Sorularımızı yanıtlayan gençlerin kafası bu konuda oldukça karışık görünüyor, "gönderilsin" diyen de var "gönderilmesin" diyen de.
Karşı çıkanlar, "Bu bizim savaşımız değil", Barış askeri güçle olacak bir şey değil", "Asker göndererek AKP ABD'ye 1 Mart'ı tamamen unutturmak istiyor", "Asker odaklı bir toplumuz ve çözümü oradan bekliyoruz" diyorlar.
Destekleyenlerse, "Gidelim ve İsrail'e gözdağı verelim", "Kuzey Irak, petrol ve PKK konularında bizi güçlü kılacaksa asker gönderelim", Gücümüzü göstermek için dış politikamız asker göndermek üzerine kurulu olmalı", "Din kardeşlerimizi yüz üstü bırakamayız" diyorlar.
Kasım'da askere gidecek 19 yaşındaki Ramazan Sarıçiçek, "gönderirlerse Lübnan'a asker olarak giderim. Her şey vatan için" derken 26 yaşındaki yönetmen yardımcısı Orçun Benli kendisinin Lübnan'a asker olarak gönderilmesini hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini belirtiyor.
bianet stajyeri yapan Almanya yurttaşı üniversite öğrencisi Anna GROSS - Boelting "mesele benim erkek kardeşimin ve arkadaşımın bölgeye gönderilmesi olunca; konu ne kadar önemli ve amaç ne kadar doğru olursa olsun orduya katılmalarını istemem çünkü onları kaybetmekten korkarım" diyor.
Çarkçı: Bu bizim savaşımız değil
Beyoğlu'nda çeyiz dükkânı işleten Kadir Çarkçı (25), "Türkiye Lübnan'a asker göndermemeli çünkü Türk askerine yazık, lojistik destek yeterli" diyor.
Çarkçı, siz Lübnan'a asker olarak gider misiniz sorusunaysa "Gitmem. Bu bizim savaşımız değil" diye yanıtladı.
"Lübnan'a ancak barış için gidilebilir ama şu anki koşulların öyle olduğunu düşünmüyorum. Koşullar oluştuktan sonra Lübnan'ın yeniden yapılandırılması ve insani yardım amacıyla NATO destekli bir grup içinde belki gidilebilir."
Koçtürk: Dış politikamız asker göndermek üzerine kurulu olmalı
23 yaşındaki üniversitesi öğrencisi Ayşe Koçtürk ise Türkiye'nin dış politikası açısından Türkiye'nin asker göndermesi gerektiği görüşünde.
"Türkiye'nin dış politikası ne zamandır çevresinde olanlara müdahale etmemek üzerine kurulu. Ben, bölgesel krizlerin hiç birinde yeterince etkili olamadığımızı düşünüyorum. Türkiye Lübnan'ı bir fırsat olarak görmeli ve hem gücünü göstermek hem de yeni ilişkiler kurmak için Lübnan'a barış gücü göndermeliyiz. Bundan sonraki krizlerde de dış politikamız asker göndermek üzerine kurulu olmalı."
Zeybek: AKP ABD'ye 1 Mart'ı tamamen unutturmak istiyor
22 yaşındaki üniversite öğrencisi Arda Zeybek asker gönderilmesine karşı ve asker gönderilip gönderilmemesi üzerinden yürüyen tartışmalara ilişkin görüşlerini ise şöyle özetliyor:
"AKP 1 Mart tezkeresini çıkaramayarak ABD'yi hüsrana uğratmıştı. Lübnan'a ne pahasına olursa olsun asker göndererek kendini ABD'ye affettirmek, 'yeni Ortadoğu' için yer almak ve bir dönem daha iktidar kalabilmek için uğraşıyor. Tüm bunlar ve tezkerenin 5 Eylül'de görüşülecek olması göz önüne alındığında toplumsal muhalefetin işi 1 Mart'tan daha zor olacak. Herkes bir an önce hareket geçmeli ve bu duruma ses çıkarmalı."
Sarıçiçek: Gönderirlerse Lübnan'a asker olarak giderim
Kasım'da askere gidecek 19 yaşındaki Ramazan Sarıçiçek, "Lübnan'a asker gönderilmeli çünkü onlar da Müslüman insanlar ve bizim kardeşlerimiz. Onlara destek vermeliyiz. Gönderirlerse Lübnan'a asker olarak giderim. Her şey vatan için" diyor.
Yurdakul: Barış güçle olacak bir şey değil
24 yaşındaki üniversite öğrencisi Afşin Yurdakul "Böyle bir saçmalık olmaz. Ben baştan beri bu barış gücünün niye gönderildiğinden emin değilim" diyor ekliyor:
"O sınırı militer bir hareketle aşarak ne kanıtlıyor olduğumuzu bilmiyorum. Daha pragmatik bakacak olursak orada daha barış yokken biz nasıl barış gücü oluyoruz? Orada daha altyapı yok, hiçbir şey sakinleşmemiş durumda. Bunun yanında barış gücü de bence komik bir kavram çünkü barış güçle olacak bir şey değil."
Yurdakul, sevgiliniz ya da varsa erkek kardeşiniz asker olarak Lübnan' asker olarak gönderilse ne düşünürsünüz sorusuna ise şöyle yanıtladı: "İşin duygusal boyutu insani açıdan rahatsızlık verici bir şey zaten, gidecekler tanıdık olsa da olmasa da gönderilmesin".
Akçay: Çıkarlarımız doğrultusundaysa gönderelim
Aykut Akçay (26) Türkiye'nin Lübnan'a asken göndermesi konusunda, "eğer çıkarlarımız doğrultusundaysa gönderelim ama sadece ABD istediği içinse Türk askeri gitmesin" diyor.
Çıkarlarla neyi kastettiği sorusuna Akçay şöyle yanıt veriyor: "Kuzey Irak, petrol ve PKK konularında bizi güçlü kılacaksa asker gönderelim. Ayrıca bu yolla İsrail'e gözdağı vermekte bence önemli."
Akçay, silah altında olsa Lübnan'daki ezilen ve mağdur olan insanlara yardım etmek için asker olarak gitmek istediğini söylüyor.
Balanlı: Asker odaklı bir toplumuz ve çözümü oradan bekliyoruz
Üniversiteyi geçen sene bitiren halen iş arayan Arzu Balanlı'ya göre, Türkiye Lübnan'a asker göndermemeli çünkü bizim askerimizin orada işi yok. İsrail'in kendi güvenliğini sağlamak için zalimce şiddet kullanmasını onaylamak, oradaki soruna onların gözünden bakmak demek.
Türkiye'nin İsrail'e baskı yapması ve orada zaten çile çeken insanların yanında olması gerektiğini söyleyen Balanlı şöyle devam ediyor:
"Maalesef ben toplumumuzda böyle bir düşünce olduğunu zannetmiyorum. Asker odaklı bir toplumuz biz ve çözümü oradan bekliyoruz, yaparsak en iyisini de biz yaparız diyoruz. İnsanların şiddetin kendilerine zarar getirdiğini ve bu arada bu işten her zaman olduğu gibi varlıklarını sömürü üzerine kuran insanların karlı çıkacağını görmeleri ve bunu engellemek için ne gerekiyorsa yapmaları lazım. Sokaksa sokakta olur bu iş."
Benli: Cepheleşme "hikâyeden ve yapay"
Diyalektik Sinemacılar Grubu'ndan yönetmen yardımcısı Orçun Benli (26), asker gönderilmesine karşı ve asker gönderilip gönderilmemesi konusunda oluşan cepheleşmeyi "hikâyeden ve yapay" olarak gördüğünü söylüyor.
"Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in gönderilmesin demesi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) göndermeye hazırlanması, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) karşı olduğunu söylemesi, ordunun "tarafsız" kalıyor gibi görünmesi, bence hepsi hikâye. Birbirlerini tartıyorlar. Bunun nedeni güçlü bir toplumsal muhalefet yok. Geçen Pazar (20 Ağustos) yapılan mitinge 15 milyonluk İstanbul'da 10 bin kişi katıldı."
Kendisinin Lübnan'a asker olarak gönderilmesini hiçbir şekilde kabul etmeyeceğini belirten Benli, "Asker olarak gitmek bir zorunluluk olarak dayatılırsa o zaman Nasrallah'ın yanında ABD ve İsrail'e karşı savaşırım" diyor.
Boelting: Bölgede barışı sağlamak ve korumak için destek şart
bianet'te staj yapan Almanya yurttaşı üniversite öğrencisi Anna GROSS - Boelting'in asker gönderilmesi konusundaki görüşleriyse şöyle:
"Konuya genel olarak baktığımızda bir ülkeye barışı sağlamak için asker göndermek kolay olmayan ama çok önemli bir karar. Bana kalırsa, bölgede barışı sağlamak ve korumak için destek şart. Ancak, farkında olmamız gereken bazı askerlerin görevden geri dönmeyeceği ve barışı hayatlarıyla ödeyecekleri.
"Eğer soru benim erkek kardeşimin ve arkadaşımın bölgeye gönderilmesi ise; konu ne kadar önemli ve amaç ne kadar doğru olursa olsun orduya katılmalarını istemem çünkü onları kaybetmekten korkarım."
Bolatgir: Din kardeşlerimizi yüz üstü bırakamayız
28 yaşındaki pazarlamacı Ali Bolatgir, "Türkiye Lübnan'a asker göndermeli çünkü oradaki insanlarla en iyi anlaşabilecek millet biziz, yüz yıllarca birlikte yaşadığımız din kardeşlerimizi yüz üstü bırakamayız" diyor.
Kendisinin Lübnan'a asker olarak gönderilmesi konusundaysa "Ben gidemem çünkü çürüğe ayrıldım. Gidebilsem gider bu şerefli görevi yapardım tabii" diye yanıtlıyor.
"Bu konuda muhalefet olmasını anlayamıyorum" diyor. "Sonuçta ülkemizin çıkarı söz konusu olduğunda milletçe birleşmeli, el"ele vermeliyiz." (KÖ/EK)