23. İstanbul LGBTİ Onur Haftası bugün başladı. Haftanın ilk etkinliği Liseli LGBTİ’nin “akran zorbalığına” karşı düzenlediği buluşmaydı.
Maçka Parkı’nda buluşan liseli LGBTİ’ler, okulda, sınıfta, teneffüste, mahallede maruz kaldıkları onur kırıcı davranışlar hakkında ne hissettiklerini, böyle davranışlarla ne şekilde baş edebileceklerini konuştu.
Buluşmaya sadece İstanbul’dan LGBTİ’ler değil, farklı şehirlerden Onur Haftası için İstanbul’a gelen öğrenciler de katıldı. Ayrıca yeni mezunlar, üniversite öğrencileri, hatta bir öğretmen de buluşmadaydı.
LGBTİ’ler eğitim sürecinde karşılaştıkları sorunları anlattı. Bu sorunlarla başa çıkma yöntemleri konusunda oldukça netlerdi: “Önemli olan pes etmemek. Kaçmak yerine, ‘evet, eşcinselim ve buradayım’ dediğinde alışıyorlar. Ancak sen kaçtıkça, ağladıkça üzerine geliyorlar; bundan zevk alıyorlar. Ergenlik işte...”
Peki öğrencileri mi öğretmenleri mi dönüştürmek daha zor, diye sorduğumda tek bir ağızdan, yüksek sesli bir cevap verdiler: “Öğretmenler!”
“Ben açılmadım, okuldakiler beni açtı”
Liselerde LGBTİ’lerin yaşadıkları sorunların kaynağı, önyargılara, öğretmenlerin homofobisine ve akran zorbalığına dayanıyor. Biraz daha somutlaştırdığımızda ise cinsiyetli tuvaletler ve soyunma odalarında yaşanan günlük sorunlar öne çıkıyor.
16 yaşında bir eşcinsel kadın, “Okulun ikinci haftasında beni açtılar, yani ben açılmadım aslında” diyor. Telefonunun ekranındaki “dönmeyiz”, “ibne” gibi yazıları bir kişinin görmesinin ardından okulun geri kalanının domino taşı etkisiyle cinsel yönelimini öğrendiğini anlatıyor:
“Ama kafalarındaki lezbiyen kalıbına uymuyordum. Erkek gibi görünmüyorum, erkeklerden nefret etmiyorum. İlk sorun soyunma odasında başladı. Soyunmak için ben onları, onlar beni bekliyordu. Sanki üzerlerine atlayacakmışım gibi davranıyorlardı.”
İnsanların bilmedikleri, tanımadıklarından korktuklarını, konuştukça ve kendini anlattıkça okuldaki ilişkilerinin olumlu yönde değiştiğini söylüyor:
“Beden eğitimi hocası, soyunma odasına girmemi istemediğini söyledi. Sene başında bana nefret kusanlar ‘O zaman biz de girmeyiz’ diye tepki gösterdi, beni savundu. Sorun çözüldü.”
“En büyük sorunlar beden eğitimi derslerinde yaşanıyor”
Yine genç bir eşcinsel erkek de pembe-kırmızı eşofmanı nedeniyle beden eğitimi dersinde yaşadığı ayrımcılığı anlatıyor. “Bir de Doğuluysanız, insanlar sizden başka bir şey bekliyor. Eşofmanımın rengini görünce nereli olduğumu soruyorlar. Hani Urfalıyım ya, pembe giymemem gerekiyor, diye düşünüyorlar.”
Bu deneyim paylaşımına Antepli bir gençten de destek geliyor.
Buluşmaya katılanların tamamı hem fikir: “En büyük sorunlar beden eğitimi derslerinde yaşanıyor.”
“Homofobi her yerde, sadece dozajı değişiyor”
Konu, bölümlere göre, okullara ve/veya mahallelere göre homofobik tutumların değişip değişmediğine geliyor.
Aralarından biri çok rahat bir lisede okuduğunu, o yüzden okulla ilgili paylaşabileceği bir sorun olmadığını ifade ediyor. “Ben açıldım, ardından 15 kişi daha açıldı. Okulda bir LGBTİ örgütü kurabilirdik” diyor gülerek.
Bir başkası güzel sanatlar lisesinde okuduğunu, okul arkadaşlarının çevresinde bir koruma çemberi oluşturduğunu anlatıyor.
Ama deneyimler paylaşıldıkça çıkan sonuç; “Anadolu lisesi, meslek lisesi, özel lise farketmiyor. Homofobi her yerde. Sadece dozajı değişiyor”.
“Öğrencilerimi daha iyi anlamak için buradayım”
Karşımda oturan gençlerin çoğu, akranlarıyla bir şekilde başa çıkmayı başarmış. Ama “öğrencilerle sınırlı değil ki, bir de hocalar var” diyorlar.
Öğretmenlerinin LGBTİ öğrencileri sınıfta marjinalize etmek için nasıl yöntemlere başvurduklarını, “Homofobik misiniz hocam?” sorusuna rahatça “Evet, ben bunu sapıklık olarak görüyorum” cevabı verdiklerini söylüyorlar.
Aramızda bir de öğretmen var, anlatılanlardan oldukça farklı bir profile sahip. “Onur Haftası etkinlikleri zihnimi açıyor, öğrencilerimi daha iyi anlamak için etkinlikleri takip ediyorum” diyor.
Öğrencilerin öğretmenleriyle ilgili eleştirilerini dinliyor ve söz konusu tavırların biraz da konuya yabancılıktan kaynaklandığını anlatıyor:
“Mesela katıldığım bir panelde LGBTİ öğrencilerin tuvaletlerle ilgili sorunlarını ilk kez duyduğumda kalakaldım. Daha önce bu konu üzerine hiç düşünmemiştim. Eskiden öğrencilerimi cinsiyetlerine göre kız ya da erkek tuvaletlerine yönlendiriyordum. Artık buna dikkat ediyorum, her öğrencime her iki tuvaleti de gösteriyorum.
“Biraz okuyarak, biraz da bu tecrübeleri dinleyerek öğreniyoruz. Ama okullardaki rehberlik birimlerine ciddi bir iş düşüyor. Oralarla ilgili çalışmalar yapmak gerekiyor.” (ÇT)
Liseli LGBTİ'ye Facebook'tan ulaşmak için tıklayın. İletişim için: @liselilgbti / [email protected] |