* Fotoğraf: Anadolu Ajansı.
İmam Hatip lisesi mezunu bir arkadaşına yaptığı şaka nedeniyle hedef gösterilip dört gün tutuklu kalan şarkıcı Gülşen'in davası, bugün İstanbul 11'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada verilen aradan sonra, Gülşen'in avukatları Altın Mimir ve Celal Ülgen, adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına yönelik taleplerini yineledi.
Mahkeme, Gülşen'in avukatlarının derhal beraat kararı talebinin reddine, dosyaya sunulan görüntülerin bilirkişiye gönderilmesine, Gülşen'in duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.
Gülşen'in imza verme yükümlülüğü şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar veren mahkeme, hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının ise devamına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 21 Aralık 2022'de görülecek.
Mahkemedeki savunmasında konserdeki şakalaşma videosunun dört ay sonra yayınlanmasının 'manidar' olduğu belirten Gülşen, linç ve tutuklama süreci hakkında "Hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum" dedi.
İstanbul başsavcılığının hazırladığı iddianamede şarkıcı Gülşen'in 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlamasıyla üç yıla kadar hapsi isteniyor.
İddianamedeki 702 müşteki arasında İstanbul İmam Hatip Lisesi mezunu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Gaziantep Önder İmam Hatipliler Derneği de var.
"Giyim kuşamım nedeniyle hedef gösterildim"
Diken'den Canan Coşkun'un takip ettiği duruşmada, Gülşen savunmasında özetle şöyle dedi:
"Halkı kin ve düşmanlığa sevk edecek bir tavır kullanmadım. Bu konuda kendi vicdanımda hürüm, üzerime atılı suçu işlemedim ve kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu sıfat nedense hedefe oturtuldu. Yine de değerlerini incitmiş olabileceğini düşündüğüm herkesten samimiyetle özür diledim.
"Sıklıkla tanık olduğumuz sapkınlık zaten kanayan yaramız, ama ben bu yarayı sağduyulu bir vatandaş olarak taşıyorum. Sadece aynı zamanda tanık da değilim, mesleki duruşumun bir bedeli olarak mağduruyum da.
"Kadınlığım, anneliğim, bedenim, eşliğim ve giyim kuşamım nedeniyle sözlü olarak defalarca linç ve istismara uğradım ve hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde özgürce dile getirmekten çekinen biri olmadım. Şu anda da değilim, tekrar etmek isterim ki sahnedeki şaka toplumsal duyarlılığımın bir tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasında geçen bir şakaydı, bir açıklama demeç ya da görüş bildirmek için değildi.
"Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması"
"Ben ne yalan söyleyeyim hayatta Gülşen olarak var olmamın cezalandırılması olarak görüyorum. Maddi kısmını tamamen geçtim, manevi olarak inanılmaz orantısız bedellere maruz bırakıldım. Beş günü Bakırköy cezaevinde, 15 gün evde olmak üzere toplam 20 gün hapis cezası aldım. Ama asıl tutsaklığım çocuğuma kavuşamamaktı.
"Maddi kısmına gelecek olursak, belirsizlik nedeniyle 50 küsur konserim iptal edildi. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Bu iptaller madden birçok kişiyi de etkilediği için mağduriyetlerini de üstlendim. Yurtdışı konserlerini de yapamıyorum yurtdışı çıkış yasağı nedeniyle. Bu mağduriyetin sona ermesi en büyük dileğim. Bunu ailem, iş arkadaşlarım ve adalet isteyen herkes için istiyorum."
Ne olmuştu?Şarkıcı Gülşen, Nisan ayındaki konserinde ekibinden bir arkadaşıyla şakalaştığı videodaki sözleri nedeniyle, sosyal medyada ve iktidar partililerce hedef gösterildi. |
(TY)