“İnsanların kendi haklarını sonuna kadar savunması, değerlerine sahip çıkması, basit ama mutlu hayatlar yaşaması ve yaşlıların sosyal hayatta çok aktif olması. En şaşırdığım olaylar olarak sayabilirim.”
Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları daha alçakta. Oysa mutluluk insanın boyu hizasındadır, diyor Murathan Mungan..
Bu haftanın göç hikayeleri serisinin kahramanı Berna’da deneyimlerinden eklemek istediklerin nelerdir, diye sorduğumda; nerede olursan ol mutlu olabilmenin önemli olduğunun altını çiziyor.
Sahi, mutluluk aranan bir şey miydi diye geçiriyorum, içimden.. Ve başlıyoruz..
İki senedir Türkiye’ye gitmeyen, Berna'nın yolculuğu üniversite eğitiminin bitmesinden sonra AUpair olarak İngiltere'ye gelmesi ile başlıyor.
"Arada kalmak nedir?" diye sorduğumda ise kendi ailesinden gelen göç hikayesini anlatıyor. Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olduğunu Bursa'da doğup büyüse de ne Bursa'nın yerlisi olduklarını ne de Bulgar olduklarını belirtiyor.
"Bursa'da da okulda arkadaşlarım aa Bulgar göçmeni misiniz, derdi. Burada da Bursalıyım dediğimde Bulgar göçmeni misin diye soruluyordu. İnsanların bu sorularının nedeni tarihi bilmemek.." diye ekliyor.
Bu soruların ardında bir öteki oluşturma, "Biz ve onlar" bakış açısı yatıyor, aslında..
"Londra mantıklı"
Önce biraz seni tanıyalım? Kendinden bahseder misin?
Türkiye de doğdum, büyüdüm. Üniversite eğitimimi tamamladıktan sonra Londra’ya gelmeye karar verdim.
Ne zaman geldin? Bu hikaye nasıl ve neden başladı?
Aupair olarak yaklaşık iki yıl önce geldim. Kültürel değişim ve dil eğitimi için gelmiştim. Farklı kültürleri merak ediyordum. İngilizcemi geliştirmek için Londra, mantıklı bir şehirdi.
O günden bugüne hayatında neler değişti? Neleri fark ettin? Burası sana ne öğretti?
Hayatımdaki çoğu şey değişti.
Dönmek senin için ne ifade ediyor?
Bunun için kesin bir cevabım yok. Şu anlık dönmeyi düşünmüyorum. Ailemi ve sevdiklerimi görmek için kısa süreli gidişlerim olabilir.
En şaşırdığın olaylar?
İnsanların kendi haklarını sonuna kadar savunması, değerlerine sahip çıkması, basit ama mutlu hayatlar yaşaması ve yaşlıların sosyal hayatta çok aktif olması. En şaşırdığım olaylar olarak sayabilirim.
Peki özlemi nasıl tanımlayabilirsin?
Türkiye’yi çok özledim ama oraya gidip uzun süre kalsam burayı da özlerim; kendimi iki ülkeye de ait hissediyorum.
Arada kalmak sana ne ifade ediyor?
Belirli bir yere ait olamamak veya iki yere de ait hissetmek olabilir. Şu an hem buraya hem Türkiye ait hissediyorum.
Türkiye’ye gittiğinde ne hissediyorsun özellikle ilk gidişindeki his neydi, peki buraya ilk geldiğindeki his?
İki senedir hiç gitme şansım olmadı.
Gitmek mi? Kalmak mı?
Kalmayı seçtim galiba şu anlık geri dönmek gibi bir düşüncem yok. İleride değişebilir de bilemiyorum.
Burada kendini 2. sınıf vatandaş olarak hissettiğin oldu mu?
Hayır, olmadı.
Türkçe konuşma, yeme-içme ihtiyacı duyuyor musun?
Evet bazen duyuyorum, konuşmak istiyorum. Bir şeyler izleyip okumak, müzik dinlemek gibi.
Türkiye’ye olan bakış açın değişti mi? Ne gibi farklılıklar görüyorsun?
Yaşam standartları olarak çok farklı buradan çoğu şey farklı. İnsanların her yaş grubunda hayata bakışı farklı burada daha pozitif, aktif görebiliyorum.
Kendini buraya ait hissediyor musun?
Evet hissediyorum ama tabi ki Türkiye’de doğdum ve büyüdüm. Oraya da ait hissediyorum.
Göç ve göç-menlik ne demek?
Göçmenlik geniş bir kavram . Neredeyse bildiğin çoğu şeyi unutup farklı bir yerde farklı insanlarla yeniden bir hayat kurmaya çalışmak, diyebilirim benim için.
Benim ailem de Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelmiş. Zor bir olay onlar için çünkü farklı sebepten dolayı Türkiye’ye gelmişler. Ama benim yaşadığım göçmenlik tercih meselesi. Onların hikayelerini dinlediğim de çok zorluk yaşamışlar her anlamda ama sonunda adapte olabilmişler. Benim de ilk başta adapte sorunum oldu ama zamanla aştığımı düşünüyorum.
Yabancı arkadaşların ve Türkiyeli arkadaşlarınla geçirdiğin vakitlerde farklılıklar var mı?
Var tabi ki. Benzer şeylerde olabiliyor ama nereli olduklarına göre değişiyor.
Buradaki yaşam koşullarını nasıl görüyorsun?
Her şeye değer verdiklerini görebiliyorum.
Buraya geldiğin için hayatında neler değişti?
Büyük ihtimalle gelmeseydim Türkiye café’de çalışıyor olurdum. Ama tabi ki ekonomik, sosyal, kültürel şartlar aynı olmazdı diye düşünüyorum. Geniş anlamda burası bana özgürlük kattı diyebilirim.
Neler bilmiyordun, neler öğrendin?
Çoğu şey öğrendim, öğrenmek zorunda kaldım. Çünkü sistem sizi ona itiyor. Kendi haklarınızı kendimiz bilmek zorundasınız her yerde, her anlamda. Bunları da zamanla yaşayarak öğrendim.
Burada gördüğün Türkiye algısı nasıl?
Genelde Türkiye’yi herkes seviyor, en az bir kere tatil bölgelerinde bulunmuş. Bazıları güvenilir olmadığını düşünüyor, bazıları sadece kebabı biliyor kişiden kişiye değişiyor ama genel olarak sevilen bir ülke olarak görüyorum.
Ruhun ve kalbinde burada mı? Ne düşünüyorsun bu konuda?
Evet burada ilk geldiğim zaman arada kalıyordum. Türkiye de olsaydı böyle olurdu vs. bir parçam orada gibiydi ama zamanla bu algı değişti, ben de.
Deneyimlerinden eklemek istediklerin?
Tabi deneyimler herkese göre değişkenlik gösterebilir veya karşılaştığı durumlar , insanlara göre farklı oluyor. Gidilen ülke veya şehire, bölgeye göre de değişiyor. Umarım herkes gittiği yerde mutlu olabilmiştir en önemlisi nerede olursan ol mutlu olabilmek.
TIKLAYIN - Dönmek, bir deniz kasabasına...
TIKLAYIN - "İngiltere'de benim için eski Türkiye var"
(RYÇ/EMK)