Haberin İngilizcesi için tıklayın
Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan üç akademisyen Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 28. Ağır Ceza Mahkeme’sinde (ACM) devam etti.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji bölümünden Yrd. Doç. Dr. Bülent Küçük ile Prof. Dr. B.K., Tarih bölümünden Doç. Dr. Çiğdem Kafescioğlu ile Prof. Dr. N.N, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden Yrd. Doç. Dr. O.A, Psikoloji bölümünden Prof. Dr. Güler Fişek ve Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden Dr. Gaye Yılmaz ikinci duruşmalarına çıktı.
N.N. ve Çiğdem Kafescioğlu mazeret bildirerek duruşmalarına katılamadı. Bir sonraki celseleri 18 Eylül'de görülecek. Diğer akademisyenler duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasını yapan B.K.'nin duruşması 25 Eylül'e, O.A.'nın 26 Eylül'e, Küçük ve Yılmaz'ın duruşmaları ise 18 Eylül'e ertelendi.
Mahkeme heyeti duruşmalardaki bütün talepleri reddetti. Mahkeme başkanı Ersin Özaslan, Prof. Dr. Güler Fişek'in duruşması sırasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda talebi olup olmadığını sordu. Fişek şu aşamada sadece derhal beraat talebi olduğunu söyledi. Başkan aynı soruyu avukat Meriç Eyüboğlu'na sordu. Eyüboğlu da daha sonra yanıtlayacaklarını söyledi.
Bunun üzerine fikir beyan edilmesi konusunda ısrar etti. Ancak Eyüboğlu kabul etmedi. Başkan yaşanan diyaloğu zabıta eksik geçirdiği için Eyüboğlu müdahale etti. Mahkeme başkanı güvenlikleri çağırarak avukat ve seyircileri dışarı attırmak istedi. Ancak izleyiciler ve avukat çıkmamak için direnince heyet duruşma salonunu terk etti.
Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
İmzacı akademisyenlere yönelik davalar, 5 Aralık 2017'de başladı. 30 Mayıs itibariyle 241 akademisyenin ilk duruşmaları görülürken içlerinden 13 kişinin davasında karar açıklandı. 13 akademisyen için de 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Galatasaray Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel’in cezası dışında bütün cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Akademisyen yargılamalarında kararlara buradan ulaşabilirsiniz.
Mahkeme heyeti şu isimlerden oluştu: Başkan: Ersin Özaslan; Üyeler: Muhsin Onay, Ünsal Kudu; Savcı: Mehmet İlker Durmaz.
1. duruşma
Dr. Gaye Yılmaz duruşma salonunda hazır bulundu. Yılmaz savunmasının hazır olduğunu belirterek yazılı ve sözlü olarak mahkemeye sundu ve derhal beraatini talep etti:
"Elde ettiğimiz bulgular bize bir toplumun en donanımlı, en örgütlü ve en güçlü organının Devlet olduğunu göstermektedir. Fakat Devlet sadece savaşma konusunda değil, diyalog ve müzakere süreçlerini başlatma ve sürdürme açısından da en üst güce sahiptir. Bildiri, Devletin bu gücüne rağmen, savaşmayı seçip, kendi vatandaşlarına sivilleri gözetmeden ağır silahlarla saldırmasını eleştirmekte ve barışçı çözüm yollarını işaret etmektedir."
TIKLAYIN - Gaye Yılmaz'ın Beyanı
Başkan: Ne kadar sürecek savunma?
Avukat Metin Sezgin söz alarak avukat İnayet Aksu ile iş bölümü halinde savunma yapacaklarını söyledi. Mahkeme başkanı, "Ne kadar sürecek, parça parça akşama kadar süremez yani" diye yanıtladı. Sezgin, akademide imzalanan birçok metin gibi söz konusu metnin de ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönünde beyanlarda bulundu:
"Ortada söz konusu bildiri nedeniyle bir zarar yoktur. Bu iddianame kapsamında yer alan 225 sözcük devletler nezdinde tehlike oluşurmaz. İddianamede açıkça toplumun bir tarafından kabul edilmiş görüşler suç ilan edilmiştir. Kanaatimce ifade hürriyeti kapsamı dışında değerlendirilemez. Aksi kanaatteyseniz hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebimiz var."
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği takdirde, kişi aynı suçu beş yıl içinde tekrarlamadığı takdirde hüküm ortadan kaldırılıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231’deki düzenlemede şu ifadeler öne çıkıyor. “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar.” |
Duruşma ertelendi
Avukat İnayet Aksu söz alarak çözüm sürecini düzenleyen ve bizzat bu tamlamayı da içeren “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair” yürürlükteki kanundan söz etti.
"Akademisyenler bu kanunun kapsamıve içeriğinden aldıkları güvenceyle eleştirisini sunmuş ve muhatabı olan hükümete çağrı yapmıştır" dedi. Derhal beraat talebinde bulundu.
"Bu davalarda olsa olsa TCK 301 yönünden yargılama yapılabilir" diyen Aksu, diğer mahkeme kararlarına atıfla yargılamanın 13. ACM'de devam eden dört akademisyenin dosyasında olduğu gibi, Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 301'e göre devam etmesini talep etti.
TIKLAYIN - Mahkeme 301'den Soruşturma İzni İstedi
13. ACM’deki dosya Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Barış İçin Akademisyenlerin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle haklarında TMK 7/2'den açılan davada, savcının talebi üzerine Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılama yapılması için Adalet Bakanlığı'na yargılama izni için başvuruldu. Henüz yanıt gelmedi. Dört akademisyenin yargılaması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. TCK 301 Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır. Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. |
Mahkeme heyeti kovuşturmanın genişletilmesi talebi bulunmadığı takdirde esas hakkında mütalaasını sunmak üzere dosyanın iddia makamına gönderilmesine, bu nedenle duruşmanın 18 Eylül, 09.20'ye bırakılmasına karar verdi.
2. duruşma
Yrd. Doç. Dr. Bülent Küçük duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasını sözlü ve yazılı olarak mahkemeye sunan Küçük derhal beraat talebinde bulundu.
TIKLAYIN - Bülent Küçük'ün Beyanı
Avukat Handan Küçük söz alarak derhal beraate ilişkin taleplerini sundu. Küçük, sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı dönemde hazırlanan ulusal ve uluslararası raporlardan veriler sundu. "İddianamede iddia edidiği üzere metinde gerçekliği ter yüz etmek, yalan beyanda bulunmak söz konusu değildir" diye konuştu. TCK 301. maddesi yönünden yargılama yapılması ve hayatını kaybeden insanlarla ilgili soruşturma makamlarından bilgi istenmesi talebinde bulundu.
Mahkeme başkanı "Burası bu kadar uzun süre savunma yapılacak yer değil" diyerek avukatın sözünü kesti. Heyet talepleri "eylemin iddianamede açıklandığı" gerekçesiyle TCK 301 talebini, "dosyaya bir katkı sağlamayacağı" gerekçesiyle soruşturma makamlarından bilgi alınması talebini reddetti.
Bir sonraki duruşma 18 Eylül'de görülecek.
3. duruşma
Prof. Dr. B.K. duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasında "Ben kızımla burada mutlu, huzurlu ve güvende yaşarken ölümleri sadece haberlerde okuyup geçmek utanç duymama neden oluyordu. Kızımın ve bütün çocukların demokratik, özgür bir ülkede büyümesini istiyorum. Bir bilim insanı olarak şiddetin ve terörün her türlüsüne karşıyım" diye konuştu. Beraatini talep etti.
Avukat Eren Kaptan "Herhangi bir terör örgütü propagandasını yapma kastı yoktur. Sadece ölümlerin durması amacıyla yapılan basit bir barış talebidir" dedi. TCK 301. maddesine göre yargılamaya devam edilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti talepleri reddetti. Bir sonraki duruşma 25 Eylül 09.40'da görülecek.
4. duruşma
Yrd. Doç. Dr. O.A. duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasında "Metne yalnızca barış istemek niyetiyle ve vicdanımla imza verdim. Özünde barış olan bu metni imzalamakta bir sakınca görmedim. Aksi durmak varoluşuma ve dünya görüşüme aykırı olurdu. Buna başka niyetler atfedilmesinin hiçbir somut gerekçesi yoktur" ifadelerini kullandı. Derhal beraatini istedi.
Avukat Eren Kaptan ve Ebru Demiralp bir önceki duruşmadaki talep ve beyanlarını tekrarladı. Mahkeme heyeti talepleri reddederek duruşmayı 26 Eylül'e erteledi.
5. duruşma
Prof. Dr. Güler Fişek duruşma salonunda hazır bulundu. Savunmasının hazır olmadığını belirterek derhal beraat talebinde bulundu. Mahkeme başkanı sanığa hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda fikrini sordu. Ardından avukat Meriç Eyüboğlu'na dönerek aynı soruyu yöneltti.
Eyüboğlu "Daha sonra cevap vereceğiz" diye yanıtladı. Başkan "Daha sonra cevap veririz diye bir şey yok" dedi. Eyüboğlu "Öyle bir şey yok, daha sonra da söyleyebilir ama biz zaten müvekkilimle konuşmadık da" dedi. Başkan "şimdi" konuşmalarını söyedi.
Eyüboğlu "Şu an duruşma sırasında konuşamayız" dedi ve müvekkiline bakarak "Daha sonra cevap vereceğiz" dedi.
Başkandan duruşma zaptına müdahale
Mahkeme başkanı duruşma zaptına "Avukat kendisine sorulmadığı halde müvekkiline 'cevap verme' şeklinde talimat vermiş müvekkili de 'cevap vermiyorum' demiştir" diye yazdırdı. Eyüboğlu itiraz ederek "Hayır, siz soruyu bana sordunuz. Ben siz söz vermeden araya girmedim. Kaldı ki müvekkilim de 'cevap vermiyorum' demedi yanlış yazdırdınız" dedi.
Eyüboğlu zaptın düzeltilmesi için ısrar etti ancak mahkeme başkanı reddetti. Eyüboğlu, "Madem böyle geçirdiniz benim itrazımı, anlatımımı da zabıta geçmeniz gerekir" diye konuştu. Başkan "Siz savunma için konuşurken beyan edersiniz" dedi. Eyüboğlu "İyi de sözü bana verdiniz savunma için konuşurken şu an beyan ediyorum. Müvekkilime sen diye hitap edebilirsiniz, kendinizde bana bağırma hakkı bulabilirsiniz, bizden daha yukarıda oturuyor ve bir otoriteyi temsil ediyor olabilirsiniz ama bu zabıta yazdırdıklarınızın doğru olduğu anlamına gelmiyor. Hatalı yazdırdığınız için itiraz etme hakkımız var" diye yanıtladı.
Seyircilerin çıkarılmasını istedi
Başkan bunun üzerine "Güvenlikleri çağırın avukatı dışarı atacağım" dedi. Eyüboğlu başkana "Çıkmıyorum. Hangi nedenle beni dışarı çıkarıyorsunuz" diye sordu. Başkan duruşma zaptına "Avukatın duruşma nizamını bozduğu gerekçesiyle dışarı çıkarılmasına karar verildi" yazdırdı. Ardından "Seyircileri de çıkarın" dedi.
Üye: Fiziki müdahaleyle çıkarırsın
Güvenlik görevlileri duruşma salonuna girdi. Duruşmayı izleyenler "Burada subjektif bir şey var ne olacağını merak ediyoruz", "Söylenenilenler zapta doğru geçmiyor, endişe ediyoruz", "Duruşma aleni değil mi" gibi gerekçelerle itiraz ederek çıkmak istemedi. İzleyiciler salonu terk etmeyince mahkeme heyeti cübbelerini çıkarıp salonu terk ederken üyelerden biri "Bayan güvenliği getirisin fiziki müdahaleyle çıkarırsın" diyerek güvenliğe tepki gösterdi.
İzleyiciler tutanak tutturdu
İzleyiciler barikatın dışarısına çıkarılana kadar duruşmaya ara verildi. Aranın ardından salona hem avukat hem de müvekkili alınmadı. Duruşmanın 2 Ekim'e ertelendiğini mübaşir bildirdi.
Yaşananlar üzerine duruşma salonunda olanlar tanıklık ettikleri hale ilişkin yazılı tutanak tutturdular.
6. ve 7. duruşmalar
Doç. Dr. Çiğdem Kafescioğlu ve Prof. Dr. N.N. ile avukatları Erdal Doğan mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti, sanıklar ve avukatlarının mazeretini kabul ederek duruşmayı 18 Eylül'e erteledi.
Ne olmuştu? 10 Ocak 2016'da "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin (BAK) "Bu Suça Ortak Olmayacağız" bildirisi 1128 akademisyenin imzası ile yayınladı. Sonraki katılımlarla imza sayısı 2212 oldu. Akademisyenler hakkında Savcı İsmet Bozkurt’un hazırladığı iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) “örgüt propogandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. 30 Mayıs itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 241 oldu. 13 akademisyen 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum oldu. Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel'in cezası hariç cezalarda hükmün açıklanması geri bırakıldı. Üstel’in cezasının ertelememe gerekçesi olarak "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmediği" ve "mahkemede suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı" gösterildi. TIKLAYIN - Akademisyen yargılamalarında cezalar Barış akademisyenleri 10 Mart 2016’da “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisi nedeniyle yaşadıklarını basın toplantısında paylaştılar. Toplantıda açıklamaları yapan Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy (15 Mart 2016) ile Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı (31 Mart 2016) TMK 7/2'de düzenlenen “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandılar, 22 Nisan 2016’da serbest bırakıldılar. Savcının talebi üzerine Adalet Bakanlığı “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama"yı düzenleyen TCK 301. maddeden yargılanma izni verdi. Dava sürüyor. Akademisyen yargılamaları haberlerinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz. |
(TP)