2002'de uygulamaya geçen yeni Medeni Kanun'daki Mal Rejimi düzenlemesi, kadın örgütlerinin itirazlarına konu oluyor.
Ekşioğlu'nun davası ise beş yıl süren bir mücadele sonucu Anayasa Mahkemesi'ne gönderilme aşamasına geldi. Kartal 2.Aile Mahkemesi Hakimi N. Füsun Çağlar, hukuk literatürüne geçecek önemli bir karar verdi. Mal rejimi konusunu, Anayasa Mahkemesine gönderdi.
Kartal 2. Aile Mahkemesi, verdiği kararda şöyle diyor:
"4722 sayılı yasanın 10.maddesinin Anayasa'nın 10.ve 90. maddeleri ile Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu hususundaki davacı beyanına itibar edilerek konunun incelenmesi açısından dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verildi."
Bir boşanma gerçeği: Aile varlığı kocanın üzerinde
Eksioğlu, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen dava konusunu bianet'e şöyle anlatıyor:
"Dava konusu olay, 1983 yılında üniversite tahsilini tamamlamış iki gencin evlenmesi ile başlıyor. Eşlerin üç çocukları oluyor. Kadın tüm evlilik sürecinde hem ev işlerini yapmış hem de işinde çalışmış. Hatta gece mesaisi dahi yapmış. Kocası, 'Tasarruf benim ihtisasımdır. Kazancını bana vereceksin. Ben değerlendireceğim. Senin malın benim malım, ayırımı olamaz. Biz evliyiz. Ne fark eder' demiş. Kredi kartları çıktığı aydan bu yana da kadının tüm maaşlarını kocası çekmiş. Ailenin biriken mal varlığının yüzde 90'ı kocanın üzerinde."
"Uzlaşmaya açık olduk ama yasalar koca lehine"
Ekşioğlu dava sürecinde, davalı koca ve vekili ile çocukların geleceğini de kapsayacak bir şekilde uzlaşmaya hep açık olduklarını söylüyor:
"Kanunun koca lehine olması nedeniyle uzlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine, evlilikte karı koca yönünden, nimet ve külfetin eşitliğini savunduk. Evlilik boşanma ile sona erdiğinde, elde edilen malların da eşler arasında eşit paylaşımı gerekiyor. Yani eşitliğin sadece kanun önünde değil, eşler arasında da fiilen sağlanması gerekiyor."
Yeni Medeni Kanun'un düzenleme eksikliği var
Ekşioğlu, "Eski Medeni Kanun'da karı koca arasında mal ayrılığı rejimi vardı.
Boşanmada tapular, banka hesabı kimin adına ise mallar o tarafta kalıyor, kadınlar beş parasız ve çocuklarla evden dışarıya atılıyordu" diyor
Yeni Medeni Kanun'un, kadınlar lehine önemli değişiklikler getirdiğine dikkat çeken Ekşioğlu,. düzenlemelerin eksik yapıldığını söylüyor:
"Yeni Medeni Kanun'a göre, evlilik sürecinde kazanılan mal varlığı borçları ödendikten sonra elde edilen artık değer, karı koca arasında eşit paylaşılacak. Ölümde de, önce eşin artık değer hakkı hesaplanacak, daha sonra kalan mal varlığından da dörtte biri miras payı olarak kadına verilecek."
1 Ocak 2002'den önce evlenenlere ayrımcılık
Ekşioğlu, kadın örgütlerinin yeni Medeni Kanun'daki itirazlarından birinin de bu konuda olduğunu vurguluyor. Kanun'un yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002'den önce evlenenlere karşı ayrımcılık yapıldığını söylüyor:
"Bu değişiklik kadınlar için çok önemli. Ama 1 Ocak 2002 tarihinden sonra evlenenler için uygulanıyor. Eski evlilere uygulanmaması için özel bir kanun çıkarıldı. Yasak konuldu.
"Yeni Medeni Kanun'un uygulanmasına dair 4722 sayılı kanunun 10. maddesi yeni Medeni Kanun'da kabul edilen -edinilmiş mallara katılma rejimi isimli- mal rejiminin ön gördüğü eşit paylaşmayı eski evlilere yasaklıyor. 1 Ocak 2002 tarihinden önce evlenen 17 milyon kadına karşı ayrımcılık uygulanıyor."
Kayar: Kadına ekonomik şiddet
Avukat Habibe Yılmaz Kayar'da, Ekşioğlu gibi düşünüp, yeni Medeni Kanun'daki, ayrımcılık yaratan maddelerin kaldırılması için yürütülen mücadelenin, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana sürdüğünü söylüyor:
"İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi aynı konuda Anayasa Mahkemesi'ne dosyayı göndermişti. Fakat Anayasa Mahkemesi 2002/95 karar sayısı, 2002/49 karar günü, 28.05.2002 tarihli kararıyla 'talep usulden reddedildi' diyor."
Kayar, 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10. maddesinin iptal edilmesi gerektiğini söylüyor. Kayar, itiraz edilen yeni Medeni Kanun'un mal rejimiyle ilgili maddelerinin kadına yönelik şiddetin ekonomik boyutu olduğunu söylüyor.
Halen sürmekte olan bir dava dilekçesinde gerekçelerini, Anayasa'ya ve uluslararası sözleşmelere aykırılığa dayandıran Kayar şöyle diyor:
"4722 /10 mad. aşağıda gösterilen yasa, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle hak bildirgelerine aykırıdır.
T.C Anayasası ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve EK Protokol No: 7; CEDAW( Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ve ek protokol)ve Birleşmiş Milletler Genel Tavsiye Kararları (CEDAW Komitesi); İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; Ekonomik ve Sosyal Haklar Bildirgesi; Anayasa Mahkemesi Kararları." (AD/TK)