Günümüzün Maltalı genç yetişkinleri, seksenli yıllarda doğdular. Her şey devlet kontrolü altındaydı ve önce Dom Mintoff'un, sonra da Karmenu Mifsud Bonnici'nin sosyalist hükümetine karşı çıkma cesaretini gösterenler, fanatik eşkıyaların kötü muamelesine maruz kalıyordu.
Siyasi çalkantılar sokaklarda şiddete yol açtı ve kimileri inançlarının bedelini hayatlarıyla ödedi.
Kültür, 'Warda Kanta' (Şarkı Söyleyen Gül) veya 'Gensna' (Ulusumuz) gibi festivaller şekline büründü. Bu festivallerde çalınan halk şarkılarının 80'lerin standartlarının bile altında kötü taklitleri çalışkan Maltalıların değerlerini över ve bu genç ulusun cesaretleri, kanları ve azimleriyle Mintoff'un 1979'da İngilizleri 'def etmesini' ve Malta'nın bir cumhuriyet haline gelmesini sağlayanların başarılarını kutlardı.
Değişim ve gelişim
Maltalı gençler artık 'Mintoff'cular (Emeği destekleyenler) ve Nazzjonalistiler (Milliyetçiler) arasındaki derin siyasi gerginlik, sıkıntılı ekonomik durum ile öğretmen ve hekim grevleri ve iki parti taraftarları arasındaki şiddet dolu rekabeti pek konuşmuyor.
Bu, gençlerin ülkelerinin geçmişinden ders alma zahmetine girmedikleri kolektif bir 'belleğini kaybetmiş kayıtsızlık' durumunun işareti olabilir mi? Bu olaylar, 90'lı yıllara hakim olan genel iyimserlik havası ve onu izleyen konfor ortamında büyüyen kuşak tarafından bilerek ve isteyerek mi unutuldu?
Bu soruları yanıtlamanın ve anlamanın bir yolu bugünün gençlerinin o günlerde zorlukları hatırlayamayacak kadar küçük olduklarını kabul etmekten geçiyor.
Bugünün gençleri
Bugünün gençleri siyasi fanatizme daha az rağbet ediyor. Siyasi fanatizm sürüyorsa da 70'lerin sonu ve 80'lerdeki aşırı düzeyinin çok gerisinde.
2008'deki son genel seçimlerde, katılım oranı yüzde 93 idi. Bu Avrupa genelinde hayli yüksek kabul edilse de Malta için, 1971'den beri görülen en düşük katılımdı.
Teoride, çoğunluğun demokratik sürece doğrudan katılımı sağlıklı olsa da, berisindeki gerçek çok daha karmaşık.
Akla birkaç soru geliyor; İnsanlar kendilerini temsil edecek siyasileri nasıl seçiyorlar? Seçimi, kimler ve neler etkiliyor? Gençler ve ilk kez oy verenler, mevcut siyasi durum ile ilgili ne düşünüyor? Tartıştıkları ve üzerinde bir karar verdikleri konular neler? Muhakemeleri ne kadar güçlüdür?
Bugün, gençlerin tartışmaya çok daha yatkın ve akranlarıyla ailelerinin baskılarına 70'lerden, 80'lerden çok daha az açık oldukları doğru ama güncel konularla ilgili net ve tarafsız siyasi bilgiye erişimleri hala çok sınırlı.
Örneğin, Avrupa Birliği'ne (AB) katılım, yeni Mater Dei hastanesinin inşası, boşanma gibi çok tartışılan konular politize edilmiş ve yerel medyada yer almıştı.
Medya konusu
Malta'nın üç ana televizyon kanalı, devlete ait olan TVM (Televizyon Malta), PN'ye (Partit Nazzjonalista / Milliyetçi Parti) ait olan Net televizyonu ve PL'ye (Partit Laburista / Malta İşçi Partisi) ait olan One yapımlarıdır.
Yazılı basında da durum farklı değil. Sonuçta, sokaktaki insan ulaşan bilginin muhalif partilerin çıkarları doğrultusunda çarpıtılmamasına pek az rastlanıyor.
MaltaToday gibi bağımsız gazeteler yolsuzlukları; partililer, bürokrasi, siyasetçi ve iş çevreleri arasındaki karanlık ilişkileri; kayırmacılığı; yönetimdeki şeffaflık eksikliğini; eleştirenleri susturmak için kullanılan ve geriye doğru işletilen hakaret yasalarını; kilit resmi görevlere yapılan atamalarda liyakatın hiçe sayılmasını sık sık eleştirerek ve ifşa ederek iki partili sistemi sorguluyor.
Bağımsız gazeteler, yeşil lobicilerin hedeflerini de savunuyor, azınlıklar ve bağımsız sesler için çok ihtiyaç duyulan bir platform işlevi görüyor.
Bilgisayar, cep telefonu, kablolu televizyon ve İnternet sadece gençlerin değil, genelde tüm Maltalıların yaşam tarzını yeniden tanımladı. Şu anda Malta'da neredeyse tüm evler internete bağlı. Ayrıca, genç facebookcular, bloggerlar ve internet dahileri kendi küçük platformunu oluşturdu.
İş dünyası ve ekonomi
Para herkesin dilinde; yaşlı, genç herkesin önceliği. Ülke ekonomisi başladığı noktaya geri dönmüş gibi görünüyor. İnsanlara harcamaların kısıtlanması gerektiği hatırlatılıyor. Bu yılın 27 Ocak'ında AB yönetimi, bütçe açığını AB üyeleri için belirlenen yüzde 3 sınırına çekmesi için verilen süreyi bir yıllığın uzattı.
Bu uzatma, "ekonomik durumun önemli derecede kötüleşmesi" gerekçesiyle yapıldı. 2010 sonuna kadar bütçe açığının yüzde 3.9'a gerilemesi öngörülüyor.
Ekonomik durgunluk, zaten istikrarsız olan ekonominin daha da sıkıntıya girmesine neden oldu. Üretim, inşaat ve turizm gibi kilit sektörlerdeki iş kayıpları ise durumu daha da kötüleştirdi.
Ekonominin serbestleştirilmesi ve TeleMalta, Malta Shipyards, ve Mid-Med bankası gibi devlete ait birçok şirketin özelleştirilmesi, PN'nin ekonomiyi serbestleştirme ve çeşitlendirme iradesinin sembolü haline geldi.
Hükümet, Lufthansa Technik, Microsoft and TECOM Investments ve Sama Dubai gibi büyük uluslararası şirketlerle bağlantılar kurmayı başardı ve Sama Dubai ile bir ortaklığa giderek, 'teknoloji harikası' (PN medyasının favori ifadesi) SmartCity Malta'yı inşa etti.
Bu projenin yaratması beklenen 6,000 yeni iş ile ilgili de çok fazla gürültü çıktı.
Proje, resmi olarak başlatıldığı Eylül 2007'den (genel seçimlere altı aydan kısa bir zaman varken) itibaren, tartışmaların merkezi haline geldi. İktisadi durgunluk ve üst yönetimin istifasıyla SmartCity Malta bugün başarıya ulaşamayacak bir proje gibi görülüyor.
Peki, ama tüm bunlar Maltalı gençleri nasıl etkiliyor?
Alternatifler üretmek
SmartCity son yılların en iddialı projesidir (belki Mater Dei Hastahanesi dışında) ve bilgi ve iletişim teknolojileri endüstrilerini destekleme amacıyla bire bir uyumludur.
Malta Sanat, Bilim ve Teknoloji Koleji (MCAST) gelecekte ihtiyaç olacağı düşünülen işlere vasıflı çalışan yetiştirmek için özellikle kurulmuş gibi görünüyor. Peki, proje başarısız olursa, bilgi ve iletişim teknolojileriyle benzeri alanlara yönlendirilen öğrenciler mezun olduktan sonra ne yapacaklar?
Güvenli ve iyi kazandıran bir iş vaadi, son on yılda öğrencileri, mali sektöre yönlendirdi (Malta Üniversitesi'nin Ekim 2009 mezuniyet töreninde toplam 2,734 mezunun 661'i Ekonomi, İşletme ve Muhasebe Fakültesi'ndendi) ancak muhasebeciler, murakıp ve ekonomistler pazarı doygunluğa ulaştığında tüm bu mezunlar ne yapacaklar?
Yeni mezunlar eğitim aldıkları alanlarda iş bulabilmek için nasıl çözümler arıyorlar? Bu uzmanlaşmış yeni işçilere alternatif iş alanları bulabilmeleri için nasıl bir destek ve yardım sunuluyor?
İstihdam ve Eğitim Kurumu (ETC) ve MCAST gibi hükümet kuruluşları müteşebbislik konusunda rehberlik ve spesifik kurslar sunuyor, ancak bu tarz kursları tercih eden mezun sayısı çok az. Çoğu, başka ülkelerde iş aramayı tercih ediyor.
Özellikle tıp ve finans bölümlerini bitirenler başta İngiltere olmak üzere İngilizce konuşulan ülkelere gitmeyi seçiyorlar. Diğerleri, Malta'nın AB'ye girmesinden yararlanarak Brüksel veya Lüksemburg'da çevirmenlik işleri buluyorlar.
Yerel basındaki gözlemciler, beyin göçü konusunda uyarılarda bulunsalar da, mevcut iktisadi durgunlukta yeni fırsatlar yaratmak ve çalışma koşullarını iyileştirmek zor.
Eğitim ve iş imkanları
Açık-kapı politikaları, duygusal olarak bağlı öğrenciler, resmi ve gayrıresmi öğrenim fırsatları, daha çok kapsayıcılık, karışık yetenek sınıfları, eşit fırsatlar, ikinci-fırsat okulları, öğrenim desteği asistanları, inisiyatif...
Tüm bunlar eğitim sisteminin geçirmekte olduğu değişimi anlatmak için kullanılan terimlerin ansiklopedisini oluşturuyor. Tümü enteresan kavramlar, ancak bu 'açık ve daha az akademik yapıya' yönelik eğitim tarzının getirileri nelerdir?
Gençler bu değişimlerden nasıl yararlanıyorlar? Bu yeni maharetler, gençlerin ortaokuldan mesleki eğitime ve oradan da iş dünyasına geçişine nasıl yardımcı oluyor?
Çoğu eğitimci, eğitim sisteminde yapılan revizyonları destekliyor. Ancak birçoğu Malta'nın Lizbon Stratejisi'ne taraf olmasının bir sonucu olarak, sınıflardaki sayıyı artırma ve muhafaza etme konusundaki yeni 'baskı'dan kuşku duyuyor.
Lizbon Stratejisi, bu yılın sonuna kadar öğrencilerin yüzde 85'inin, öğrenimlerini "orta öğrenim sonrası mesleki eğitim okullarında" devam etmesini gerektiriyor.
Ortaokul sonrası eğitim veren öğretmenler ve özellikle de MCAST gibi mesleki sektörde uzmanlaşanlar, bunu, gençlerin hayatını iyileştirmeyi amaçlayan samimi bir girişimden çok, miktarın kaliteden daha önemli olduğu siyasi bir hareket olarak görüyor.
İş beklentisi ve mobilite
Geçtiğimiz yılın verilerine göre, MCAST'ın tam-gün ve yarım-gün olmak üzere, neredeyse 10 bin öğrencisi vardı. Bu da, takriben, Üniversite'deki öğrenci rakamlarına denk geliyor.
Maalesef, iki müesseseden de mezun olan öğrencilerin uzmanlaştıkları alanda iş bulup bulamadıklarına veya buldukları işin beklentilerini karşılayıp karşılamadığına dair güvenilir resmi istatistikler yok.
Bu rakamların yokluğunda, bugünkü genç Maltalı yetişkinlerin iş değiştirme özgürlüğü ile önceki kuşağın genç çalışanlarının daha sebatkar tutumlarını karşılaştırmak ilginç olacaktır.
Önceki kuşağın genç çalışanları tek bir işverene sadık kalarak ve iş istikrarına değer vererek kendilerini tek bir işte ispatlamaya meyilliydiler.
Bu onların işlerinde daha iyi olduğu anlamına gelmiyor. O zamanlar işyerine yaklaşım bugünün genç kuşağınınkinden farklıydı, hepsi bu. Mecazen konuşmak gerekirse, onlar oldukları yerde kalmak istiyorlardı. Bugün ise, insanlar hareketten yana.
Olunması gereken yer
Malta'da hafta sonu demek, Paceville demektir. Gruplar halindeki gençler kendilerini Paceville sokaklarına atıyor; barlar, kulüpler, restoranlar, take-away'ler, pansiyonlar ve otellerin bulunduğu bu büyük eğlence merkezinde toplanıyorlar.
Paceville'e bir alternatif olarak, ünlü uluslararası DJ'lerin ve sanatçıların düzenli olarak binlerce kişiyi eğlendirdiği çok popüler toplu partiler yapılıyor.
Yerel geleneksel köy brijju'su veya marc tal-festa da kocaman hoparlörlerden çalan pop ve club müzik eşliğinde dans edilen sokak partilerine dönüştü.
Alkol ucuz ve elde etmesi kolay. Aşırı alkol kullanımı ise hemen hemen tüm gençlerin geçtiği bir "dönemeç". Marihuana kullanımı da çok popüler. Ecstacy hapları ve kokain ise, yasadışı şekilde sokaklarda satılıyor.
Madde bağımlılığı olan gençlerle çalışmakta olan Sedqa ve Caritas gibi ajanslar, daha fazla denetim ve eğitim için baskı uygulamada hayli aktiftirler. Ancak, deneme, sınırları aşma ve sosyal normlara meydan okuma, hala Maltalı gençlerin en büyük sosyal özelliklerindendir.
Tiyatro, sanat sergileri ve kültürel olaylar, hala küçük bir grup orta öğretim veya üniversite mezunu azınlığın ilgi alanı.
Paceville'in popülaritesiyle yarışabilen tek yer ise, kalabalık sohbet odaları ve Facebook ve hi5 gibi sosyal ağ siteleri sunan İnternettir.
Bir kuşağın tarihi ve alışkanlıkları gerçek zamanlı olarak ortaya konulur, yorumlanır, tartışılır ve güncellenirken, belki de Malta'nın gençlerini en iyi internetteki profiller ve yüklenmiş fotoğraflar yansıtıyor.(GC)
* İngilizceden Fransızcaya Marie Bossaert, İngilizceden Türkçeye Esra Aygın çevirdi.