Lübnan müziğinin önemli isimlerinden; sanatçı, oyun yazarı, besteci ve müzisyen Ziad Rahbani (Ziyad el-Rahbani) bu sabah, 69 yaşında, yaşamını yitirdi.
Sanatsal üretimini dünya görüşüyle iç içe sürdüren Rahbani, özellikle 1970’lerden itibaren Lübnan İç Savaşı’nın gölgesinde şekillenen politik tiyatroları ve müzikleriyle tanındı.
Rahbani, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) için imzasını taşımayan pek çok beste yaptı. Annesi Feyruz’un seslendirdiği bazı şarkıların besteleri de ona aitti.
“Dışlananların dürüst aynasıydı”
Al Mayadeen’in haberine göre, Arap dünyasının politik sanat belleğinde silinmez bir iz bırakan Rahbani’nin kaybı, sadece Lübnan’da değil, tüm bölgede derin bir üzüntüyle karşılandı.
Lübnan Komünist Partisi, “yoldaşımız” diye bahsettiği sanatçının ardından şöyle dedi:
“26 Temmuz, Lübnan’ın, halkının ve Arap coğrafyasındaki tüm halkların kalbine düşen hüzünlü bir gündür. Büyük sanatçı yoldaş Ziad Rahbani’nin aramızdan ayrıldığı gündür. Ziad bugün bizi terk etti. Bu erken vedası, ailesinin, yoldaşlarının ve onu seven onca insanın kalbinde kolay kapanmayacak bir yara, hiç sönmeyecek bir sızı bıraktı.
Fikriyle, siyasetiyle ve kültürüyle bilge bir sanatçıydı; ama en çok da neşeyi bilinçle birleştirip insanlara ulaştıran biriydi. Sanatını, cesaretle ve nadir rastlanan bir eleştirel bilinçle sundu. Mezhepçiliğe, ayrımcılığa karşı açık ve net bir duruş sergiledi. Halkının, ülkesinin ve ulusal direnişin davasına sarsılmaz bir bağlılıkla yaşadı.
Ziad, inandığı değerleri savunmaktan hiç çekinmedi. Marksist kimliğini, sol duruşunu ve insani değerlere olan bağlılığını açıkça, gururla dile getirdi. Bu değerleri yalnızca savunmadı; tiyatrosuna, müziğine, şarkılarına da işledi —onlarla birlikte yaşattı, yaydı, hissettirdi. Ey Ziad, hafızalarımızda hep diri kalacaksın. Yoldaşlarının ve seni sevenlerin yolunu aydınlatmaya devam edeceksin.”
Lübnan Devlet Başkanı Joseph Aoun, Rahbani’nin vefatı üzerine yaptığı açıklamada, “O sadece bir sanatçı değildi; bir düşünce ve kültür biçimiydi. Daha da ötesi, yaşayan bir vicdandı. Zulme karşı yükselen bir ses, acı çekenlerin ve dışlananların dürüst aynasıydı. Halkın acılarını kaleme aldı, gerçeğin tellerinde tereddütsüzce çaldı,” dedi.

“Hiçbir zaman tarafsız olmadı”
Başbakan Nevvaf Selam ise “Ziad Rahbani’nin yokluğuyla, Lübnan yaratıcı ve istisnai bir sanatçısını, adalet ve onur değerlerine sadık kalan özgür bir sesini kaybetti. O, insan ve vatan davasına derin bir bağlılığı temsil ediyordu,” dedi.
Lübnan Kültür Bakanı Gassan Selame, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda “Allah, yaratıcı bir Rahbani’ye rahmet etsin. Onu gözyaşlarımızla anacağız; ama dillerimizde, hiç ölmeyecek şarkılarıyla yaşamaya devam edecek,” dedi.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi de (FHKC) Rahbani’nin ardından yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Ziad Rahbani yalnızca bir sanatçı değildi. Halkının dertleriyle yoğrulmuş, sorunlarıyla iç içe geçmiş bir aydın ve direnişin sesiydi. Daima yoksulların ve ezilenlerin yanında yer aldı; zulme, baskıya ve mezhepçiliğe karşı durdu.
“Hiçbir zaman tarafsız olmadı. Hep yoksullardan, halktan, Filistin’den, Gazze’den ve özgür bir vatan ile onurlu bir yaşam isteyen devrimcilerden yana oldu.”
Ziad Rahbani hakkında

1 Ocak 1956’da Lübnan’ın Antilyas bölgesinde doğan sanatçı; mizah, hiciv ve sistem eleştirisini harmanladığı eserlerinde, Lübnan’daki mezhepsel gerilimleri, yolsuzluğu ve emperyalist müdahaleleri sert biçimde eleştirdi ve Lübnan Komünist Partisi’ne olan bağlılığıyla tanındı.
Sanatçı aynı zamanda radyo gazeteciliği de yaptı ve “En-Nidaa”, “En-Nahar” ve “El-Akhbar” gibi gazetelerde yazdı.
Filistin halkının mücadelesine koşulsuz destek verdi ve FHKC ile olan bağını açık bir duruş haline getirdi.
1980’li yıllarda yaptığı açıklamalarda kendisini “komünist” olarak tanımladı.
Besteleri ve sahne eserleri, yalnızca Lübnan’da değil, tüm Ortadoğu coğrafyasında geniş yankı uyandırdı.
Al Bosta, Bil Nisbi La Bukra Shu?, An Interview with a Well-Known Man gibi tiyatro eserleri; Ughniyat al-Matar, Habaytak Ta Nsit al-Nawm ve Ana Mesh Kafer gibi şarkıları hem direnişin hem de melankolinin ifadesi haline geldi. (TY)



