LGBTİ+ üniversite öğrencileri, özellikle de son yıllarda barınma krizi, giderek derinleşen yoksullaşma, istihdamda ayrımcılık ve üniversitelerde ifade özgürlüğünün engellenmesi gibi sorunlardan fazlasıyla etkileniyorlar.
Üniversite yönetimleri tarafından uygulanan baskı ve LGBTİ+ fobik uygulamalar, kampüs içerisindeki yaşantıyı giderek zorlaştırıyor.
LGBTİ+ öğrencilerin özellikle de son yıllarda yoğun şekilde karşılaştıkları en temel problemlerden biri üniversite kampüsleri içerisinde okul yönetimleri tarafından gelen baskılamalar, kulüp faaliyetlerinin yasaklanması ve ifade özgürlüğünün engellenmesi oluyor.
Öğrenciler ne diyor?
22 yaşındaki Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Zeynep S. ve 21 yaşındaki İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisi Mert Can hem kampüslerde yaşadıkları sorunları, hem de giderek artan yoksullaşmanın kendilerini nasıl etkilediğini aktarıyorlar.
Zeynep S. Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan kulübün kapatılması ve etkinliklerinin engellenmesi sürecini, LGBTİ+ kimliğinin okul yönetimi tarafından kriminalize edilişi olarak açıklıyor:
“Alenen LGBTİ+ öğrencileri okul içerisinde barındırmayacağız demeseler bile, birlik olunan bir topluluğun faaliyetlerini engelleyerek ve görünürlüğünü kısıtlayarak öğrencileri yalnızlaştırıyorlar.”
Kapatma kararına rağmen kulübün etkinliklerine hala devam ettiğini vurgulayan Zeynep S., bu süreçte okulun güvenliklerinin etkinliklerini engellemek üzere çaba sarf ettiğini, 2022’de okulda düzenledikleri Onur Yürüyüşü’nde ise birçok arkadaşının polis tarafından darp edildiğini ve gözaltına alındığını belirtiyor.
Mert Can kampüsünün diğer üniversitelere kıyasla nispeten daha güvenli olduğunu belirtirken bir yandan da bu güvende olma hissinin okul yönetimi tarafından değil, okul içerisinde yürütülen mücadeleler sayesinde sağlandığını vurguluyor. Okul içerisinde herhangi bir LGBTİ+ fobik tavır ile karşı karşıya kalması durumunda ise güvenebileceği ilk kişilerin okul yönetiminden önce feministler ve lubunyalar olduğunu söylüyor.
Zeynep S. için ise, okulunda BÜLGBTİA kulübünün varlığı kendisine her zaman güven veriyor ve kampüs içi mücadelelerin güçlendirici olduğunu ve LGBTİ+’lara yalnız olmadıklarını gösterdiğini belirtiyor.
Barınma krizi giderek derinleşiyor
Barınamıyoruz Hareketi’nin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sunduğu raporda yer alan Gençlik ve Spor Bakanlığı verilerine göre, KYK yurtlarında 2002 yılında 182 bin 258 olan yatak sayısı 2023 yılında yalnızca 850 bine yükseldi. Barınamıyoruz Hareketi’nin verilerine göre 2023 yılında her 10 öğrenciden yalnızca biri KYK yurtlarında yer bulabiliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Şehir Plancısı Buğra Gökce’nin 2023’te paylaştığı kira artış analizine göre ise İstanbul'da son 5 yılda ilk ilanlarda konut kira bedeli yüzde 843 oranında arttı. Barınma krizinin zorlayıcı sonuçlarıyla sıklıkla karşı karşıya gelen öğrenciler için ise Türkiye’de hem yurtlar hem de kiralık evler barınma için kolay erişilebilir alternatifler oluşturamıyor. Bu konuda ise LGBTİ+ öğrenciler, ayrımcılık ve LGBTİ+ fobiden dolayı barınma krizinden fazlasıyla etkileniyorlar.
“Yurtlara alternatif kalmadı”
KaosGL’den Yıldız Tar, öğrenci yurtlarındada heteroseksizmin yaygın olduğunu vurgularken LGBTİ+’ların çoğu durumda yurtlarda barınabilmesinin mümkün olmadığını belirtiyor:
Kimliğini gizleyebilen birisi yoğun baskı altında olsa bile belki kalabiliyor, ama herhangi bir şekilde LGBTİ+ olduğunuzu beyan etmeseniz bile buna dair ortalıkta bir şüphe oluştuğunda yurtlarda diğer oda arkadaşlarından şiddetten tutun yurt müdürlüğünün size yurttan atmasına kadar sorunlarla karşılaşılabiliyor.”
Zeynep S. ise ev arayışlarında hem kirası çok pahalı olmayan bir ev ararken bir yandan da LGBTİ+ fobik olmayan, güvenli olduğunu düşündükleri mahalleleri de tercih etmek istediklerinde oldukça zorlandıklarını belirtiyor.
2012 yılında Avcılar’da deprem bölgesinde “travestiye ve öğrenciye ev ilanı” şeklinde ilanların açıldığını hatırlatan Tar, “Hem LGBTİ+ hem de bir öğrenci olduğunuzda yaşamınızın bir kıymeti olmadığı için deprem bölgesindeki evlerde de yaşayabilirsiniz diye düşünülüyor” diyerek geçen 11 yılda da pek bir şeyin değişmediğini vurguluyor.
LGBTİ+ fobiden kaçarak iş aramak
Mert Can okurken bir yandan staj yaparak deneyimlerini arttırmak istemesine rağmen, iş ve staj imkanlarının fazlasıyla kısıtlı olduğunu aktarıyor. Can, staj başvurusu yapacağı kurumları seçerken aslında bir paradoksun içerisinde kaldığını belirtiyor:
“İş yerinde fobiyle karşılaşmamak için fobiye uğramayacağım alanları ince eleyip sık dokuyorum, bu da hem bayağı bir mesai hem de bayağı az ihtimali işaret ediyor.”
KaosGL tarafından 2023’te yayınlanan “Türkiye’de Kamu Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Artıların Durumu” araştırmalarına göre LGBTİ+ çalışanların büyük çoğunluğu çalıştıkları kurumlarda cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet özellikleri açısından kapalı olmayı tercih ediyorlar.
Tar, bu durumu “Sürekli kimliğini gizlemek zorunda kalmanın kendisi de bir ayrımcılıktır” diyerek açıklıyor ve bunun üzücü fakat beklenen bir sonuç olduğunu belirtiyor: “Bu kadar nefret söyleminin, siyasal homofobi ve transfobinin yaygın olduğu ve en tepeden örgütlendiği bir yerde, iş yerleri de buna göre pozisyon alıyor.”
“Ayrımcılık size yoksullaştırıyor"
Zeynep S. ve Mert Can, temel giderlerinin giderek pahalılaşıyor olmasından ve kampüs içerisinde vakit geçirebilmenin bile artık pek çok öğrenci için ekonomik bir yük olmasından yakınıyor. Zeynep S., okulunda uygun fiyatlı bir yemekhane olsa bile her zamda fiyatların iki katına çıktığını söylüyor. Mert Can ise yemekhane gibi ucuz yemeğe erişebilecekleri alan olmadığını belirtirken kampüste sadece özel işletmelerin olduğunu ve çok pahalı fiyatlardan satış yapıldığını vurguluyor.
Tar’a göre yoksullaşma sadece ekonomik durumla ilgili değil. "Ayrımcılık sizi yoksullaştırıyor, yoksulluk size ayrımcılığa daha da açık hale getiriyor” diyerek bu kısır döngüden çıkmanın imkansızlaştığını belirten Tar, yoksullukta bile herkes eşit olamadığını ve yoksulluğun bile kendi içerisinde bir hiyerarşisi olduğunu vurguluyor. Bu durumda hem LGBTİ+ hem de bir öğrenci iseniz durumdan daha da fazla etkileniyorsunuz.
Tar, ülkede giderek artan yoksulluktan özellikle de LGBTİ+ gençlerin daha da keskin şekilde etkilendiğini vurguluyor:
“Ülkede yaşanan bu büyük gelir adaletsizliği meselesi hükümet tarafından aile desteğiyle çözülmeye çalışılıyor. Bütün sosyal hizmetleri ve sosyal yardımları aile odaklı politikalarla halletmeye çalışıp aslında devlet kendi sorumluluğunu aileye yüklüyor. LGBTİ+’lar açısından aile desteğinden de mahrumsanız, ki büyük bir çoğunluk için bu söylenebilir, bu sefer size hiçbir yaşayacak alan bırakmıyor.”
Zeynep S. karşılaştıkları tüm sorunlara, özellikle de rektörlükler tarafından uygulanan tüm baskılara rağmen LGBTİ+ öğrencilerin bir arada ve dayanışma içerisinde olmaya devam edeceklerini vurguluyor:
“Bütün yıldırmalara, baskılara, ‘Biz sizi bu okulda barındırmayacağız’ demelerine rağmen lubunyalar var ve var olmaya devam edecekler. Kulübü kapatabilirler, okul içerisindeki faaliyetlerini ellerinden geldiğince durdurmaya çalışabilirler, baskılayabilirler ama bu şekilde yılmıyoruz. Biz her türlü var olmaya ve mücadele etmeye de devam edeceğiz.”
İki baskı örneği
2 Şubat 2021’de Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör Melih Bulu’nun yönetiminde usulsüzce kapatılan Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları öğrenci kulübü hem Boğaziçi Direnişi için hem de kampüslerde LGBTİ+’ların ifade ve eylem özgürlükleri açısından büyük önem taşıyor. Öğrencilerin kararı 12 Mayıs 2021’de yargıya taşımasının ardından dosya şu an hâlâ istinaf mahkemesinde görülüyor.
21 Eylül 2023’te, 2013’ten beri faaliyet gösteren Hacettepe Üniversitesi Kuir Araştırmaları Topluluğu da rektörlük tarafından, “1 yıl boyunca stant ve tanışma toplantısı tüzüklerindeki amaçlara uygun etkinlik yapmadığı” gerekçesiyle kapatıldı. Bu kapatma kararıyla birlikte devlet üniversitelerinde resmi statüye sahip LGBTİ+ topluluğu kalmadı.
LGBTİ+ öğrenciler anlatıyor: Barınabilmek için gizlenmek
LGBTİ Öğrenciler Cinsiyetsiz Yurtlar İstiyor
(İD/EMK)