Macaristanlı Roman öğretmen ve LGBTİ+ hakları aktivisti Géza Buzás-Hábel hakkında, 4 Ekim 2025’te Pécs’te düzenlenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü nedeniyle 28 Ekim’de soruşturma başlatıldı.
Soruşturmanın gerekçesi, Buzás-Hábel’in “kanuna aykırı toplantı düzenlediği” iddiası. Buzás-Hábel suçlu bulunursa bir yıla kadar hapis cezası alabilir.
Budapeşte dışındaki 5. Onur Yürüyüşü’nden yalnızca birkaç hafta sonra başlatılan hukuki süreç, Avrupa Roman Hakları Merkezi’nin (ERRC) aktardığına göre, Avrupa Birliği (AB) tarihinde bir ilk. Avrupa Pride Organizatörleri Birliği de durumu “AB’de eşi benzeri görülmemiş bir adım” olarak değerlendiriyor.
Bu nedenle dava, Avrupa’da sivil haklar açısından emsal niteliğinde ve önemli bir uyarı olarak görülüyor.
Macaristan’daki sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları, Pécs’te yürütülen soruşturmanın olağanüstü hızlı ilerlediğini, bunun da sürecin politik saiklerle yürütüldüğünü ve insanların barışçıl toplanma haklarını kullanmasını caydırmayı amaçladığını gösterdiğini belirtiyor.
Buzás-Hábel, ifadesinde eylemlerini inkâr etmediğini; ancak temel bir hakkı kullandığı için suçlu sayılmaması gerektiğini belirtti.
Dava emsal olabilir
Sürecin hızlı ilerlemesinin nedenlerinden birinin kendisine yönelik üç ayrı şikâyet bulunması olduğunu söyleyen Buzás-Hábel, hükümetin onu, caydırıcı bir örnek olarak öne çıkarmaya çalıştığını ve olası kararın seçimlerden önce verilmesinin hedeflendiğini dile getirdi.
Buzás-Hábel, sürecin onu yıldırmadığını ve insan hakları için mücadeleye devam edeceklerini; önümüzdeki yıl “Özgürlüğüm Kimliğim” İnsan Hakları Festivali ile 6. Pécs Gurur Yürüyüşü’nü düzenlemeyi planladıklarını açıkladı.
ERRC, Buzás-Hábel ve benzer durumda olan tüm aktivistlerle dayanışma içinde olduğunu belirterek Avrupa kurumlarını temel hakları korumaya ve gecikmeden harekete geçmeye çağırdı.
Kuruluş, davanın barışçıl toplanma hakkının sınırlandırılması hâlinde diğer Avrupa ülkelerinde de emsal teşkil edebileceğine dikkat çekti.
Uluslararası Af Örgütü’nden çağrı
Uluslararası Af Örgütü (TUR) ise Pécs Cumhuriyet Savcılığı’na yazdığı örnek mektupta davanın, Macaristan’da LGBTİ+ haklarının “yasal süreçlere konu edilmesi” düzeyine taşınmasının ciddi bir endişe yarattığını ifade etti ve şu değerlendirmeye yer verdi:
“Polisin Pécs Onur Yürüyüşü’nü ‘yasaklanmış toplantı’ olarak değerlendirmesi tamamen keyfi ve ayrımcıdır. Bu karar, Nisan 2025’te yürürlüğe giren anti-LGBTİ+ yasasına dayanıyor. Yasa ve yasak, bölgesel ve uluslararası kuruluşlar tarafından insan hakları standartlarına aykırı, gerici ve ayrımcı olarak eleştirilmektedir. Eşitlik, insan hakları ve anma amacıyla düzenlenen barışçıl bir yürüyüş, Macaristan’ın taraf olduğu ulusal ve uluslararası standartlara göre barışçıl toplanma, ifade özgürlüğü ve ayrımcılık yasağı kapsamında korunan bir eylemdir.
Uluslararası toplum, Buzás-Hábel’in durumunu yakından takip ediyor. Bu dava, Macaristan’da LGBTİ+ ifade ve barışçıl toplanma haklarının kısıtlanması açısından ciddi bir endişe kaynağıdır. Onur Yürüyüşü düzenlemek cesaret, dayanışma ve umut eylemidir.
Buzás-Hábel’e yönelik soruşturma, barışçıl toplanma ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere haklarının ihlali anlamına gelir. Bu nedenle, soruşturmanın derhal sonlandırılmasını ve Buzás-Hábel’in sadece temel haklarını kullandığı için herhangi bir yaptırıma maruz kalmamasını talep ediyoruz.”
Yasaya giden süreç
Macaristan, LGBTİ+ hakları konusunda yıllardır ayrımcı adımlar atıyor.
Ülkede 2020 yılında kabul edilen bir yasayla transların yasal olarak tanınma hakkı kaldırılırken, aynı yıl Meclis’te onaylanan bir düzenlemeyle eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi de yasaklandı. 2021’de ise 18 yaş altındakilere eşcinselliğin herhangi bir şekilde tasvir edilmesini engelleyen bir yasa yürürlüğe girdi.
Başbakan Viktor Orbán da son aylarda ülkedeki tüm muhaliflere yönelik baskıları artırarak daha fazla “muhafazakâr yasa” değişikliği planladığını duyurdu.
Orbán hükümeti, LGBTİ+ hakları, medya özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi konularda Avrupa Birliği (AB) ile sık sık karşı karşıya geliyor. Orbán, Batı'nın dayattığını öne sürdüğü “woke ideolojisine” karşı mücadele ettiğini savunarak, Macaristan’da geleneksel aile yapısını ve çocukları koruma söylemini öne çıkarıyor.
Fakat Orbán’ın liderliğindeki Fidesz partisi 2010’dan bu yana iktidarda olmasına rağmen, son anketler Orbán ile eski müttefiki Péter Magyar arasındaki rekabetin giderek sertleştiğini gösteriyor.
Eski Fidesz yetkilisi Péter Magyar, Associated Press’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Orbán’ın yozlaşmış hükümeti, elinde tuttuğu gücü ve kaynakları korumak için her yolu deneyecektir; bundan hiçbir şüphem yok. Bu iktidarın kendini yenilemesi ya da toplumla yeniden bağ kurması mümkün değil. Bu yönetim artık insanlık dışı bir hâl aldı.”
Kaynaklar: European Roma Rights Centre, The European Pride Organisers Association, Amnesty International, Associated Press. (TY)











