İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, dernek tüzüğünde herhangi bir aykırılık bulunmamasına rağmen sosyal medya paylaşımlarını gerekçe göstererek Genç LGBTİ+ Derneği’ni kapatmasına karar vermesine, hak örgütleri tepki gösterdi.
14 LGBTİ+ derneği, “Genç LGBTİ+ Derneği Kapatılamaz!” başlıklı ortak bir açıklamayla kararı protesto etti.

Genç LGBTİ+ Derneği “müstehcenlik” iddiasıyla kapatıldı
Açıklamada, derneği kapatma kararına dayanak gösterilen “ailenin korunması” ve “genel ahlâka aykırılık” iddialarının hukuki bir temele dayanmadığı vurgulandı.
“Sistematik saldırı”
KaosGL.org’da yer alan habere göre, açıklamanın devamında ise şöyle dendi:
“Bu durum münferit değildir;
- Daha önce Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde LGBTİ+ kulüplerinin kapatılması,
- KaosGL.org’un ve sosyal medya hesaplarının erişime engellenmesi,
- Trans kadın aktivist ve insan hakları savunucusu Janset Kalan’a, ‘müstehcenlik’ maddesi üzerinden ceza verilmesi,
- Trans kadınların sosyal medya paylaşımları üzerinden hedef alınması,
- Mabel Matiz, Manifest ve Merve Taşkın’ın ‘müstehcenlik’ maddesi üzerinden yargı süreçleriyle karşılaşması,
- Onur Yürüyüşleri ve 8 Mart/25 Kasım eylemlerinde taşınan bayrakların ve pankartların suç unsuru sayılması, aynı sistematik saldırının parçalarıdır.
Toplumsal olaylarda, hak arama mücadelelerinde, sanatsal üretimlerinde sesini yükseltenleri susturmak için kullanılan bu muğlak kavramlar, şimdi de meşru derneklerimizin kapısına kilit vurmak için kullanılmaktadır.

Trans kadın aktivist Janset Kalan’a ‘müstehcenlikten’ ceza
“Sadece örgütlenmemiz değil, yaşamımız da tehdit altında”
“Kamuoyunda tartışılan 11. Yargı Paketi sürecinde, LGBTİ+ düşmanı maddeler metinden çıkarılsa da, bugün Genç LGBTİ+ Derneği’ne verilen kapatma kararı, yasa metninde ne yazarsa yazsın, uygulamada düşman hukukunun işlediğini kanıtlamaktadır. Yasal reform adı altında yapılan düzenlemeler veya geri çekilen maddeler, sahadaki baskı pratiğini değiştirmemektedir. Aksine, yargı mekanizması, LGBTİ+’ları kamusal alandan silmek, sivil toplumu kriminalize etmek için bir araç olarak kullanılmaya devam edilmektedir.
“Derneklerimiz kapatılarak örgütlenme hakkımız elimizden alınmaya çalışılırken, hapishanelerden gelen şüpheli ölüm haberleri yaşam hakkımızın devlet gözetiminde dahi korunamadığını göstermektedir.
“Sincan Cezaevi’nde tutulan trans erkek bir mahpusun şüpheli ölümü, LGBTİ+ mahpusların maruz kaldığı tecrit, kötü muamele ve ihmaller zincirinin en acı sonucudur. Devletin koruması altında olması gereken bir kişinin, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesi ve olayla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmemesi, cezasızlık politikasının bir tezahürüdür. Dışarıda derneklerimizi kapatarak sesimizi kısmaya çalışanlar, içeride yaşam hakkımızı güvence altına almayarak varlığımızı hedef almaktadır.
Çağrımızdır:
- Genç LGBTİ+ Derneği hakkındaki kapatma kararı istinaf sürecinde derhal bozulmalı, örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Sincan Cezaevi’ndeki şüpheli ölüm, tüm şeffaflığıyla aydınlatılmalı, sorumlular yargı önüne çıkarılmalıdır.
- ‘Müstehcenlik’, ‘genel ahlâk’ gibi muğlak ifadelerle temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına son verilmelidir.
LGBTİ+ hakları insan haklarıdır. Ne derneklerimizin kapatılması ne de yargı tacizleri bizi bir arada durmaktan, eşitlik ve özgürlük talebimizden vazgeçirebilir. Alışın, buradayız, gitmiyoruz!”

