*Fotoğraf: egs.edu
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Berkeley Üniversitesi'nde çalışan feminist düşünür ve akademisyen Judith Butler, dün Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle "Bölgelerarası Dayanışmalar" başlıklı çevrimiçi bir açık derste buluştu.
Kaol GL'den Yıldız Tar'ın aktardığına göre, Butler'ın doğumgününe de denk gelen etkinlikte Boğaziçi Üniversitesi'nde Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından yaşananlar hatırlatıldı ve BÜLGBTİ+'nın nasıl kapatıldığı anlatıldı.
"Kaderlerimiz birbirine bağlı"
Konuşmasına, "Burada olmaktan ve direnişinizin bir parçası olmaktan onur duyuyorum. Geçtiğimiz haftalarda ne kadar çok uluslararası örgüt ve medyanın bu konuda yazdığını görmek çok sevindirici" diyerek başlayan Butler şöyle devam etti:
"Akademik özgürlüğe dair devlet baskısı, eğitime sansür ve eleştirel görüşlerin kriminalleştirilmesiyle karşı karşıyayız. Boğaziçi'ni uzaktan izlemiyoruz. Sizin kaderiniz bizimkiyle, bizimki sizinkiyle birbirine bağlı.
"Temel akademik özgürlük tehdit altında. Akademik özgürlük ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlükleriyle yakından ilişkili bir kavram. Güçlenen otoriterizmi siz zaten biliyorsunuz ancak dünyanın geri kalanının da bilmesi gerekiyor. Akademik özgürlük eğitim, araştırma ve yayınlarında devlet etkisinden olmayı kapsar.
"Hepimiz bir şekilde üniversitelere bağımlıyız ve üniversitenin de sizin çalışmalarınıza karışmama gibi bir vaadi var aslında. Devletin, dini yetkililerin, eğer özel bir üniversiteyseniz donörlerin etkisini engelleme vaadi var. Akademik özgürlüğün temeli, devlet temelli etkilerden korunmanızdır.
*Fotoğraflar: Dilek Şen
"Eleştirel düşünce adalet talep etmek demektir"
"Meşru olmayan bir şekilde rektör atanması bu korumanın engellenmesi demektir. Özgürlüğünüze dönük gayrimeşru bir etki söz konusu. Akademik özgürlük doktrini çerçevesinde yöneticinin temel işlevi akademik özgürlüğünüzü korumak olmalı. Akademik özgürlük rektörlerin devlete karşı durabilmesi, topluma tehdit olarak görülen programların kapatılmaması anlamına geliyor.
"Rektör olarak atanan herhangi bir kişi politik otoriteleri tehdit etse de akademik özgürlüğü savunmak zorundadır. Üniversiteler, fakülteleri için olduğu kadar öğrencileri için de özgürlüğü savunmak zorundadır. Eleştirel düşünce, adaletsizliğe karşı durmak ve adalet talep etmek demektir.
TIKLAYIN - "Taciz gibi şikayetler kriz anlarında ikincil duruma düşer"
BÜLGBTİ+'nın kapatılması
"LGBTQİ toplumu ile ilgili de konuşmak istiyorum. Öğrenci örgütlerinin sergilerini gösterme, politik fikirlerini sergileme konusunda hakları var. Özgürce örgütlenebilmek ve kamusal tartışmalara katılabilmek, sizin temel hak ve özgürlüğünüzdür. Bu fikirler, gösterdikleriniz birilerini rahatsız edebilir ancak bu rahatsızlık öğrenmek için önemli bir şans.
"Üniversitelerdeki birçok şey dersler dışında gerçekleşiyor. Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü'nün kapatılması örgütlenme özgürlüğünün engelidir. Bu özgürlükler hem üniversite için hem de kamusal bir tanınmayı hak eden varoluşlar için gereklidir. Bir gün o kulüp tekrar açılacak ve ben de ziyaret edeceğim.
"LGBTQİ'lere saldırılar otoriter rejimlerin normlarına dönüşüyor. Otoriter bir rejimde yaşadığınızın işareti, LGBTQİ'lere saldırılar. Donald Trump transların itibarlarına saldırıp yasal statülerini almaya kalktı. Polonya ve Macaristan'da LGBTQİ'lerin kazanılmış haklarını geri almaya çalışıyorlar. Bu durumu Rusya'da, Brezilya'da da görüyoruz. Translar çok yoğun bir şekilde şiddete maruz kalıyor. Bu suçlara karşı durması gereken devlet, ya başka yere bakıyor ya da katilin ta kendisi.
"LGBTQİ mücadelesi ulusaşırı bir mücadeledir. Değerli kulüplerinizin kapatılması otoriter saldırıların yeni bir formu. Queer'ler olarak her zaman bize karşı kullanılan geleneğin de ailenin de parçasıydık. LGBTQİ kişiler her zaman Boğaziçi'nin parçasıydı. Burada mesele LGBTQİ'lerin olumlanacağı mı yoksa kriminalleştirileceği mi, sansürlenecekleri mi, kınanacakları mı, şeytanlaştırılacağı mı, hapse atılacağı mı? Tutuklu arkadaşlarınızın varlığı devasa bir adaletsizlik. Hapishanedekilerle iletişimde kalmak ve hikâyelerinin duyulmasını sağlamak gerekiyor. Kamusallaşmanın her zaman riski vardır ancak riski kolektif olarak üstlenmek gerek.
TIKLAYIN - 11 üniversiteli neden tutuklu?
"LGBTİ+'ların güçlü bir mücadele geçmişi var"
"LGBTQİ'ler, hareketin vazgeçilemez bir parçasıdır. Bu kulübe yaptıklarını her kulübe yapabilirler. LGBTQİ'leri en kırılgan grup olarak görüyorlar ve en kırılgan gördüklerine saldırıyorlar. Heteroseksüeller desteğe gelmeyecektir diye düşünüyorlar. Ancak LGBTIQİ'lerle başlayıp devam edeceklerdir. En kırılgan grubu yalnız bırakmazsınız. Onlarla birlikte olursunuz.
"Aynı zamanda LGBTQİ'lerin güçlü bir mücadele geçmişi var. Bundan öğrenebilirsiniz. Türkiye'deki geçtiğimiz on yıldaki en ilham verici anlar LGBTQİ mücadelesindendi. İttifakı da en iyi onlar biliyor, sokağa çıktıklarında mücadele etmeyi de en iyi onlar biliyor.
"Translara nefret ulusaşırı bir strateji"
"Direniş hareketlerinin geçmişinden bildiğimiz şu ki, karşı taraflar sizi birbirinize düşürmeye çalışacaktır. 'Müslümanlar LGBTQİ'lere karşı' diyecekler, ancak Müslüman öğrencilerin bir kısmı aynı zamanda LGBTQİ. Bizleri farklı kutulara koymalarına izin vermeyelim.
"Translara karşı nefret, ulusaşırı bir strateji. Birbirlerinden öğreniyorlar, 'Orada oluyorsa, ben de burada yaparım' diyorlar. Otoriter rejimler birbirlerinin yöntemlerini ödünç alıyorlarken bu nefrete karşı mücadeleyi de ulus aşırı bir şekilde inşa etmemiz gerekiyor. LGBTQİ'lerin herhangi bir ülkede gördüğü muamele otoriter rejimlerin Litmus testi. Otoriter bir ülkede yaşayıp yaşamadığınızın termometresi bu."
Judith Butler kimdir?Judith Butler (d. Şubat 24 1956) post-yapısalcı ünlü Amerikalı düşünür. Feminizm, queer teorisi, siyaset felsefesi ve etik konularında çalışıyor. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'de Retorik ve Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü'nde profesör. Butler felsefe doktorasını Yale Üniversitesi'nden 1984 yılında aldı ve tezi "Arzu Özneleri: Yirminci Yüzyıl Fransa'sında Hegelci Yansımalar" adıyla basıldı. 1980'lerin sonuna doğru, farklı öğretim/araştırma merkezleri arasında feminizmin "önkabullenilmiş terimlerini" sorgulamak için Batılı feminist teorinin içinde "post-yapısalcı" çalışmalar yaptı. | |
(DŞ)