Irak Dünya Mahkemesi'nin uluslararası hukuk için önemi ne oldu ve sizce mahkemenin etkileri ne olacak?
Mahkeme Irak Savaşı aleyhinde kanıt toplamak için yola çıkmıştı, ve bence bu konuda çok başarılı oldu. Savaş sırasında yaşananların belgelenmesi dışında, saldırı savaşının yasadışı oluşu, işgale karşı direnişin meşruluğu, Cenevre Sözleşmesi gibi uluslararası hukukun önemli maddeleri de hatırlatıldı.
Bence mahkemede sunulanlar ileride çok farklı insanlar tarafından kullanılabilecek. Kanıtların özellikle de Irak'a gönderilmek istenen askerler için çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Mahkeme sayesinde, vicdani retçiler itirazlarını uluslararası hukuka dayandırabilecek.
Uluslararası hukukçu olarak, ben nihai oturum öncesindeki gelişmeleri de elimden geldiğince takip ettim. Ayrıca, vaktim oldukça Irak Savaşı ile ilgili okuyorum. Bütün bunlara rağmen mahkemede daha önce bilmediğim çok fazla şey öğrendim. Bu nedenle, mahkemenin öğretici değeri gözardı edilmemeli diye düşünüyorum.
Biju Mathew yaptığı sunumda demokrasi ve özgürlük gibi kavramlardan çok suç olgusunun üzerinde durmalıyız dedi. Tanzanyalı hukukçu Issa Shivji'nin sunumundaysa, mevcut uluslararası hukukun sömürgeci ülkeler tarafından oluşturulması gündeme geldi. Bu çerçevede, sizce hedef ne olmalı? Uluslararası hukuk anlayışını baştan düşünmek mi, mevcut yasaların ihlali üzerinden suçlamalarda bulunmak mı?
Cevabı zor bir soru, uluslararası hukukun sömürgecilik döneminde ortaya çıkması ile ilgili özellikle son zamanlarda çok yazıldı. O dönemlerde oluşturulan hukuk anlayışı sömürgeci ülkelerin çıkarlarını korumaya yönelikti. Ancak, o zamandan beri hukuk anlayışının değiştiğini ve geliştiğini düşünüyorum. Eski Yugoslavya İçin Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi(ICTY), Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM), o zamandan beri yaşanan çok önemli gelişmeler.
Bence elimizde Irak Savaşı ve benzerlerini önlemek için yeterli hukuki temel var. Üzerine inşa etmemiz gerektiğine katılıyorum, ama bence seneler içerisinde gelişmiş hukuk anlayışını bozup baştan inşa etmeye çalışmak anlamsız. Ancak, Birleşmiş Milletler konusunu ayrı tutmak lazım. Özellikle de beş nihai üyesi olan Güvenlik Konseyi çok sorunlu bir oluşum.
Suç olgusu ve demokrasiye gelince, bu iki kavramın birbiriyle bağlantılı olduğunu, demokrasinin suç olgusundan bağımsız sağlanamayacağını düşünüyorum.
Sanırım oturumların çoğunu izlediniz. Uluslararası hukukçu kimliğinizi bir yana bırakacak olursak, mahkemenin genel havasını, katılımı, katılımcıları nasıl buldunuz?
Mahkemeden ve katılımdan çok etkilendim. Bence, mahkeme farklı görüşten bir sürü insanı bir araya getirdi. Özellikle de, Iraklı görgü tanıklarının orada olması çok önemliydi. Irak'tan savaşla ilgili sesler duymak neredeyse imkansız, bu yüzden görgü tanıklarının varlığı hepimiz için büyük bir şanstı. Mahkemede çok uzun süre kopmayacak bağlar kurulduğuna inanıyorum.
Kararın açıklanması için yapılan basın açıklamasında mahkemenin uluslararası basında fazla yer almadığı gündeme geldi. Mahkemenin yankılarını uluslararası basından takip etme şansınız oldu mu?
Amerika'da Dünya Irak Mahkemesi'nden bihaber bir sürü insanın olması şaşırtıcı değil diye düşünüyorum. Avrupa basını konusunda fazla bir fikrim yok, ama mahkemeyi Amerikan basınından takip etmeye çalıştım. Bağımsız ve küçük okuyucu kitlelerine sahip gazetelerde mahkeme haberleri yer aldı, ancak büyük gazetelerin hiç birinde yoktu. İlginç olan, büyük gazetelerin, mahkemeyi küçümser bir tavırla, son sayfa haberi olarak bile vermemiş olması. Mahkeme haberleri tamamen es geçildi. Hayal kırıklığına uğradım, ancak şaşırdığımı söyleyemem. (EK/TK)
* Lisans eğitimini UC Berkley üniversitesinde yapan Virginia Brown Keyder,hukuk eğitimini ise Kanada'da McGill Üniversitesi'nde yaptı. Uluslararası hukuk uzmanı Keyder, birinci dönem Binghamton Üniversitesi'nde, ikinci dönem ise Sabancı Üniversitesi'nde ders veriyor.