Van'dan İstanbul'a giderken, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi yakınlarında cezaevi nakil aracının içinde yanarak yaşamını yitiren üçü hükümlü, ikisi tutuklu beş kişinin yakınları Adalet Bakanı'na tepki gösterdiler. Olayda "ihmal olduğunu" ileri sürerek şikayetçi olacaklarını söylediler.
Ring aracı, 16 Eylül Cuma sabah 06:00'da Kayseri-Malatya karayolunun Karakuyu köyü civarında seyir halindeyken alev aldı. Şoför aracı durdurdu, askerler dışarı çıktı. Ancak mahkumların bulunduğu arka bölümdeki kapı kilitli olduğundan içerideki tutuklular Abdülsetter Ölmez (35) ile Akif Karabalı (24) ve hükümlüler Sinan Aşka (18), İsmet Evin (33) ile Medeni Demir (47) yanarak hayatını kaybetti.mahkumların, uyuşturucu satıcılığı ve hırsızlık suçlarından tutuklu ve hükümlü olduğu ifade edildi.
Yangının, motor arızasından kaynaklanmış olabileceği açıklandı. Mahkumların cenazeleri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe Hastanesi'ne götürüldü. Yakınlarından alınan DNA örnekleriyle cesetlerden alınan örnekler Ankara Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kimlik tespit çalışmaları devam ediyor.
"Özür dilemekle olmaz"
Olayın ardından Kayseri'ye giden ölen tutukluların yakınlarından Fetullah Karabalı, yeğeni Akif Karabalı'nın uçakla götürülmesi için başvurduğunu ancak kabul edilmediğini söyledi.
Karabalı, "Muş Cezaevi'ne başvurarak, yeğenimin uçakla gönderilmesini istedim. Gerekirse diğer mahkumların biletini de biz alalım dedim ama kabul etmediler" dedi.
Karabalı, yeğeni Akif'in hükümlü değil tutuklu olduğunu, oradaki bir olayla ilgili ifadesine başvurulmak için İstanbul'a götürülmek üzere Muş Cezaevi'nden alındığını ve Van'da 36 saat bekletildikten sonra götürülürken olayın meydana geldiğini anlattı.
Yeğeninin İstanbul'a uçakla götürülmesi için başvurduklarını ancak kabul edilmediğini ileri süren Fetullah Karabalı şunları söyledi:
"Yeğenimi uçakla götürmek için Muş Cezaevi'ne başvurduk. Cezaevi Müdürüne 'Onunla giden arkadaşlarının da uçak biletlerini biz alalım aynı gün gitsin geri dönsün. Sadece ifade vermeye gidiyor' dedik, kabul edilmedi. Muş Cezaevi de yüzde yüz suçludur. Muş Cezaevi Müdürü beni telefonla aradı özür diledi. Özür dilemekle olmaz, savcılığa bildireceğim."
Karabalı, "Adalet Bakanı neden sadece beş mahkumun yandığını açıklasın. Askerler ve şoförler kurtuluyor. Bakan'ın bilgi vermesi gerekir. İki-üç kurşun sıksalar o kapı açılırdı. Mazotlu arabanın motorunun yandığını ilk kez görüyorum. Cenazelerimiz tanınmaz halde. Şoförden, astsubaydan ve askerlerden şikayetçiyiz" diye konuştu.
"Ring aracı daha güvenli"
Hükümlü İsmet Evin'in amcası İsmail Evin de cenazeyi almak için Hakkari'den geldi. Yeğeninin İstanbul'da kaldığı cezaevinden Van'daki uyuşturucu davasının duruşmasına getirildiğini söyleyen Evin, "Mahkemeden sonra İstanbul'a götürüyorlardı. Olayda kasıt olduğunu düşünüyoruz. Suç duyurusunda bulunacağız. Kurtulan askerlerle de görüşmek istiyoruz" dedi.
Ölen hükümlülerden Medeni Demir'in oğlu Demir Demir ise "babasının yanmasının kaza olduğuna inanmadığını" söyledi. Demir, mahkumların uçakla götürmelerine izin verilmediğini, ring aracının daha güvenli olduğunun söylendiğini anlattı.
Tutuklu Ölmez'in amcasının oğlu Baki Ölmez de, "Mahkumların yanması seyredildi, müdahale edilmedi. Suçları ne olursa olsun böyle ölmeyi hak etmediler. 1620 kilometrelik yolda bu şekilde nakledilmeleri de kanunen doğru değildi" diye konuştu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise yangının Elazığ'da yapılan yakıt ikmalinden sonra çıkan teknik bir arıza sonucu meydana geldiğini ancak yine de "Teknik incelemeler bitmeden bir şey söylemek için erken olduğunu açıkladı.
Nakil için neden uçağın kullanılmamış olduğuna ilişkin soruları yanıtsız bırakan Ergin, "Bu araçların bakımsız olduğu, eski olduğu gibi yorumlar yapılıyor. Yanan araç 2010 modeldi ve 23 Ağustos'ta teknik bakımları yapılmıştı" dedi.
Mahkumların hem ellerinin hem de ayaklarının bağlı olduğuna ilişkin iddialara da "mahkumlarının sadece ellerinin kelepçeli olduğu" yanıtını verdi. (AS)