Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Teatra Jiyana Nû (Yeni Yaşam Tiyatrosu)’nun “Bêrû” adlı oyununun Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasının ardından, grubun oyuncularından Ömer Şahin avukatları aracılığıyla yürütmenin durdurulması için İstanbul 10. İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
TIKLAYIN - İBB'de sahnelenecek ilk Kürtçe oyuna kaymakamlık yasağı
TIKLAYIN - İBB Şehir Tiyatroları'nda Kürtçe bir oyun daha
Mahkeme heyeti dün (27 Ekim 2020) dosyayı görüşerek Gaziosmanpaşa Kaymakamlığının savunmasının aldıktan sonra karar vereceğine hükmetti. Ayrıca Kaymakamlıktan dava konusu işlemin dayanağını oluşturan tüm belge ve bilgileri içeren işlem dosyasının okunaklı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesine karar verdi.
Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın 30 gün içerisinde savunmasını göndermesi gerekiyor.
"İç hukuk yolları tükenirse AİHM’e gideceğiz"
Avukat Ramazan Demir, yerel mahkemelerden çıkacak olumsuz karar doğrultusunda önce Anayasa Mahkemesi ardından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’e başvuracaklarını söyledi.
Ömer Şahin ayrıca "iş ve kazanç kaybı nedeniyle 5.000,00 TL maddi ve manevi kayıplara yönelik 10.000,00 TL manevi tazminat" talebinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın pandemi döneminde destek amacıyla sahnelerini özel tiyatrolara açma kararı almıştı. Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde yer alan Teatra Jiyana Nû da Dario Fo’nun “Bêrû” (Yüzsüz) adlı oyunu ile başvurmuştu. 13 Ekim tarihinde Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde sahnelenmesi beklenen oyun, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı’nın “Kamu Güvenliği” gerekçesi ile aldığı karar sonucunda yasaklanmıştı.
TIKLAYIN - İBB Şehir Tiyatroları'nın Ekim programında Kürtçe bir oyun
16 Ekim tarihinde mahkemeye başvuruldu
TJN oyuncuları 16 Ekim tarihinde avukatları aracılığıyla mahkemeye başvurdu. Dava dilekçesinde oyunun Türkiye’de ve yurtdışında pek çok kez oynandığı ve Moskova Uluslararası Tiyatro Festivali’nde “en iyi oyun ödülü” aldığı belirtildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) düşünce ve ifade özgürlüğü ile ilgili aldığı kararlara atıflarda bulunarak, “Anayasa’nın 26. maddesinin ilk fıkrasının ikinci cümlesi fikir alma serbestisini koruduğunu belirtmekte ve bu hususu açıkça ortaya koymaktadır” denildi.
Anayasa’nın sanat özgürlüğünü düzenleyen 27. Maddesi’ne gönderme yapılarak “söz konusu hakkın sanatı öğrenmeyi içerdiğini de açıkça düzenlemekte olduğuna” yasak kararının oyuncuların ifade özgürlüğü ve sanat özgürlüğü haklarına güncel müdahale” anlamına geldiği ifade edildi.
"Kürtçe oyun olması sebebiyle yasaklandı"
Dava dilekçesinde AİHM’in çeşitli dönemlerde aldığı kararlar örnek gösterilerek 2007 yılında yine aynı grubun Kürtçe oyununun aynı gerekçe ile yasaklanmasına dair verdiği karara (Ulusoy ve diğerleri v. Türkiye, Başvuru No. 34797/03, 03.05.2007, para. 48-49) atıf yapıldı.
Hükümetin o dönem “yasaklama kararının oyunun Kürtçe olması sebebiyle yasaklanmadığını ileri” sürmesinin AİHM tarafından inandırıcı bulunmadığı belirtilen başvuru dilekçesinde, “Gaziosmapaşa Emniyet Müdürlüğü’nün ve Kaymakamlığı’nın kamu düzeninin bozulması ve İstanbul Valiliği’nin örgüt propagandası yapıldığı gerekçesi, yasaklama kararında gerekçelendirilmemiştir" denildi.
“Bu koşullarda geriye sadece, oyunun Kürtçe olması ve yıllar sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde devlet tiyatrolarında oynanacak ilk Kürtçe oyun olması gerekçesi kalmaktadır. Daha önce defalarca kez Türkçe ve Kürtçe oynanan ve bu zamana kadar hiçbir adli ya da idari yasak kararına konu olmayan bir tiyatro oyununun, yıllar sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden ve süresiz olarak yasaklanması, İHAS’ın 14. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağının da açık bir şekilde ihlalidir.”
Oyunun yasaklanmasının pandemi sürecinde zor günler geçiren tiyatro topluğunun ekonomik gelirini etkilediği belirtilen başvuru dilekçesinde, yasak kararı “mülkiyet hakkını ihlal etmektedir” denilerek mahkemeden yürütmenin durdurulması talep edildi. (FD)