MELİH GÜRSOY
Türk ekonomisinin bugünkü duruma düşmesinde büyük çapta yolsuzluğun, devleti soymanın, kayıt dışı ekonominin, bankaları içerden boşaltıp zararının devlete ödettirilmesinin neden olduğunu Türkiye'de herhalde bilmeyen kalmamıştır.
Birkaç ay önce Metis tarafından yayınlanan Milliyet Gazetesi yazarlarından Nedim Şener'in "Tepeden Tırnağa Yolsuzluk" adlı kitabını bilmem okudunuz mu? Yazar Kasırga, Paraşüt, Bufalo, Hayal, Birinci Perde, Matador gibi kod adları alan 18 büyük yolsuzluk olayının nedenlerini, nasıl meydana geldiklerini, araştırmaların nasıl yapıldığını ve kimlerin tutuklandığını 300 sayfalık bir kitapta işin aslına inerek ortaya dökmüş. Gazeteci Nedim Şener kitabında diyor ki:
"Dünyada yolsuzlukla mücadele için neler gerektiği konusunda çeşitli çalışmalar yürütülüyor. Bu çalışmalardan biri, Türkiye'de gözlerden kaçan, Peru'nun başkenti Lima'da 11 Eylül 1997 tarihinde 93 ülkenin ilgili Bakanlarının ve saydamlıkla ilgili kuruluşların yöneticilerinin imzaladığı bildiridir. Bu kararlar alınırken elbette Türkiye'den hiçbir resmi yetkili bulunmuyordu. Bildiride, ulusal bazda yapılması gerekenlerin ve bunların başında yöneticilerin hesap verme zorunluluğunun altı çiziliyor."
Lima Bildirisi, özetle şöyle:
"Hükümetler sivil toplum ve özel sektörlerle birlikte devlet organlarının ve anayasal makamların hesap verme kapasitesini periyodik incelemelere tabi tutmalıdır. Hükümetler yolsuzlukla ilgili yasa hükümlerini azami etkinlikle uygulamalıdır.
Bunun için;
1- Her türlü hediye alımının önüne geçilmeli.
2- Yalnız kamu yönetiminde bulunanların değil, ailelerin ve ortaklarının da mal beyanında bulunması ve mal artışlarının yasal yollardan sağlandığının ispatı onlara yüklenmeli.
3- Bağımsız bir kuruluş tarafından önemli kamu yöneticilerinin malları ve yaşam biçimleri sık sık gözden geçirilmeli.
4- Yolsuzlukla suçlu görülen kişilerin servetlerinin, nerede olursa olsun ve kimin adına olursa olsun, dondurulması, el konulması ve müsaderesine olanak sağlayacak yasalar çıkartılmalı.
5- İhalelerde rüşvet veren firmalar belli sürelerle kamu ihalelerine sokulmamak üzere kara listeye alınmalı.
6- Politikacılara ve partilere verilen bağışlar düzenlenmeli ve derhal kayıt altına alınmalı.
7- Bizzat basın, kendisini rüşvete ve aşırı ikramlara karşı dikkatle korumaya almalı.
9- Bakanlar kurulu, parlamento, adli makamlar, tüm bakanlıklar ve sosyal hayatın birçok kademesinde ahlak ilkelerini içeren davranış kodları hazırlanmalı
93 ülkenin ilgili bakanları tarafından 11 Eylül 1997'de imzalanan Lima Bildirgesi aslında daha geniş, 21 maddeyi kapsıyor.
Geçtiğimiz günlerde Prag'da tekrarlanan toplantıya Rusya Başkanı Putin de telefonla katıldı ve Rusya'daki yolsuzluğa yönelik olarak toplantılarda ele alınan görüşleri yerine getireceğini belirtti.
Tabii ki bu bildirilerde yer alan konulardan bazıları Türk yasalarında da var, fakat uygulama eksikliğimiz en büyük kusurumuz. Ümit ederiz, Türkiye'nin nasılsa atladığı bu toplantıda bulunup imzalayamadığı Bildirge'yi ilgili Bakanlarımız ve ilgili bürokratlarımız etraflıca tetkik edip Türkiye'de de uygulama imkanı bulurlar.
YOLSUZLUK ALGILAMA ENDEKSLERİNDE TÜRKİYE
Tranparency International'ın her yıl 1-13 arasında araştırma kuruluşuna yaptırdığı yolsuzluk algılama endekslerinde Türkiye, tüm gelişmiş ülkelerin altında ve yolsuzluğa bir yaşam biçimi haline getirmiş ülkelerin arasında yer alıyor. 10 üzerinden derecelendirilen endekslerle Türkiye'nin derecesi 3.5-4.0 arasında.
Yıl ...Türkiye'nin Derecesi... Ülke Sayısı ..Türkiye'nin Sırası
1995 ............................4.0............... 40..................... 27
1996............................ 3.54 ............54 .....................33
1997 ............................3.21............. 52.................... 38
1998 ............................ 3.4............. 85.................... .54
1999 ............................ 3.6 .............99 .................... 54
2000 ............................ 3.8............. 90 .................... 50
2001 ............................ 3.6............. 91 .................... 54
Türkiye'nin; 1998 yılında 85 ülke arasında 54. sırada iken; 1999 yılında 99 ülke arasında aynı sırayı koruması ya da 2001 yılında 90 ülke arasında 54. sırada yer alması bir iyileşme göstergesi değil. Türkiye 7 yıldır hep 4.0'lık derecenin altında ve ilk 3 yılda hep inişte.