Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) İletişim Eş-Koordinatörü Serdar Ocaksönmez, Ankara’dan başlayan LGBTİ etkinliklerine yönelik yasak ve engellemeleri bianet’e değerlendirdi.
Ocaksönmez, söz konusu yasakların sadece bir film gösterimi yasağı değil, LGBTİ’leri kriminalize eden bir yasak olduğunu söylerken, peşi sıra gelen engellemelerin LGBTİ+ hareketin genelini olduğu gibi kendilerini de kaygılandırdığını söyledi.
“Bunun yanı sıra nefret söylemi üreterek bizleri hedef gösteren toplulukların varlığıyla tehlike altında hissediyoruz” diye konuşan Ocaksönmez, tüm hak savunucularını dayanışmaya çağırdı.
“Varoluşu kriminalize eden bir yasak”
Ankara’daki süresiz yasağı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ankara'daki yasak sadece bir film gösterimi yasağı değil, içeriği bakımından bütün hareket alanlarımızı kısıtlıyor. Kararda yer alan toplumsam "hassasiyet” ve “ahlak” ibareleri kaygı verici; “toplumsal hassasiyet” ve “ahlak” öne sürülerek LGBTİ+ların varoluşlarını, kimliklerini kriminalize ediyor. Uzun vadede düşündüğümüz zaman orada faaliyet yürüten LGBTİ+ derneklerin varlığını doğrudan etkileyecek ve zarar verecek bir karar. Ankara'nın başkent olması özelinde stratejik bir karar olarak görüyorum.
“Diğer illerdeki engellemeler rastlantısal değil”
Bu yasağın diğer illerde etkilerini gözlemliyor musunuz?
Yasağın farklı şehirde farklı şekilde vuku bulduğunu gözlemliyoruz. Ankara yasakları öncesi Mardin'de yapılması planlanan etkinliğin nefret söylemiyle hedef gösterilmesiyle iptal edilmesi, yine Bursa'da bir etkinliğin polisce iptal edilmesi ve son olarak İstanbul'daki LGBTİ+ film gösteriminin Beyoğlu Kaymakamlığınca yasaklandığını görüyoruz. Bu yasakları birbirinden bağımsız ve rastlantısal olduğunu düşünemeyiz.
“Tehdit altında hissediyoruz”
Yasaklar SPoD’un faaliyetlerini etkiledi mi?
Henüz direk olarak bizim çalışmalarımızı doğrudan etkilemese de, başta İstanbul olmak üzere bütün ülkeye yayılma ihtimali elbette var. Elbette peşi sıra gelen yasaklardan LGBTİ+ hareketin geneli olduğu gibi biz de psikolojik olarak etkilendik, etkileniyoruz. Yaptığımız ve yapacağımız etkinliklerin yasaklanabileceği kaygısını taşıyoruz. Bunun yanı sıra nefret söylemi üreterek bizleri hedef gösteren toplulukların varlığıyla tehlike altında hissediyoruz.
“Davanın takipçisiyiz”
Bu yasak ve diğer illerdeki yasaklama girişimleriyle ilgili yerel örgütlerden, aktivistlerden başvuru, soru vs alıyor musunuz?
Ankara'daki örgütlerle dirsek teması halindeyiz. Yasak sonrası Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerin açmış olduğu yürütmeyi durdurma davasını takip halindeyiz. Diğer yasaklamalar ve müdahaleler hakkında da olabildiğince bilgi toplamaya çalışıyoruz
“Yasaklar LGBTİ+ hareketinin büyümesine karşı bir tutum”
Ankara’daki yasağın diğer illere yayılma ihtimali olduğunu düşünüyor musunuz?
Açıkçası böylesi bir yasaklamayı öngörmüyorduk. Son üç yılda yine “güvenlik” bahane edilerek etkinlik bazlı yasaklar oldu, mesela İstanbul'daki LGBTİ+ ve Trans Onur Yürüyüşleri yasaklandı, Ankara'daki 17 Mayıs etkinlikleri yasaklandı ancak bu son yasak süresiz olarak doğrudan bir kimliği, varoluşu ve hayat pratiklerinin bütününü hedef alıyor, öncekilerden bu anlamda çok daha farklı bir şiddet ile karşı karşıyayız. Totalde üç yıllık sürece baktığımız zaman da bu yasaklamar LGBTİ+ hareketinin gelişmesine ve büyümesine karşı bir tutum gibi.
“Tüm hak savunucularını dayanışmaya çağırıyoruz”
Yasaklama girişimlerine karşı bir planınız, stratejiniz ya da çağrınız var mı?
Şu an SPoD olarak diğer LGBTİ+ dernek ve oluşumlarıyla ortak hareket ediyoruz, Ankara'da Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin açtığı dava süreçlerini de takip ediyoruz, umuyoruz ki en kısa süre içerisinde yasak kaldırılır ve faaliyetlerimiz kaldığı yerden devam eder.
Yetkili mercilerini Anayasa'nın 10. Maddesi'ne ve başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uyarak bu yanlışı bir an önce düzeltmelerini istiyoruz. Lambdaistanbul'un kapatılma istemi zamanında olduğu gibi yine dayanışma ile bu yasaklamaların üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Yalnızca LGBTİ+ örgütlerini değil, tüm hak savunucularını dayanışmaya davet ediyoruz.
Ne olmuştu?Ankara Valiliği 16 Kasım'da Alman LGBTİ Film Günleri'ni yasaklamıştı. bianet’in sürdürdüğü, Kaos GL'nin destekleyerek içinde yer aldığı “Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik” atölyesinin 18 Kasım’da Mardin’de düzenlenmesi planlanan 11. ayağı da hedef gösteren haberler ve tehditler nedeniyle gerçekleştirilemedi. Ankara Valiliği 19 Kasım'da da "LGBTİ sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilen etkinlikleri" süresiz olarak yasakladığını duyurdu. Beyoğlu Kaymakamlığı ise British Council'in KuirFest ortaklığıyla 25 Kasım’da düzenleyeceği film gösterimini iptal etti. Bursa ve Kocaeli'de de iki LGBTİ etkinliği yerel idare ve kolluk kuvvetlerinde engellendi. Ankara’daki LGBTİ dernekleri Kaos GL ve Pembe Hayat, Valiliğin LGBTİ etkinliklerini süresiz olarak yasaklamasına karşı ayrı ayrı kararın iptali ve yürütmesinin durdurulması istemli dava açtı. Hak savunucuları da #LGBTİYasaklanamaz etiketiyle yasakları sosyal medyada protesto etmeye başladı. #LGBTİYasaklanamaz etiketi, dün akşam Twitter’da Türkiye gündeminde 4. sıraya yükseldi. |
(ÇT)