Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Erkek şiddetinin son derece vahim hal aldığı ve neredeyse her gün kadınların bu şiddet sonucu yaşamını yitirdiği realitesinden hareketle, mahkemelerin şiddetin failleri hakkında uyguladıkları tahrik indirimlerinin bu şiddeti meşrulaştırdığını düşünüyor musunuz?”
“Mahkemelerin erkekler lehine verdiği kararların, kadının maruz kaldığı şiddet olaylarında artışa yol açtığını düşünüyor musunuz?”
“Erkek şiddeti neticesinde meydana gelen ölüm olaylarına ilişkin görülen davalarda tahrik indirimlerinin uygulanma oranı nedir? Mahkemelerin haksız tahrik olarak nitelendirdiği olaylar hangi başlıklar altında değerlendirilebilir?”
“Mahkemeler tarafından verilen kararların kadın mağduriyetini görmezden gelen ve doğrudan kadını haksız gören bir tarafta yere alarak hazırlanması neyin ifadesidir?”
Bu soruları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Meral Danış Beştaş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sordu. Beştaş, soruların yazılı yanıtlanmasını istedi.
Basına yansıyan verilere göre hazırlanan, bianet erkek şiddeti çetelesine göre, Aralık'ta bir müebbet cezası verilen sanık erkeğin cezası, "tahrik var" denilerek 18 yıla indirildi.
TIKLAYIN - Kadınlar Mücadele Ediyor, Erkek Şiddeti Yargılanıyor
TIKLAYIN - Erkek Şiddetine Adliyeden Bakınca: Erkekler 43 Mahkemede Yargılandı
Beştaş’ın, şiddet uygulayan erkeklere mahkemelerin uyguladığı ceza indirimini Meslis’e taşımasına neden olan erkek şiddeti vakası şöyle:
İzmit’te 26 Mayıs 2015’te meydana gelen olayda M.G. ile bir yıllık eşi 19 yaşındaki eşi N.G. arasında çıkan tartışmada M.G. eşini kurşunla ağır yaraladı ve N.G. kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
Olayla ilgili açılan dava sonucunda M.G. ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, M.G. hakkında N.G.’nin kendisine tokat atmış olduğunu gerekçe göstererek, ağır tahrik indirimi uyguladı.
Cumhuriyet Savcısı verdiği mütalaasında, sanık M.G.’nin eşi ile görüşmek üzere yatak odasına geçtiği, sanık ile maktulün görüştüğü, burada konuşurken, maktulün sanığa tokat attığı, buna kızan sanığın yanında taşıdığı ruhsatsız silah ile onu kovaladığı, altı el ateş ettiği, otopsi raporuna göre maktulün çoklu ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması ile kemik kırıkları ile münferit akciğer, bağırsak, dalak yaralanması ve iç-dış kanama sonucu ölümün gerçekleştiği belirtti.
YARGITAY 'ın kararı bozması cezayı değiştirmedi
Mütalaa karşısında son sözü sürülen sanık, M.G., “Haksızlığa uğradım, ben mağdur oldum. Çocuğum da mağdurdur. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Mahkeme heyeti de indirim hükümlerini uygulayarak 20 yıllık hapis cezası yönünde karar verdi.
M.G.’nin cezasını 20 yıl hapis cezasına düştü. M.G.’ye verilen bu 20 yıllık cezanın verildiği yargılamaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın dahil olmadığı gerekçesiyle karar Yargıtay tarafından bozuldu. Dava yeniden görüldü ancak ceza oranı değişmedi. (EMK)