Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde sendikalı oldukları için çıkarılan, çoğu kadın, 90 işçinin direnişi 51. gününde.
Direnişteki kadın işçilerden Muzaffer Güloğlu, Nejla Özok, Ümmühan Taş ve Tülay Yüksel bugün Kadın Emeği Platformu’nun DİSK Genel Merkezi’nde düzenlenen basın açıklamasına katıldı ve direnişleri hakkında konuştu.
İşçilerin anlatımına göre işten çıkarma süreci zam talep etmeleri sonrasında başladı. Zam taleplerinin karşılanmamasının ardından bir arkadaşlarının teklifiyle DİSK'e bağlı Dev Sağlık İş'e üye olmaya başladılar.
Önce sendikalaşma teklifini getiren arkadaşları, ardından üç kişi daha işten çıkarıldı. Bu sürede herkes sendikalaşırken bir sabah iş akitleri feshedildi. Hastane yönetimi taşerona bağlı çalışmayı teklif etti. Direniş başladı. Taşerona bağlı çalışma teklifini kabul eden sekiz kişi işe döndü, 90’ı direnişe devam ediyor.
Kadınlar, umutlu olduklarını, haklarını kazanana dek mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
“Canla başla çalıştık”
Muzaffer Güloğlu 1997’den beri, Ümmühan Taş 14 yıldır, Nejla Özok ve Tülay Yüksel da yedişer yıl üçer aydır hastanede çalışıyordu.
2006’ye dek taşerona bağlı çalışan işçiler, bu tarihten sonra hastane bünyesine alındı.
Kadınlar, temizlik işçisi olduklarını ancak hasta bakıcılık gibi pek çok işi yaptıklarını anlatırken işlerini severek yaptıklarını ve onların da gerek hastalar gerek hastanenin diğer çalışanlarınca sevildiğini söyledi.
Ümmühan Taş “Hemşirelerin eli ayağıydık, her işlerini yapıyorduk, sadece iğne yapmıyorduk. Orayı iş yeri gibi görmedik hiçbirimiz” dedi.
Tülay Yüksel de “Her katta, her birimde çalıştım” diye konuştu:
“Beni şefimizin sağ kolu diye gösterdiler. Her zor işe beni koşuyorlardı. Hasta destek elemanı olarak eğitim verdiler, on yıl dolduranlara plaketler verdiler. Canla başla çalışıyor, bir aile gibi işimize dört elle sarılıyorduk. Bunu nasıl hakettik hala çözmüş değilim…”
“Haftada bir gün izin, günde sekiz saat mesai”
Haftada bir gün izinle günde sekiz saatte çalışmanın karşılığının asgari ücret olduğunu anlattılar. Aldıkları son ücret 930 ile 1005 lira arasında değişiyordu.
Muzaffer Güloğlu, zor koşullarda çalıştıklarını, bunun karşılığını alamadıklarını “Mecbur olunca zor koşullarda çalışmak zorunda kalıyorsunuz” diye anlattı.
Ümmühan Yüksel, “Zam istedik, vermediler. Hastane müdürü ‘yapacak bir şeyim yok, çalışan çalışsın, çalışmaya kapı orada’ dedi. Biz niye kapıya çıkalım? Emeğimizin hakkını istiyoruz” dedi.
“Kimseye danışmadım, sendikalı oldum”
Zam taleplerinin karşılanmamasının ardından başlayan sendikalaşma sürecini Ümmühan Taş anlattı:
“Zeki arkadaşımız ‘sendikaya üye olmak ister misin?’ dedi. Ne eşime, ne kimseye danıştım, ‘Benim ismimi yaz’ dedim. Eşime de akşam eve gidince söyledim.
“İlk önce sendika teklifi getiren arkadaşı çıkardılar. Korkutma amacıyla, bize gözdağı verdiler. ‘Onu çıkaralım, nasılsa susarlar’ diye düşündüler. Susmadık biz. Sonra üç arkadaşı daha işten çıkardılar. İçten içe hepimiz sendikalı olduk. Baktılar ki öne geçemiyorlar 98’imizi de işten çıkardılar. Bir sabah geldik ki işten çıkarılmışız. Ne ihbar geldi ne uyarı.”
Muzaffer Güloğlu, bir sabah işe gittiklerinde iş akitlerinin sonlandığını, isterlerse taşeron firmaya bağlı çalışabileceklerinin söylendiğini anlattı:
“Taşeron yarı sömürge bir şey zaten. Altı yıl taşeron çalıştık, istemiyoruz.”
“İyi ki sendikalı olduk”
İşten çıkarmaların ardından çadırlar kuruldu, direniş başladı. Kadınlar, çoğunlukta oldukları direnişi sevinçle anlattı.
Nejla Özok "Direniş güzel gidiyor. Haftada bir gün kadınlarla çadırda kalıyoruz. Sobamız var, yemeğimiz güzel. Gelen giden oluyor. Türküler, şarkılar söyleniyor. İnşallah kazanacağız, umutluyuz. Direne direne kazanacağız” dedi.
Tülay Yüksel “İyi ki sendikalı olduk” diye konuştu:
“O kadar çok eksiğimiz varmış ki. Hala birçok şeyi öğreniyoruz. Sessiz kaldıkça tepemize bindiler. ‘Sizden dışarıda çok var, alırız’, ‘beğenmeyen çeker gider, paspasçısınız’ dediler.”
Kadınlar, direnişi kazanacaklarına dair umutlu: “Kazanacağız, kazandıktan sonra çok güzel bir eylem yapacağız. Davul, zurna, eğlence ile içeri gireceğiz.”
Hastane: Sendikalaşma nedeniyle değil
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ise internet sayfalarında yayınladıkları açıklamada "Temizlik hizmetlerinin bu konuda uzman bir alt işverene yaptırılmasına karar verildiğini" belirterek iş akitlerinin feshedilmesinde sendikal faaliyetlerin söz konusu olmadığını söyledi.
Açıklamada şu satırlar yer aldı:
"Sendikanın çalışanlarımız arasında gizlice yürüttüğü bu örgütlenmeden hastanemiz bilgisi olduğu izlenimi yaratılmış ve bu örgütlenme nedeniyle iş akitlerinin feshedildiği yönünde açıklamalar yapılarak iş akdi feshedilen çalışanlarımız hastane yönetimine karşı eylem yapmaya yönlendirilmiştir. Hastane yönetimi olarak, çalışanlarımızın bu zorlu hava şartlarında hastane önünde beklemelerinden üzüntü duymaktayız. Temizlik hizmetlerini yürüten alt işverenin, almış olduğunuz ücretin üzerinde bir maaşla iş akdi feshedilen çalışanlarımıza işe alımlarda öncelik tanıdığını bir kez daha hatırlatıyor, üniversitemizce alınan bu kararın sendikalaşmayla ilgili olmadığını ve bir an önce yanlış yönlendirme nedeniyle başlayan eyleme son verilmesini beklediğimizi bildiririz." (BK)