İstanbul Üniversitesi Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Gençlik Meclisi, Edebiyat Fakültesi önünde yaptıkları basın açıklamasıyla öğrencilere yönelik soruşturma ve gözaltı ve saldırıları protesto etti.
“Makul şüpheli’ değil öğrenciyiz. Soruşturmalara son” pankartıyla Vezneciler Metro Durağı’nda buluşan öğrenciler fakülte binası önüne yürüdü. Öğrenciler “Sizin soruşturmalarınız, baskılarınız, vız gelir bize” sloganı attı. Hakların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de öğrencilerin eylemine destek verdi.
“Üniversite bizimdir”
İstanbul Üniversitesi HDK Gençlik Meclisi, Emekçi Hareket Partisi ve Devrimci Yolda Devrimci Gençlik imzalı basın açıklamasında İstanbul Üniversitesi’ndeki öğrencilere yönelik baskıların ve saldırıların had safhaya ulaştığı anlatıldı.
“Açılan soruşturmalar ve verilen çeşitli disiplin cezalarıyla bu saldırılar pekiştirilmekte, üniversite yönetimleri var gücüyle üniversitelerimizde söz söylememizi, kendimizi ifade etmemizi engellemeye çalışılıyor.”
“İstanbul Üniversitesinde Kobanê ile dayanışma eylemlerine saldırılarla başlayan ve bir suredir devam eden IŞİD yanlılarının okul içinde maskelerle ve sopalarla öğrencilere saldırması, İŞİD propagandası yapması olaylarıyla birlikte polis adeta okulun içinde konuşlanmış, devrimci demokrat yurtsever öğrencileri defalarca darp etmiş ve onlarca gözaltı yapmıştır.”
Açıklama “İstanbul Üniversitesi ne bir polis okulu, ne IŞİD çetelerinin el kol sallayarak girecekleri bir alan ne de okul yönetiminin keyfi soruşturmalar ve cezalarla bizleri sindirebileceği bir yerdir. Üniversite bizimdir” diye son buldu.
Tuncel: Siyasi iktidar tedbirleri yerine getirmiyor
Sebahat Tuncel yaptığı destek konuşmasında öğrencilerin yalnız olmadığını ve ülkede yaşanan ırkçılığa, milliyetçiliğe ve zulüm politikasına karşı çıkmalarının doğal olduğunu söyledi;
“Bu mesele sadece İstanbul Üniversitesinin sorunu değil, aslında Türkiye’deki bütün üniversitelerde muhalif öğrencilere yönelik, sol, sosyalist görüşte öğrencilere yönelik ve Kürt öğrencilere yönelik çok kapsamlı bir saldırıyla karşı karşıyayız. Gün geçmiyor ki üniversitelerde bir linç girişimi ile karşılaşmayalım, ya da bir kavgayla olayla karşılaşmayalım.
“Siyasi iktidar bu konuda gerekli tedbirleri yerine getirmek yerine bugüne kadar uyguladıkları politikalarda daha çok saldırıya maruz kalan öğrencileri ya okuldan uzaklaştırmak, disiplin cezaları vermek ya da karşıt görüşlerin kavgasıymış gibi yansıtarak bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Biz parlamentoda olduğumuz günden bugüne üniversitelerdeki bu saldırıları önergelerle araştırmalarla, bizzat hükümetlerle yaptığımız görüşmelerle gündeme aldık.”