Fotoğraf: Canva, Kaynak: Guardian ve BBC
İngiltere'nin başkenti Londra'nın doğusundaki bir okulda polisin siyah bir kız çocuğunu soyarak aramasının ardından yayınlanan rapor olayın münferit olmadığını ortaya koydu.
İnglitere'nin çocuklardan sorumlu komiseri Dame Rachel de Souza, "Child Q" olarak bilinen 15 yaşındaki siyah kız çocuğunun çıplak aranmasının ayrıntılarının Mart ayında kamuoyuna açıklanmasından sonra Metropolitan Polis Teşkilatının verilerini istedi.
Rakamlar, 2018-2020 arasında gerçekleştirilen 650 çıplak aramanın neredeyse dörtte birinin uygun bir yetişkin himayesi olmadan yapıldığını gösteriyor. Arananların yarısından fazlası ise siyah çocuklardı.
650 çocuğun çıplak arandığını ve çoğunluğunun kendilerine yönelik şüpheler karşısında masum olduğunun ortaya çıkmasının ardından de Souza, Metropolitan polisinin çocuk koruma sicilini kınadı.
Polis Teşkilatı, yetkililere okullar ve çocuklarla ilgilenme konusunda tavsiyeler verdiğini ve çocukların çıplak aranmasına ilişkin politikasını gözden geçirdiğini de sözlerine ekledi.
2018 ve 2020 yılları arasında 10 ila 17 yaşları arasındaki çocukların soyarak arandığını gösteren veriler, bu çocukların beşte üçünün (yüzde 58) siyah olduğunu ortaya koydu.
De Souza, bu "müdahaleci ve travmatize edici" uygulamanın ne kadar gerekli olduğunu sorarak, "Bu düşük seviyedeki başarılı aramalar, bu müdahaleci uygulamanın her durumda haklı veya gerekli olmayabileceğini tartışmalı bir şekilde gösteriyor" dedi.
De Souza, Met polisinden Çocuklar ve Aileler Yasası kapsamındaki yetkilerini kullanarak verileri talep ettikten sonra "derinden şok ve endişe duyduğunu" söyledi. "Özellikle Child Q davasında etnik kökenin çok önemli bir faktör olarak belirlendiği göz önüne alındığında, bu rakamlarda gösterilen etnik orantısızlıktan da son derece endişeliyim" dedi.
"Irkçılık 'muhtemelen' bir faktör"
15 yaşındaki Child Q, bir sınavdan çıkarılarak okulun sağlık odasına götürüldü ve öğretmenler dışarıda kalırken iki kadın polis çocuğun üzerinde esrar aradı. Olay sırasında başka bir yetişkin yoktu, çocuğun ailesiyle temasa geçilmedi ve çocuğun üzerinde herhangi bir uyuşturucu da bulunmadı.
İncelemeye göre, çocuğun mahrem vücut parçaları açığa çıktı ve hijyenik pedi çıkarılması istendi.
Bu yıl Mart ayında yayınlanan bir koruma raporu, aramanın haksız olduğunu ve ırkçılığın olayda "muhtemelen" bir faktör olduğunu ortaya çıkardı. Öğrencinin maruz kaldığı bu muameleden sonra protestolar oldu.
(AÖ)