Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2 Nisan 2012 itibariyle cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısını açıkladı.
Hapishanelerdeki tutuklu ve hükümlü sayısı 2000'den bu yana yaklaşık üç katına, mahkum sayısı da dört katına çıktı, şu anda hapishanelerde kapasitenin yedi bin üzerinde mahpus bulunuyor.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Zafer Kıraç ise Bakan'ın açıkladığı rakamın iki katı kadar kapasite fazlası mahpus olduğunu ifade etti.
Bu artışın nedeni ne?
31 Aralık 2000'de hapishanelerde toplam 49 bin 512 tutuklu ve hükümlü vardı. 2 Nisan 2012 itibariyle, bu sayı 132 bin 60 oldu.
2000'de 24 bin 855 hükümlü, 24 bin 657 tutuklu varken, şimdi cezaevlerinde 95 bin 652 hükümlü, 36 bin 408 tutuklu var.
Mahkum sayısının son 12 yılda yaklaşık dört katına çıkmış olmasını şöyle açıklıyor Kıraç:
"Son beş yılda tutuklamaların artması bir yana, 2005'te yapılan yasa değişikliğiyle mahkumlar artık cezalarının 1/3'ünü değil, 2/3'ünü yatmaya başladı. Dolayısıyla cezaevi nüfusu arttı."
Türkiye'de 125 bin 117 kapasiteli toplam 377 cezaevi var, 22'sinin yapımı sürüyor.
Buna karşın, cezaevlerinde toplam 132 bin 60 tutuklu ve hükümlü var.
Yani cezaevlerinde, 6 bin 943 tutuklu ve hükümlü "fazladan" bulunuyor. Peki yedi bine yakın mahpus nasıl şartlarda barınıyor?
Ergin bu soruyu yanıtlamadı.
Bir yatağı iki mahpus paylaşıyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın soru önergesini yanıtlayan Ergin, yedi bin mahpusun cezaevi koşullarından da bahsetmedi.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Kıraç ise cezaevlerinin, kapasitenin yaklaşık 30 bin kişi üzerinde mahpus barındırdığını, yarısının denetimli serbestlik yasasıyla çıktığını ve şu anda kapasitenin 15 bin üzerinde mahpus olduğunu söyledi.
"Peki nasıl yaşıyorlar hapishanede?" sorumuzu da şöyle yanıtladı:
"Vardiya sistemiyle yatılan cezaevleri var ya da bir yatağı iki mahpus paylaşıyor. Bu hem ruh sağlığı hem de fiziki sağlık açısından sakıncalı ve insan haklarına aykırı. Koğuşların kalabalıklığı hijyen sorununun artırıyor, psikolojik sorunlara yol açıyor. Tuvalet, banyo, havalandırma gibi olanaklardan yararlanma şansı azalıyor."
Kıraç, mahpusların meslek veya hobi atölyeleri ya da spor alanları gibi ortak alanlardan yararlanma şanslarının da bu doluluk oranıyla haftada bire kadar düştüğünü belirtti.
"Bazı cezaevlerinde bu gibi ortak alanlar koğuşa dönüştürülüyor. Tüm bunlar hem insan haklarına hem de uluslararası kriterlere aykırı."
Kıraç, çözümün, cezaevine denetimli serbestlik uygulaması gibi alternatif yollar bulunmasında olduğunu söyledi.
Gardiyan sayısı da iki katına çıktı
Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü personel sayılarını da açıkladı. Buna göre, infaz koruma memuru ya da bilinen adıyla gardiyan sayısı da son 12 yılda yaklaşık iki katına çıktı.
2000'de toplam 17 bin 750 gardiyan varken, şimdi 1087'si sözleşmeli, 27 bin 538'i kadrolu toplam 28 bin 625 gardiyan var. (AS)