Beyrut sokaklarından yirmili yaşlarda kadın ve erkek portreleri...
Muhammed: Solcu, her şeye karşı
Anti-ABD, Anti-İsrail, Anti-Emperyalist, Anti-Kapitalist, Guevaracı, Solcu. Facebook'ta fikirlerini ve tarzını gayet açık anlatıyor.
Bu genç asi, Chiyah'taki evlerindeki geleneksel ortama rağmen, kendi inançlarıyla hareket ediyor. Muhammed 25 yaşında. Genç ve bekar Lübnanlıların çoğu gibi o da anne ve babasıyla yaşıyor.
Annesi, misafirlerini yüzünde büyük bir gülümsemeyle karşılıyor. Başörtüsünden dışarıya çıkan bir tutam saçı hemen düzeltiyor. Muhammed dini kimliğini reddediyor. Dua etmek ve oruç tutmak bu Şii genç için bir anlam ifade etmiyor.
Ailesinin dogma ve geleneklerinin çok ötesinde, kendi dünyasında yaşıyor. İşsiz bir spor muhabiri olan Muhammed, akşamlarını başkentin şık semtlerinden uzakta geçiriyor.
Lübnan'ın çeşitliliğinin bir sembolü olan ve farklı inanç ve kimliklerin harmanlandığı Hamra, Beyrut'un kozmopolit bölgesidir. Muhammed, Beyrut'un tüm solcu sakinlerinin buluştuğu bar olan "Baromètre"de, kendini evinde hissediyor.
Muhammed, Ziad Rahbani'nin (ikonlaşmış Fairouz'un oğlu) caz melodilerini dinlerken, gençliğin daha güzel bir gelecek arayışına kadeh kaldırıyor.
Nayla: Her kimsem oyum
Genç Lübnanlı bir kadının toplumun inançlarına saygı göstermesi gerekir. Evlenmeden bir adamla yaşamamalı. Bakire olmalı. Nayla ise Lübnan'ın geleneksel toplumunun dedikodularını aşmayı başardı - ancak bu hiç de kolay olmadı.
Toplumun kurallarına saygı göstermedi.
Önce Beyrut, sonra da Québec'te iki farklı kültürde büyüyen genç kadın çifte bir hayat yaşıyor ancak bundan pek rahatsızmış gibi görünmüyor.
Bu öğleden sonra Nayla randevularını idare etmekte zorlanıyor. Kuaför randevusunu, manikür randevusunu kaçırmamak için ertelemek zorunda kaldı. Bu gece bir partiye gidecek. Ya Gemmayzé'ye ya da Monot'a. Hangisine gideceğine o anki ruh haline göre karar verecek.
Nayla, narin ve ihtiyatlı. Uzun saçlar, hikayesini anlatan zevksiz bir giyim, dar kot ve yüksek ökçeler... Bu moda izleyicisinin dış görünüşünün ardında ise parlak bir hukuk öğrencisi gizli.
Aman dikkat! Gece gezmeleri ve aşk hikayeleri Pazar günkü aile toplantısında asla açılmamalı. Geleneksel hassasiyetler ihlal edilemez. Yaşam tarzı şizofrenik mi? Hayır pek değil... En azından kimi Lübnanlı genç kadınlar için değil.
Serge hayata tutunuyor.
Serge'nin evine varmak için Bouri Hammoud'un sokaklarından geçmek gerekiyor. Bu sokakların hepsi birbirine benziyor. Ama bu labirent ona çok basit geliyormuş gibi görünüyor.
Apartman dairesindeki iki odanın büyüğünde sinekler köpeğinin başında uçuşuyor. Sekiz yaşındaki kız kardeşi, diğer odadan bizi izliyor. Evdeki tek alet bir televizyon. Serge devlet üniversitesine başvurabilirdi ancak üzerindeki yük, öğrenimine devam etmesine izin vermeyecekti.
Babası olmayan bu 18 yaşındaki genç erkek diyabet hastası annesine ve küçük kız kardeşine bakmak zorunda. Evlere ve iş yerlerine gazete dağıtıyor. İş günü sabah saat üçte başlıyor.
Okuldayken hiç de kötü bir öğrenci değildi. İçinde bulunduğu şartları düşündükçe en azından ortaokul diplomasına sahip olmaktan mutlu oluyor.
Serge, annesi hastalandığında on beşindeydi. Hükümet yardımı olmadığı için küçük ailesine kendisi bakıyor.
Serge gelecekte kendisini nelerin beklediğini bilmiyor. Ancak kendisi için hiçbir şeyin kolay olmayacağının farkında.
Tony, geleceğe dair görüşler
Kimileri gençliklerini yaşamayı, kimileri de geleceğe hazırlanmayı ister. 25 yaşındaki Tony, zamanının çoğunu işinde geçiriyor. Akşamüzeri beş buçukta eğlence merkezine gidiyor. Eğlenmek için değil. Genç adam sabahın erken saatlerine kadar orada bir muhasebeci olarak çalışıyor. Sabahın saat iki buçuğunda birkaç saat dinlenmek üzere işten ayrılıyor.
Dinlenmeyi çok hak ediyor, çünkü diğer işine vaktinde gidebilmesi için saat altıda uyanması gerekiyor. Endüstriyel malzemeler satan bir şirkette satış direktörü olarak çalışıyor.
Peki ya arkadaşlarının yolundan gitseydi? Öncelikle lise diplomasını alamayacaktı, akşamları gezinecekti ve bütün geceyi partilerde geçirecekti...
Genç adam rahat bir yaşam isteği ve istikrar ihtiyacı arasında gidip geliyor. Arkadaşları onu cesur ve gayretli diye tanımlıyor. Zeki görünüşü içtiği Türk kahvesinin dumanıyla eriyor.
Ağzında sigarası, işleriyle rahatsız edici bir sükunetle uğraşıyor. Ev fiyatlarındaki artış ve istikrarsız ekonomi onu kendi apartmanını satın almaktan alıkoymadı.
Tony'nin tersine, arkadaşları gelecekten endişeli. O ise, arıyor ve buluyor. Bu ülkede yaşamanın ağır bedelinden şikayet edenlere ise, Zen yaklaşımı ile cevap veriyor: "Geleceğimi alnımın teri ile garanti altına aldım."
Fatima güzelliğini peçe ile gizlemiyor
Bu Cumartesi, Fatima, Aya ile Beyrut'taki popüler bir alışveriş merkezinde alışverişe gitmek üzere anlaştı. Modaya çok uygun giyinen Fatima, son trendleri çok yakından izliyor. Yüzünde çok hafif bir makyaj, bir kot ve ona uygun ökçeli ayakkabılarla, 25 yaşındaki bu genç kadın, görünüşü ile ilgili her detayı dikkatle seçiyor.
Gösterişli olduğundan fuşya bir başörtüsü seçmiş. Gözleri kalemle sürmelenmiş ve derin bakışları onun zeki ve ışık saçan bir kadın olduğunu ortaya koyuyor. Fatima sarışın mı, kumral mı yoksa kızıl mı? Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
İtaatkar bir kadın mı? Hayır, asla. "Kesinlikle hayır" diyecektir. Gerçek bir Lübnanlı olan Fatima, İngilizce, Fransızca ve Arapça konuşuyor. Tercümanlık okudu ve sonra gazeteciliğe merak sardı.
İnsanlar onu her zaman büyülemiş. Eğer hicap, edep ve inanç ile uyumluysa, kadınsılığı gölgede kalmış değil. Fatima güzelliğini peçenin ardına saklamıyor.
Gururla taşıdığı hicabı, onun iffetini ortaya koyuyor. Başörtüsü ise kişiliği ile birleşip ikinci bir ten gibi duruyor. Değerlerine bağlı, ancak kibirli.
Bu bir ikilem mi? Hayır. Başörtüsü takmak kendi tercihi. Üsteli de moda... (JY)
* Janine Ayub'un yazısını Arapça'dan İngilizceye Elizabeth Grech çevirdi, Esra Aygın Türkçeleştirdi.