Greenpeace Orta ve Doğu Avrupa tarafından yaptırılan yeni bir analiz, Avrupa'nın tatil merkezlerine yapılan özel jet uçuşlarında keskin bir yükseliş olduğunu, özellikle tatil dönemlerinde özel jet uçuşlarında önemli bir artış yaşandığını ortaya koyuyor.
T3 Transportation Think Tank tarafından çalışmaları yürütülen rapora göre, 2023’te 45 lüks destinasyona 117 binden fazla uçuş gerçekleşti ve bu da 520 bin tondan fazla CO2 emisyonuna yol açtı.
Bu özel jet uçuşlarının 1982’si Türkiye’den gerçekleşti ve 11 bin 890 ton CO2 emisyonuna neden oldu.
Özel jetler genellikle iş seyahatleriyle ilişkilendirilse de, veriler uçuşlarda kayda değer bir sezonsal artış olduğunu gösteriyor. Tatil ve eğlence amaçlı seyahatlerin birçok özel jet uçuşunun birincil nedeni olduğunu düşündürüyor. Özel jetler, tipik bir ticari uçağa kıyasla 10 kat daha fazla CO2 yayıyor.
Türkiye’den en çok uçuş Atatürk Havalimanı’ndan
Nice, Cenevre ve Palma de Mallorca özel jet trafiğinin ilk üç destinasyonu olarak ortaya çıkarken, Türkiye’den kalkan jetlerin 2023’te Avrupa’da en fazla tercih ettiği destinasyonlar sırasıyla Yunanistan, Fransa ve İsviçre oldu.
Bu ülkelerde de Türkiye’den giden özel jet uçuşlarında varış noktaları olarak Nice, Atina ve Cenevre şehirleri öne çıktı.
Bu destinasyonlara yapılan tek bir özel jet uçuşu, neredeyse ortalama bir Avrupa vatandaşının yıllık enerji kaynaklı emisyonu kadar karbon salınımına neden oluyor. Araştırma, ultra zenginlerin, iklim krizini nasıl geri dönülemez bir noktaya sürüklediğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Araştırmadan bazı veriler şöyle:
- Avrupa genelinde yazlık destinasyonlara özel jet varışları Temmuz ayında Ocak ayına kıyasla yüzde 250 oranında arttı.
- Özel jet uçuşlarının çoğunluğu yazın Akdeniz, kışın ise Alp bölgesindeki destinasyonları tercih etti.
- Türkiye’den Avrupa'daki tatil destinasyonlarına yapılan özel jet uçuşlarında ilk üç havalimanı İstanbul Atatürk Havalimanı (629 uçuş), Milas-Bodrum Havalimanı (432) ve İstanbul Havalimanı (352). Atatürk Havalimanı'ndan kalkan uçuşlar, Türkiye’deki tüm özel jet uçuşlarının yüzde 31,74’ünü oluşturdu. Bu oran, İstanbul Havalimanı’nda yüzde 17,76 ve Sabiha Gökçen Havalimanı'nda ise yüzde 4,74.
- İstanbul’dan en çok uçuş sırasıyla Nice, Atina ve Cenevre’ye gerçekleşti. İstanbul’un ardından en çok özel jet uçuşunun gerçekleştiği şehir Bodrum Milas Havalimanı ile Muğla oldu. Bodrum’dan kalkan özel jetlerinin en fazla uçtuğu destinasyonlar sırasıyla Atina, Mykonos ve Nice idi.
- Türkiye’den 2023 senesinde Avrupa’ya toplam 1982 özel jet uçuşu gerçekleşirken, Hollanda’dan Avrupa’ya gerçekleşen özel jet uçuşlarının sayısı ise 2 bin 118 oldu. Kişi başına düşen milli gelir sıralamasında Türkiye 72. sırada yer alırken, Hollanda 12. sırada bulunuyor.
- 1.982 özel jet uçuşu yaklaşık 12 bin ton CO2 salınımına neden oldu. Bu da yaklaşık 8 bin fosil yakıtla çalışan aracın yıllık emisyonuna eşdeğer.
- Ortalama bir özel jet tatil uçuşunun CO2 emisyonu (4,46 t CO2), 2023 yılında ortalama bir Avrupa vatandaşının enerji ile ilgili yıllık CO2 emisyonu (5,37 t CO2) kadar yüksek.
"Özel jetler yasaklanmalı"
Greenpeace Türkiye Sosyal Politikalar Kampanya Sorumlusu Elif Şenyurt rapor sonuçlarının gelir eşitsizliği boyutuna da dikkat çekerek şunları söyledi:
“Eğer Türkiye’deki ultra zenginler, Hollanda gibi kişi başına düşen gelirin çok daha yüksek olduğu bir ülke ile benzer sayıda özel jet uçuşu yapıyorsa, bu, Türkiye’deki ultra zenginlerin, toplumsal gelir eşitsizliğini derinleştiren bir yaşam tarzına sahip olduğunu gösterir. Zira, 2023 yılında gerçekleşen 1.982 uçuşla Türkiye’deki söz konusu ultra zenginler bu kadar yüksek karbondioksit emisyonuna neden olurken, karbon emisyonlarının neden olduğu iklim krizine bağlı yaşanan sel felaketi gibi aşırı hava olayları ise düşük gelirli kırılgan grupların hayatlarını etkiliyor.
Greenpeace olarak, savunmasız toplulukları tehlikeye atarken sadece ayrıcalıklı bir azınlığa hizmet eden bir lüks olan özel jetlerin derhal yasaklanması çağrısında bulunuyoruz. Buna ek olarak, Avrupa'da servet vergisi gibi önlemlerin uygulanması sadece iklim adaletini ilerletmekle kalmaz, aynı zamanda uygun fiyatlı konut ve toplu taşıma gibi kamu malları için de finansman sağlayabilir. Zenginlerin hoşgörüsü yerine kamu yararına öncelik verilmesi, daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için elzemdir.”
Şenyurt bununla birlikte özel jet uçuşları için en çok tercih edilen noktanın Atatürk Havalimanı olmasına da dikkat çekti:
“İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen gibi daha modern ve ‘ticari’ uçuşlar için kullanılan tesisler bulunmasına rağmen, Atatürk Havalimanı'nın özel jet trafiğinde hâlâ tercih edilmesi, sosyoekonomik açıdan dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. Şu anda ticari kullanıma kapalı olan Atatürk Havalimanı'nın özel jetler için yoğun bir merkez olarak kullanılması, hem toplumsal kaynakların adaletsiz dağılımını hem de zenginler ile toplumun geri kalan üyeleri arasındaki farkı simgeliyor.
Üstelik bu kullanım, İstanbul gibi büyük bir metropolde altyapı ve kamu kaynaklarının daha verimli ve adil bir şekilde dağılmasını engelliyor. Şehrin geniş kitleleri toplu taşıma ve diğer ulaşım hizmetleri konusunda zorluk çekerken, Atatürk Havalimanı'nın sadece zenginlere hizmet eden bir alan olarak kalması, gelir eşitsizliğinin mekânsal ve hizmet boyutunu da ayrıca gözler önüne seriyor.”
İklim değişiyor. Nedeni, sera gazı emisyonlarına bağlı olarak artan küresel sıcaklık.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), insan kaynaklı iklim değişikliğinin riskleri hakkında bilimsel çalışmalarda ve çözüm önerilerinde bulunuyor. IPCC, küresel ortalama sıcaklıklar için 1,5 derece eşiğinin altında kalma uyarısında bulunuyor. 1,5 derece sınırı, dünyada yaşamı mümkün kılan ekosistemlerinin ve ona bağlı canlı yaşamının güvenliği ve devamlılığı için kritik öneme sahip. Ancak, küresel sıcaklık sanayi öncesi döneme göre 1,1 derece yükseldi bile!
Küresel ısıtma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik buzulunun erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı. 1,5 derece sınırı, bu olumsuzlukların etkilerini azaltmanın yanı sıra sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun önlenmesi için de kritik öneme sahip.
Türkiye’nin 2021 yılında onayladığı Paris İklim Anlaşması, iklim krizinin önüne geçmek amacıyla tüm devletlerin ortak hareket etmeleri gerektiğini kabul ettikleri uluslararası bir anlaşma. Türkiye’nin 2030’a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltım hedefi var. 2050'de de net 0.
(HA)