna kadar açıktır. Ama kimse unutmasın: Bu ülke, adaleti eğip bükerek yönetilemez. Unutmayın gün gelir, bu kantar herkesi tartar” diye konuştu.
Demokrasinin adalete güven duyarak yaşabileceğine değinen Yavaş, “ Adaleti siyasetin malzemesi yapmayın, çünkü hukuk birgün herkese lazım olacaktır. Bizim kapımızı çalmak kolaydır, çünkü biz hesap vermekten korkmayız. Zor olan kirli kapıların önüne gitmektir. Siz o kapıları atladınız” ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından "2021–2024 yılları arasında düzenlenen konserlere ilişkin harcamalarda kamu zararına yol açıldığı" iddiaları üzerine 12 Kasım 2024’te re’sen soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında müfettişler tarafından incelemeye alınan 130 konserden 33'ünde ‘kamu zararı oluştuğu” öne sürüldü.
Konuya ilişkin 24 Mart 2025’te Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından açıklama yapılarak iddialara yanıt verildi. Açıklamada, "Müfettişler tarafından sürdürülen ve 130 konseri kapsayan hizmet alımlarına ilişkin inceleme tamamlanmıştır. Söz konusu inceleme sonucunda 97 konser için herhangi bir usulsüzlük tespit edilmemiş, bu etkinliklerle ilgili soruşturma izni verilmemiştir. Ancak 33 konser hakkında, kamu zararı iddiasıyla soruşturma izni verilmesi yönünde karar alınmıştır. Önemle belirtmek isteriz ki; bu etkinlikler daha önce Sayıştay’ın rutin denetimlerinde ve İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan teftişlerde detaylıca incelenmiş, herhangi bir olumsuz bulguya rastlanmamıştır. Karara konu olan ve hakkında inceleme yapılan 9 belediye çalışanı, hukuki haklarını kullanarak Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunacaklardır” ifadeleri kullanıldı.
İletişim Başkanlığı da o dönem açıklama yaparak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına ilişkin verilen soruşturma izninin, Mansur Yavaş’ı değil konuyla ilgili personeli kapsadığını duyurdu.
Belediyeye operasyon düzenlendi
Soruşturma sürecinde belediyeye yapılan operayon ardından, aralarında kurumda çalışan personelin de olduğu 13 kişi 25 Eylül’de gözaltına alındı. Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı AKP’li Melih Gökçek'in, operasyonun sinyalini gece saatlerinde X hesabından vermesi de sosyal medyada tartışma konusu oldu.
Yavaş soruşturmaya tepki gösterdi
Soruşturma ardından Gazeteci Ünsal Ünlü'ye konuşan Yavaş, "Biz bu döneme (2021-2024) ilişkin kendi incelememizi yaptık daha önce. Buna ilişkin sorular geldiğinde. Kaldı ki mülkiye müfettişleri de yaptı ve bir kamu zararı bulunamadı burada" ifadelerini kullandı. Mansur Yavaş, "Şimdi işin içine ihaleye fesat karıştırmak falan gibi bir şeyler katarak bambaşka bir yere götürmeye çalışıyorlar" tepkisini gösterdi.
ABB: Olay siyasi
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nden (ABB) konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Konserlere yönelik yapılan harcamaların kamu zararına sebebiyet verdiği iddiaları adı altında bir takım gözaltılar olduğu kamuoyuna yansımıştır. Bu olayla ilgili daha önce 11.11.2024 tarihinde yaptığımız açıklamada olay ayrıntıları ile izah edilmiştir.
Olay derhal Belediyemiz Teftiş Kuruluna bildirilmiş, konu ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve yapılan incelemede herhangi bir usulsüzlük ve kamu zararı olmadığına dair rapor düzenlenmiştir. Daha sonra Mülkiye Müfettişleri konuyu incelemiş, ardından 9 kişi hakkında soruşturma açılmış ve 6 kişi için soruşturma izni verilmiştir. İlgililer ve savcılığın itirazı üzerine 9 kişi hakkında soruşturma izni verilmiştir. Bu arada savcılığın dosyayı bilirkişiye gönderdiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Normal şartlarda, halen Belediye’de görev yapan çalışanlarımız emniyete davet edilerek ifadeleri alınabilirdi. Ancak alışıldığı üzere olay farklı bir boyuta çekilmek istenmiş “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne “operasyon” adı altında kamuoyuna yansıtılmıştır. Oysa bu bahse konu kişiler davet edilseler hepsi de gidip ifade verebilecek durumdadır.
Oysa daha önce kültür dairemizin tüm işlemleri Sayıştay tarafından denetlenmiş herhangi bir bulguya rastlanmamıştır Ayrıca Mülkiye Müfettişlerince 2021-2022 yılları arasında geriye doğru 10 yıllık teftiş yapılmış, ihale usulüyle ilgili herhangi bir tenkit ya da bulguya rastlanmamıştır. Dolayısıyla Kültür Dairesi ihalelerinde herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmamıştır.
Konserlerde en büyük masraf sanatçı ücretlerinden değil, sahne kurulumu ve ses sisteminden kaynaklanmaktadır. Sahnenin nasıl kurulacağı da konser alanının büyüklüğüne göre değişmektedir.
Nitekim idaremiz teftiş kurulu başkanlığı tarafından yapılan soruşturmada kamuoyuna yansıyan konserleri tahkik ettiğinde, bu çapta iş yapabilen bir başka firmadan teklif almış ve aynı çapta konser için 56 milyon TL bedel bildirilmiştir. Yapılacak yargılama sırasında muadili konserlerle ilgili özel veya Kültür Bakanlığının yaptığı Kültür Yolu festivali ve resmi kurumların gerçekleştirdiği konser bedelleri dosyaya intikal ettiğinde, kamu zararı olup olmadığı netleşecektir.
Harcama boyutlarına gelince; AK Parti döneminde 2014-2019 arasında yapılan 80 etkinliğe 33 milyon dolar harcanmış, 2019’dan itibaren 29 Ekim 2024’e kadar ise 426 etkinliğe 30 milyon dolar harcanmıştır.
Olay, kamuoyuna 154 milyon TL kamu zararı olarak yansıtılmıştır. Öncelikle belirtmek isteriz ki ABB bugüne kadar eski döneme ait yaklaşık 100 dosyada, “ihaleye fesat” ve “kamu zararı” iddiasıyla Melih Gökçek ve dönemin yetkilileri hakkında şikâyette bulunmuştur.
Bu dosyalardan:
• 55 tanesinde bilirkişi raporu alınarak takipsizlik kararı verilmiştir.
• 11 tanesinde bilirkişi raporu alınmadan takipsizlik kararı verilmiştir.
• 11 tanesinde ise iddianame düzenlenmiştir.
Ancak hiçbir dosyada adli yaptırım veya tutuklama kararı olmamıştır.
Hâlen 5 dosya derdesttir.
Bunlardan ikisi bizzat Melih Gökçek’in tarafı olduğu dosyalardır ve 5 dosya 6 yıldır hiçbir işlem yapılmadan bekletilmektedir. Beklentimiz; soruşturmaların herkese ayrıcalık tanınmadan eşit şekilde yürütülmesi ve adaletin sağlanmasıdır.
Yakın zamanda bir basın toplantısıyla açıklayacağımız üzere, yaptığımız şikâyetlerle ilgili hazırlanan bilirkişi raporlarının hep aynı kişiler tarafından yazıldığı, bu kişilerin hazırladığı raporlarla kapatılan dosyalar ve bu dosyalardaki şüphelilerin siyasi kimlikleri kamuoyu ile paylaşılacaktır. 4 bin bilirkişi arasından hep aynı kişilerin görevlendirilmesi ciddi bir sorun teşkil etmektedir.
Örneğin AK Parti İl Başkan Yardımcısına verilen teleferik ihalesinden kaynaklanan güncel zarar yaklaşık 58 milyon dolar (2,4 milyar TL) olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmamıştır.
Yine aynı bilirkişiler; Melih Gökçek’in imzasının bulunduğu makam oluru olmasına rağmen “imzası yok” diyerek bilirkişi raporu hazırlanmış akabinde savcılıkça takipsizlik kararı verilmiştir.
Bir başka örneği de 2015’te Seymen su ile yapılan sözleşme kapsamında hiçbir hizmet alınmadan milyonlarca lira kamu zararı oluşmuştur. İlgililer hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, dosyada 16 kez savcı değişmiş, halen iddianame düzenlenmemiştir.
Bizim beklentimiz; bekletilen bu dosyalarla ilgili soruşturmaların derhal yapılması, şahıslar hakkında gözaltı, ev araması ve tutuklama tedbirlerinin uygulanmasıdır.
Son olarak; operasyondan önce Melih Gökçek’in sosyal medya hesabından bunu duyurması bile olayın siyasi boyutunu gözler önüne sermektedir. Asıl kendisi soruşturulması gereken bu kişinin bu durumu haber vermesini de kamuoyunun takdirine bırakıyoruz."
İddianame hazırlandı
Öte yandan Başsavcılık, "İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından düzenlenen tevdii raporu, MASAK incelemesi, Sayıştay incelemesi, bilirkişi raporlarına göre 32 adet konser hizmet alımında idarenin 154.453.221,60 TL zarara uğratıldığı tespit edilmiştir" yönünde açıklama yaptı. Soruşturma kapsamında 5'i tutuklu 14 kişi hakkında, "nitelikli zimmet" suçundan iddianame hazırlandı. İddianamede, nitelikli zimmet suçunun zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle 8 kişi hakkında 31,5 yıla, 6 kişi hakkında ise 18 yıla kadar hapis cezası istendi. (GÖ)


