"Seçimlerde kadınlar sadece oy deposu olarak görünüyor. Yerel seçimlerde belediye ya da beldelerde sadece üç kadın aday var. Muhtarlıktaysa bu sayı 3-5'i geçmez. Malatya'nın bir kadın milletvekili var; Çalıkların gelini Öznur Çalık. Erkekler karar alıyor, uyguluyor, yönetiyor. Siyaset kadınları görmüyor."
Malatya Yenigün gazetesinin dört buçuk yıldır yazı işleri müdürlüğünü yapan gazeteci Fadime Akıncı, 29 Mart Yerel Seçimler arifesinde kentte kadınların belediyecilik ve siyasetten dışlanmasını bu şekilde aktardı.
Aynı zamanda Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin (ÇGD) Malatya Şubesi yönetiminde yer alan Akıncı, seçim yarışının Milliyetçi Hareket Partisi'nde (MHP) aday adaylığı reddedilince Saadet Partisi'nden (SP) aday olan eski belediye başkanlarından Mehmet Yaşar Çerçi ile daha tecrübesiz görünen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) adayı Ahmet Çakır arasında geçebileceğini ifade etti.
Malatya basını üzerinde baskıların savcılardan, cemaatlerden ve gazetecilerin kendilerinden geldiğini vurgulayan Akıncı, bugüne kadar "iktidardan kolay kolay vazgeçmeyen bir kent" olarak gördüğü Malatya'da seçimler öncesi durumu bianet ile paylaştı:
SP ve AKP adayları dışında kimler var?
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adayı Ömer Şarapnal gerçekten Malatya için iş yapacak biri ama onunda pek şansı olduğunu düşünmüyorum. Eski Başbakanlardan Turgut Özal'ın danışmanlığını yapmış olan Cumali Ünaldı'nın MHP adaylığınınsa genel seçimlere bir hazırlık olduğunu düşünüyorum.
SP, AKP'nin, CHP'nin ve MHP'nin oylarına talipli olduğu için adaylar arasında siyasi atışmalar elbette ki var. MHP'den belediye başkanı seçildiği dönemde Alevilerden ciddi oranda oy alan SP adayı Çerçi, annesinin Alevi olduğunu söyleyerek, Alevi mahallelerinden yine oy almaya çalışıyor. Ama SP'ye geçtikten sonra Aleviler Çerçi'ye daha mesafeli duruyorlar. CHP de Alevi oylarını SP'ye kaptırmamaya uğraşıyor. MHP ise, AKP oylarının SP'ye kaçmasından endişe ediyor.
İbre Çerçi'yi göstermesine rağmen, Malatya, tarihi boyunca iktidardan kolay kolay vazgeçmeyen bir şehir. Bu seçimde de Malatya AKP'den vazgeçmez diye düşünmüyor değilim. Adaylar arasında çekişmeli ve karalamaya yönelik bir ilişki var. Ve bir araya gelmemek için çok büyük gayret var. Bazı adaylardan teklif gelmesine rağmen bir araya gelinmedi. Yani Malatya'daki hazırlıklar, çalışmalar tamamen oy toplamak üzerine, projeler hikaye.
Adayların projelerini okudum ama Malatya'yı kalkındıracak bir projeye rastlamadım. Projeler havada kalmış. Adayların projeleri birbirinin fotokopisi gibi. Yani Malatya'yı bir adım ileri götürmek için değil sadece popülist bir anlayışla insanların gözünü boyamak, sevimli görülmek amacıyla yapılmış gibi.
Gerçek sorunları ne peki?
Halkın gerçek sorunu işsizlik...Bir de kayısının sorunları var. Malatya'nın en büyük ekonomik geliri kayısı. Kayısıya hükümetçe destek verilmediği gibi bunun için yatırım da yapılmıyor. Burada tek iş yapan yerler, kahve veya kafeler. Caddelerde son dönemlerde çok fazla iş yeri kapatıldı. Fabrikalar kapatıldı. İşçiler işten çıkarıldı. Dilenciler arttı.
Dikkat çekici olansa Malatya bir su şehri olmasına rağmen küresel ısınmanın etkileriyle beraber kentimizde de boy gösteren su sorununun çözümü için proje üretilmedi. Şimdiye kadar çözülmeyen temel yaşam kaynağımızın önündeki sorunu belediye başkan adayları seçim vaadi, proje olarak kullanıyor. İnsan sormadan edemiyor, bahsettiğiniz şey su çözüm üretmek için seçimleri mi beklediniz?
Yerel medya etkili mi? Özgür mü?
Yerel medyanın çok etkili olduğunu düşünmüyorum. Haber yapmak isteyenler de baskı altına alınıyor. Yerel medya üzerindeki en büyük baskı yerel mahkemelerce kuruluyor. Gazetemize 20'ye yakın soruşturma veya dava açıldı. Bir tanesinden gazetenin sahibi ve ben 1 yıl 3 ay hapis cezası aldık. İki davamız daha sürüyor. Haber ve attığımız başlılar ulusal medyada kullanılmış olsa bile onlara bir şey olmuyor; bize soruşturma açılabiliyor. Gazete çıkıyordu sabah 9'da basın savcısı çağırıyordu. En son, savcıya biz adliyeye yakın bir yere taşınsak iyi olacak dedik.
İkinci baskı unsuru ise ekonomik baskı. İstenmeyen veya hükümet yanlısı olmayan bir haber yayınlandığında, reklamlar kesiliyor ve aboneler iptal ediyor. Özellikle cemaatler çok güçlü ve basın üzerinde de etkili. Bir haberden çıkarı zedelenen cemaatler, reklam ambargolarıyla basın kuruluşlarını zor durumda bırakabiliyorlar. Bu durum özellikle televizyon reklamlarında geçerli.
Bir gazetede belli bir kesimin hoşuna gitmeyen bir haber yayımlandığında, başka bir gazete hemen tersten haber yapıyor. Sizin yaptığınız haber etkisizleşiyor. Haberiniz doğru ve gündem belirleyebilecek bir haberken zayıflıyor. Hükümet yanlısı gazetelere pek soruşturma açılmıyor. Burada günlük yayın yapan 11 gazete var, okuyucuları resmi kurumlar, büyük esnaf ve siyasetçiler. Halkın yerel gazete okuma alışkanlığı yok denecek kadar az. Tirajlar da çok düşük.
Kadın gazeteci olarak, geleneksel siyaseti nasıl okuyorsunuz?
Malatya'da kadının siyaset ve ekonomide adı yok. Kadın sorunları hiç dikkate alınmıyor. Kadınlar töre ve toplum baskısı altında. Hiçbir yerde olamayan kadın iyice kendi kabuğuna çekildi. Bunun kırılması için kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmalı. (EÖ)