Zirve Yayınevi katliamının "Ergenekon terör örgütü" ve Poyrazköy Davası'yla bağlantılarını araştırmayı reddeden Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi, yayınevinde üç kişinin öldürüldüğü olayla "Kafes eylem planı" arasındaki ilişki bulunup bulunmadığını değerlendirecek.
Müdahil avukatlardan Erdal Doğan, dün (15 Nisan) görülen davanın 25. duruşmasında mahkemeye bir dilekçe sunarak, İstanbul Terörle Mücadele ekiplerinin hazırladığı ve "Ergenekon" savcılarına sunduğu rapordaki tespitlerin "Kafes Eylem Planı" ve "Balyoz darbe planı"na dair iddiaların yayınevi katliamıyla ilişkili olduğunu gösterdiğini savundu ve Kafes davasının dosyalarıyla birleştirilmesini talep etti.
Birleştirme kararı 14 Mayıs'a kaldı
Cumhuriyet savcıları, "davalar arasında bağlantıyı gösterir somut delillerin bulunmaması"nı gerekçe göstererek "Kafes eylem planı ile ilgili Zirve Yayınevi davasının birleştirilmesi yönündeki taleplerin bu aşamada reddedilmesini istediler.
Mahkeme ise, birleştireme taleplerinin 14 Mayıs'ta görülecek bir sonraki duruşmada değerlendirilmesini karara bağladı.
19 Şubat'taki bir önceki duruşmada savcılar, 18 Nisan 2007 tarihinde Almanya uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel'in tasarlanarak öldürülmesine iştirak ettikleri gerekçesiyle tutuklu sanıklar Emre Günaydın, Cuma Özdemir, Abuzer Yıldırım, Hamit Çeker ve Salih Gürler'in üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını istemişti.
Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Burak Doğru'nun "Malatya Zirve Yayınevi Katliamında Bildiklerim" başlıklı savcılara hitaben yazdığı ihbar mektubu da dosyaya konuldu.
Doğru, savcıların beraat istediği Varol Bülent Aral ile üç buçuk yıl önce tanıştığını, Aral'ın kendisinden bu cinayetleri işlemesini istediğini iddia ederek, "Bana da bu cinayetleri işlersem bir miktar para vereceğini ve devlet desteği sağlayacağını söyledi" diye yazdı.
"Kabul etmedim. Bir ay sonra görüşmek isteyince görüştük. Bir yerde alacağının olduğunu söyleyerek yardım istedi. Ben de yardım ettim. Bir sonraki karşılaşmamızda beni kendisini yağma hürriyeti tehditle suçlayarak cezaevine attırdı...Bu şahıs olayın azmettiricisidir. Fakat bugün elini kolunu sallayarak geziyor."
Aral: İddialar asılsız
Aral ise, iddiaların tamamının asılsız olduğunu söyledi; "Bu şahıs ve suç ortağı Selçuk Solmazgül ile 3 yıl öncesinden tanışıyoruz. Bana sürekli cezaevinden mektup yolluyorlar..." şeklinde konuştu.
"Bu mektup bir ay öncesine kadar başka bir yerde yoktu. Onlar beni yağmaladılar ve bu yüzden Sivas'ta tutuklu bulunuyorlar. Aramızdaki bu husumetten dolayı iftirada bulunuyorlar. Davadan vazgeçmemi istiyorlar. Ben de 15 bin TL getirirlerse davadan vazgeçebileceğimi söylemiştim."
Mağdur avukatlardan Özkan Yücel, sözlerinde zapta geçirilmesini isteyince Aral tarafından tehdit edildi.
Habercilere açıklama yapan Orhan Kemal Cengiz, cinayetin arkasındaki gerçek kişilerin ortaya çıkarılmasını istedi; "Bu dava da Hrant Dink davası gibi sadece üç beş gencin yargılanmasıyla son bulacak. Özellikle savcılarımızda cesaret eksikliği var" dedi.
Erdal Doğan'da, "Umuyoruz ki mahkeme Kafes Eylem Planı ile dosyamızın birleştirilmesi yönünde karar verir. Bizler hakim ve savcılara baskı yapıldığını düşünüyoruz" dedi. (EÖ)