Devlet teşvikleri ile ekoloji tahribatına yol açacak projelerin önünü açan Madde 80, yüzden fazla sivil toplum örgütü ve ekoloji örgütünün çağrısı ile bugün Galatasaray Meydanı ve Türkiye'nin farklı illerinde protesto edildi.
Meclis'te kabul edilen Madde 80 ile ile beraber Bakanlar Kurulu, Ekonomi Bakanlığı’nın önerdiği projelere, vergi, teşvikler, arazi ve bina tahsisi, denetim ve onay süreçleri ile üretim maliyetlerini yüklenme alanlarında destekler verebilecek.
Ekoloji örgütleri, bu tarz teşviklerin ekoloji tahribatına yol açacak projelerin önünü açacağını ve denetimden muaf tutarak maliyetini de halkın üzerine yıkacağını belirtiyor.
"Doğal varlıklar meta olacak"
Rize'deki madde 80 eylemi
Galatasaray Lisesi önünde toplanan grubun okuduğı basın açıklamasında söz konusu yasanın Anayasa Mahkemesi'ne götürüleceği belirtilerek şöyle dendi:
* Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6745 sayılı kanun içinde yer alan bu yıkım aracı madde, hayatın akışını bir şirket faaliyetine dönüştürmekte, ülkenin tüm doğal varlıklarını itirazsız meta hâline getirmektedir.
* Madde 80 ile Ülkemizin mevcut veya gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlarını karşılama, arz güvenliğini sağlama, dışa bağımlılığını azaltma, teknolojik dönüşümünü sağlama’ gibi millî değerler gerekçe gösterilerek, hukuksuzluk meşrulaştırılacak; talan, “Stratejik Yatırım” adıyla put haline getirilecek.
"Yargı yolu önden kapatılacak"
Antalya'daki eylemden
* Madde 80 ile şirketlere Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş teşvikler verilerek, projelere muafiyetler sağlanacak, işletilen idari prosedürler ve idari işlemler Bakanlar Kurulu kararıyla ortadan kaldırılabilecek.
* Madde 80 ile kıra, kente ve canlı yaşamına telafisi imkânsız ekolojik yıkımlar getirecek olan, plan ve şehircilik ilkelerine aykırı projelere; ruhsatsız, imar izinsiz, ÇED’siz ve yargı yolu önden kapatılmış olarak başlanabilecek.
"Yaban hayatı zarar görecek"
Ordu'daki eylemden
* Madde 80 ile ticarî yatırımların “Stratejik Gerekliliği ve Aciliyeti” bağlamında, Türkiye’nin dereleri, kıyıları, denizleri, ormanları, ovaları, yaylaları, kültür mirasları Bakanlar Kurulu'nun keyfine, her şeye para gözüyle bakanların insafına terk edilecek.
* Devam eden ve tamamlanan benzer projelerle, daha önce defalarca örneklerini gördüğümüz üzere, doğayla birlikte kent ekosisteminin de olmazsa olmaz unsurlarından olan yaban hayvanlarının yaşam alanları, taraf olunan Uluslararası Sözleşmelere ve Ulusal Mevzuata rağmen talan edilecek; zorunlu göçe tâbii tutulan yaban hayvanlarına verilen tüm zararlar, hem kırda hem kentte telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratacak.
* Hâlihazırda kentsel dönüşüm kılıfı altındaki kent yağması hızlanacak; parklardan deprem toplanma alanlarına, sahillerden kültürel ve tarihî eserlere, müştereklerimiz yine bu madde ışığında rahatlıkla ranta açılacak. (NV)