*Lübnan'daki protestolardan. Fotoğraf: AA (Arşiv).
The New York Times'dan Ben Hubbard'ın haberine göre Lübnan'daki mali kriz; yakıt, gıda ve ilaç kıtlığına neden oldu.
Ülkenin gayri safi milli hasılası, krizsiz son yıl olan 2018'den beri, yüzde 40 düştü. 2018'de 55 milyar dolardı, 2020'de 33 milyar dolara indi. Kişi başına düşen gelir de bu dönemde yaklaşık aynı oranda düştü ve nüfusun yarısından fazlasını yoksul bıraktı.
Lübnan para birimi (Lübnan lirası) 2019 sonbaharından bu yana yüzde 90'dan fazla değer kaybetti. Bu durumu takiben işletmelerin kapanması ile de işsizlik fırladı. İthal mallar bulunmaz hale geldi.
Salgın ve yaklaşık bir yıl önce Beyrut limanında meydana gelen devasa patlamanın hali hazırda kötü olan Lübnan ekonomisini çok daha kötü hale getirdiği belirtiliyor.
Kriz, bir zamanlar kültürel ve finansal bir merkez olan ve şimdi komşu Suriye'den en az bir milyon mülteciye ev sahipliği yapan Orta Doğu'nun merkezindeki bir ülke için yeni bir belirsizlik tehdidi.
Lübnan, İran ile İsrail ve Batı arasındaki bölgesel nüfuz mücadelesinde de aktif bir cephe oluşturuyor.
Elektrik kesintileri, eczane kuyrukları...
Lübnan'ın içinde kriz, vatandaşlarda ülkenin battığına dair belirgin bir his yarattı. Çünkü, zenginler hariç, herkes günlerini sık sık elektrik kesintileri, şehir bloklarını saran yakıt hatlarındaki ve ilaç aramak için çıktıkları eczane kuyrukları ile geçiriyor.
Benzin sırasında beklerken The Newyork Times'a konuşan 23 yaşındaki Beyrut'ta yüksek lisans öğrencisi olan Lynn Husami, "Umutsuzum. Sinirliyim. Hayal kırıklığına uğradım. Daha da kötüye gidiyor ve bu konuda hiçbir şey yapamıyoruz. Bütün bunları nasıl düzeltebiliriz bilmiyorum." dedi.
Husami, güneşin altında benzin kuyruğunda saatlerce beklerken birçok işini halletti. Yüksek lisans tezinin danışmanıyla bir telefon görüşmesi yaptı, eski bir arkadaşını aradı ve Nintendo Switch'inde video oyunları oynadı.
Dört saat sonra, hala istasyona ulaşmadığını, ter içinde kaldığını ve bir tuvalete ihtiyacı olduğunu hatırladı ama tuvalet aramaya giderken sıradaki yerini kaybetmekten korkuyordu.
Dünya Bankası 31 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, bu tür şiddetli ekonomik daralmaların genellikle "çatışmalar veya savaşlarla bağlantılı" olduğunu söyledi.
Ancak Lübnan'ın krizine, hükümetin ülkeyi borç içinde bırakan kapsamlı açık harcamaları ve sonunda çöken sürdürülemez para politikaları neden olduğu belirtiliyor. Hükümetin politikaları bankaların iflas etmesine ve para biriminin değerinin düşmesine neden oldu
Siyasi kriz de sürüyor
Geçen hafta parlamentoda, yoksul aileler için bir karne programına 556 milyon dolar harcamak için bir yasa çıkarıldı. Fakat yasanın nasıl uygulanacağı ve devletin bunun için nasıl ödeme yapacağı belirsizliğini koruyor.
Mevcut kabine, Beyrut limanındaki patlamadan yaklaşık bir yıl önce istifa etmişti.
Fakat, ülkenin siyasi partileri yeni bir hükümetin oluşumu üzerinde tartışırken, istifa eden kabine kapsamlı politika kararları alma yetkisi olmadığını belirterek adeta bir bekçi sıfatıyla hizmet etmeye devam ediyor.
Geçen yıl ağustos ayında kabinesinin istifasını açıklayan geçici Başbakan Hassan Diab, Lübnan'ın birçok sorununu sadece "devletin en derinine kök salmış" değil aynı zamanda "devletten daha büyük" olan "yolsuzluk sistemi" ne bağladı. Bu sistem o kadar güçlü ki, devlet "onunla yüzleşemez veya ondan kurtulamaz."
Krizin etkileri artarken Lübnanlılar umutsuzca uyum sağlamak zorunda kaldı.
Asansörlerde elektrik olmadığı için merdiven çıkmak, gıda fiyatları yükseldiği için et kesmek veya öğün atlamak ve günlerinin büyük bir bölümünü arabalarını hareket ettirmek için harcamak Lübnan halkı için olağan hale geldi.
(MEÖ/PT)