Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Almanya Komitesi sekizi Türkiyeli on kişinin öldürülmesiyle ilgili görülen Neo-Nazi davasında Türkiye medyasına da akreditasyon verilmesi çağrısında bulundu. Avrupa Sürgünler Meclisi de uygulamanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
IPI Almanya Komitesi Başkanı Carl-Eugen Eberle açıklamasında Münih mahkemesinin 50 kişilik akreditasyonu “önce gelen kapar” mantığıyla dağıttığını, bu sebeple Türkiye medyasının da içinde bulunduğu yabancı basının habere erişiminin imkanının kalmadığını belirtti.
IPI: Mahkeme yabancı medyaya izin vermeli
Eberle özellikle Türkiye medyası olmak üzere yabancı medyaya da Münih’te görülen Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davasında akreditasyon verilmesi istendi.
“Mahkeme akreditasyonları belirlerken maktullerin çoğunun Türkiyeli olması dolayısıyla bu konuya Türkiye medyasının da büyük ilgi göstereceğini hesaba katmalıydı."
Eberle, Almanya başbakanı Angela Merkel’in Türkiye ziyaretinde hapis gazeteciler ile ilgili sorusunu hatırlatarak “Bu durumda Almanya mahkemesi ifade özgürlüğünü ihlal etmekle eleştirilmesi çok talihsiz olacaktır” dedi.
Eberle pratik bir çözüm olarak başka bir mahkeme salonuna duruşmanın canlı yayınlanmasını önerdi. Yayın başka bir mahkeme salonuna yapılacağı için halka açık olmayacak dolayısıyla hukuka aykırı düşmeyecek.
"Uygulama eşitlik ilkesine aykırı"
Avrupa Sürgünler Meclisi de yayımladıkları basın açıklamasında uygulamanın “eşitlik ilkesinin” ve göçmen medya için sabit yer uygulamasının göz ardı edildiğini, davanın tarafsızlığına gölge düşürdüğünü söyledi.
“Bavyera Anayasa ve Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi Başkanı Karl Huber davanın izlenmesi için onaylanan elli kişilik gazeteci listesinin kesinlikle değişmeyeceğini belirterek bu ayrımcı, hukuk dışı uygulamayı savunmuştur.
“Almanya’nın yargı güvenirliğine gölge düşüren bu karar derhal geri alınmalıdır. Tersi durumda Almanya, büyük bir hukuki skandala imza atmış olacaktır. Ve bu da ırkçılıkla hesaplaşma noktasında Almanya’nın güvenirliğini tartışma konusu yapacaktır.
“Avrupa’da yaşayan Sürgünler olarak NSU davasının takipçisi olacağız. Ülkesini hangi gerekçeyle olursa olsun terk etmek zorunda kalan göçmenlerin sürgünlük koşullarında yaşadıkları zorluklara karşı sessiz kalmayacağız.
“Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin Göçmen Medya’ya karşı uyguladğı ayrımcı ve anti-demokratik uygulamayı şiddetle kınadığımızı açıklıyoruz.
“Bu anti - demokratik kararı, Solingen ve Mölln katliamlarının yaşandığı bir ülkenin Yargısı için yüz karası olarak değerlendiriyoruz.”
Avrupa Sürgünler sivil toplum örgütleri ve demokrat partilerin liderlerine ve partilerine çağrı yaparak mahkemenin tarafsızlığının tartışmaya ve Almanya medyasını da mahkemeyi protesto etmeye çağırdı. (EA)