Riskli alan da ilan edilen ve uzun süredir kentsel dönüşüme karşı mücadele eden Okmeydanı mahallesini kapsayan 1/1000 ve 1/5000'lik imar planlarının mahkeme yürütmesini durdurdu.
Mahalleli daha önce de 1997'de Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken hazırlanan imar planını mahkemede iptal ettirmişti.
2013 yılında dönemin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) meclis üyeleri Halil Özer ve Ali Rıza Yakupoğlu planlarla ilgili yürütmeyi durdurma davası açmıştı.
bianet'e konuşan avukat Ali Rıza Kaplan, İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararının UYAP'a düştüğünü ancak henüz taraflara resmi olarak tebliğ edilmediğini doğruladı.
İmar planlarına Okmeydanı Çevre Derneği üyeleri de farklı davalar açtı, bu davalar henüz sonuçlanmadı.
Riskli alan ilan edilmişti
Okmeydanı uzun yıllardır yıkım tehdidi altında yaşıyor. Beyoğlu Belediyesi'nin hazırladığı kentsel dönüşüm projesi mahalledeki endişeyi arttırmıştı.
Üstüne 2 Haziran 2014'te Beyoğlu Belediye Meclisi'nde 6306 sayılı afet yasası kapsamında mahallenin riskli alan ilan edilmesi endişeleri daha çok arttırdı.
Belediyenin riskli alan kararına muhalefet eden CHP'nin tek imar komisyonu üyesi İrfan Karakuş, kendilerine mahallenin deprem riskine dair hiçbir bilimsel rapor göstermediklerini belirtmişti.
Riskli karara göre, söz konusu riskli alanda Okmeydanı'na bağlı Fetihtepe, Kaptanpaşa, Keçecipiri, Piripaşa ve Piyalepaşa mahallesinde 5 bin 500 bina yani 24 bin bağımsız birim yer alıyor. Toplamda 82 bin kişi yaşıyor.
Yıllardır tapu almak için mücadele eden mahalleli, kentsel dönüşüm sürecinde evinden kovulmaktan korkuyor. Bu yüzden de belediyeden yasal haklarını koruyan bir taahütname imzalanmasını istiyor. Ancak belediye taahütnameyi imzalamamakta ısrarlı. (NV)
Mahalle nasıl oluştu?Okmeydanı'na 1950'lerde mahallenin anlatımına göre "tarla ve dutluk" olan alana Türkiye'nin her yerinden ekonomik sebeplerle göç başlamış. Mahalleli belediyenin gözü önünde tarlaları satın alıp "kaçak" ev yaptırmış. Yaşanmayacak haldeki mahallelere yavaş yavaş yol, su elektrik her türlü alt yapı hizmeti verilmiş, vergiler de alınmaya başlamış. Her seçim öncesinde siyasetçiler "Bana oy verin, tapuları vereceğiz" diye söz vermiş. 1983'te ise dosyalar hazırlanmış, Ziraat Bankası'na 2 bin lira ödenip sonradan tapuya dönüşecek tapu tahsis belgeleri alınmış. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen mahalleli tapusunu alamadı. Bu arada mahalleye göç hiç bitmedi; özellikle 1990 sonrasında doğu ve güneydoğu bölgesinden birçok kişi "zorunlu göç"le hala mahalleye yerleşmeye devam ediyor. Mahalle konfeksiyon atölyeleri, marketi, kuaförü dükkanlarıyla bir sistem kurmuş. Çoğu asgari ücret ya da emekli maaşı ile geçiniyor. |