Gümüşsuyu'nda CVK şirketine ait inşattı süren Park Oteli'nin yedinci katında işçilerin kaldıkları çadırda gaz sobasından çıktığı söylenen yangında yaralanan ya da ölen olmadı; yangın bir süre sonra söndürüldü.
Geçen ay, yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen devam eden inşaat nedeniyle, mahalle 10 aydır uyuyamıyor, işçiler de yaşam koşullarından şikayetçi.
Yangının ardından inşaatın önünde bianet'e konuşan işçiler çok öfkeliydi.
İşçilerden biri "20 kişilik naylon çadırlarda, işçiler koyun gibi yaşıyor. Derme çatma tesisat sisteminde ısındıkları sobanın bir süre sonra çok ısınan kabloların tutuştuğunu düşünüyoruz" dedi.
Denetim olmuyor mu sorumu ise "Gelin içerideki rezilliği görün, burada insan yaşar mı?" diye cevapladılar.
Ancak bırakın içeri girmeyi, inşaatta çalışanlardan dışarıdan fotoğraf çekmemden bile rahatsız oldu. Sorunlarını anlatmak isteyen iİşçilerle konuşmam diğer işçilerin müdahalesiyle engellendi; çünkü "İnşaat sorumluları her an gelebilirdi!".
Park Oteli'nin inşaatı nedeniyle mahalleli "Gümüşsuyu Park Oteli Mağdurları" grubunu kurarak, geceleri uyuyamadıklarını söyleyerek 12'den sonra çalışma yapılmaması için nöbet tutuyordu. Her gece polisi arıyorlardı.
Valilik, Belediye, Kaymakamlık her yere onlarca kişi başvurdu. Kaymakamlık saat 12'ye kadar izin belgesi verdiğini söyledi ancak inşaatlar 24 saat devam ediyor.
Hatta polis çağırdıkları bir gece inşaattan üstlerine dolu bir şişe atıldı ancak polis "Biz bir şey yapamıyoruz" dedi. Mahalleli suç duyurusunda bulundu, bir şey yapılmadı.
Valilik, Belediye, Kaymakamlık hepsi sorumluluğu birbirine attı.
Yangın denetimsizliğin göstergesi
İnşaatın karşısında oturan Ayşe Gül Altınay, tüm şikayetlere rağmen inşaatta daha da gürültülü çalışıldığını söylüyor.
"24 saat boyunca hiç durmadan çalışıyorlar. Gecenin 3'ünde, hem de iki çekiç sesi falan değil, 50 işçiyle beton makineleriyle. 10 aydır uyuyamıyoruz ve kimse şikayetlerimizi dinlemiyor. Bazen gece boyu durmadan polisi arıyorum ancak yanıt alamıyorum. Zaten gelseler de 'Bu inşaatı yapanlar yüksek yerlerden bir şey yapamayız' diyorlar. İnşaatın sahibi Kayserili, Abdullah Gül'ün bir tanıdığı olduğu söyleniyor.
"İnşaatın etrafında güvenlik perdesi yok, geçen gün iki metre ötemde inşaattan parça düştü. Bunun yanında işçilerin de çalışma güvenliği yok; gecenin karanlığında ışıksız ıslak zeminde çalışıyorlar.
"Bu mesele sadece mahallelinin uyuma hakkıyla da ilgili değil; İstanbul'un ortasında kocaman bir inşaatın ne kadar denetimsiz yapıldığını gösteriyor. Zaten bu yangın bu denetimsizliğin dışa vurumu."
Başka bir mahalleli Umut Dolu da Belediye'ye yazdığı "Bu inşaatın denetimini nasıl sağlıyorsunuz" sorusuna 1,5 ay gecikmeli olarak "12'den sonra inşaat yapılamaz" cevabı aldığını ancak denetime dair bir yanıt alamadığını söylüyor "bu yangın da denetimsizliğin bir göstergesi" diye ekliyor.
TMMOB Şehir Plancıları Odası, Kültür ve Turizm Bakanlığı inşaatın planını onayladıktan sonra, yapılaşma koşulları ile yakın çevresindeki tarihi-kentsel doku ve İstanbul silueti üzerindeki olumsuz etkileri, yapı ve nüfus yoğunluğu ile birlikte bölgeye getireceği trafik yükü nedeniyle dava açtı.
Danıştay 6. Daire de 20 Eylül'de inşaata yürütmeyi durdurma kararı verdi. (NV)